Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

kat ne demek?

 - 16 sözlük, 32 sonuç.

BSTS / Biyokimya Terimleri Sözlüğü

kat anlamı İng. kat
Katal.

BSTS / Çiftteker Terimleri Sözlüğü

kat anlamı Osm. kategori Fr. catégorie
Koşucuların, spor niteliği bakımından değerlerine göre ayrılmaları.

BSTS / Kentbilim Terimleri Sözlüğü

kat anlamı İng. storey Alm. Stock, Stockwerk Fr. étage
Bir yapının, yapımı bitmiş tabanı ile onun üzerindeki tavanın arasında kalan bölümü.

BSTS / Matematik Terimleri Sözlüğü

kat anlamı İng. multiple Osm. misil Lat.mültiplus Alm. Vielfaches, Vielfache, Muttiplum Fr. multiple
Verilen bir tümsayı için, bununla bir diğer tümsay çarpımına eşit olan tümsay

BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü

kat anlamı
1) kat. 2) makam (bakınız» orun).

BSTS / Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü

kat anlamı İng. layer Alm. Schicht Fr. couché
lsıl işlem ya da yüzey işlemi görmüş yüzeylerde oluşmuş oksit, nitrür vb. özdek zar.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

kat anlamı Osm. misil Fr. multiple
(matematik)
kat anlamı Osm. tabaka Fr.strate
(katman) (coğrafya)
kat anlamı Fr. étage
(coğrafya, jeoloji)

BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü

kat anlamı İng. layer, coat, coating Osm. tabaka Alm. Schicht, Überzug Fr. couche
Sinem. Film tabanı üzerine sürülen çeşitli duyar özdek ya da koruyucu özdekten oluşan astar.
kat anlamı İng. stage Osm. etaj Alm. Stufe Fr.étage
TV. Radyo ya da televizyon almacındaki çeşitli elektronik birlikleri belirten terim.

BSTS / Tiyatro Terimleri Sözlüğü

kat anlamı Alm. Etagendekoration Fr.etage
Sahne dekorunda bir üst ya da alt katı belirten yüzey. Örn. Nestroy: "Zu ebener Erde und im Ersten Stock" (-alt katta ve üst katta) İki katlı dekoru, Ferdinand Bruckner: "Verbrecher" (-Caniler) adlı yapıtının (1928) üç katlı dekoru vardı.

BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü

kat anlamı İng. layer, stratum Osm. tabaka Fr. 1- étage, 2- coucheè
1- genel uygulayım: Birbiri üzerine konarak oluşturulmuş nesnelerin her bölümü ya da parçası. 2- sinema: Film tabanı üzerine sürülen çeşitli özellikteki duyar özdekler. 3- yerbilim: bakınız» katman.

BSTS / Yerbilim Terimleri Sözlüğü

kat anlamı İng. Stage Alm. Stufe Fr. étage
Yerbilim zamanlarından bir dönem süresi içinde oluşmuş katmanlı kayaçlar.

Divanü Lügati't-Türk

kat anlamı
kat
kat anlamı
nezd, yan
kat anlamı
"mugaylan" dikeni meyvesi; dikenli şeylerin meyvesi; her bir ağacın meyvesi
kat anlamı
(Yemek, Kıpçak, Kay, Tatar, Çomul) "mugaylan" dikeni meyvesi, dikenli şeylerin meyvesi

Güncel Türkçe Sözlük

kat anlamı
(I) is. 1. Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü: "Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık." -S. F. Abasıyanık. 2. Bir yüzey üzerine az veya çok kalın bir biçimde, düzgün olarak yayılmış bulunan şey: Bir kat yufka, bir kat peynir. 3. Üst üste konulmuş şeylerden her biri, tabaka. 4. Giyeceklerde takım: "Birer kat elbise ile kalacağız." -A. Gündüz. 5. Apartman dairesi. 6. Ön, yan: "Salim, Sait Faik'in Yaşar Nabi katındaki telif ücretini artırmakta büyük rol oynamıştır." -S. Birsel. 7. Huzur. 8. Bükülen veya kıvrılan bir şeyin her kıvrımı: Kumaşın katı. 9. Makam, mevki. 10. Kez, defa, misil: Bu, ondan iki kat pahalı. 11. jeol. Katman. 12. mat. Tekrarlanan bir sayının toplamı: 6, 9, 12 ve 15 sayıları 3 sayısının katlarındandır.
kat anlamı
(II) is. esk. 1. Kesme, kesilme. 2. İlgiyi kesme. 3. Sonuca bağlama, bitirme. 4. ed. Kesme.

Türkçe - İngilizce

kat anlamı
isim
1) floor
2) fold
3) coat
4) layer
5) ply
6) storey
7) story
8) flat
9) coating
10) deck
11) multiple
12) stair
13) pile
14) fall
15) lap
son ek
1) -fold

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

kat anlamı
Bir çeşit çiçek.

*Avanos -Nevşehir

kat anlamı
1.bakınız» Kaş(VI)-1. 2. Hendeğin iki yüksek kenarı. 6 okka tahıl alan silindir biçiminde, ağaçtan yapılmış bir tahıl ölçeği.
kat anlamı
Nişanlıya gönderilen armağan.

*Nizip -Gaziantep

kat anlamı
İki tepenin ya da iki duvarın arası, uçurum.

*Ermenek -Konya
Yalak *Ceyhan -Adana

kat anlamı
Toprak evlerde üst kısma süs olarak yapılan biraz enli ve renkli bağlar.

Çukurkuyu *Bor -Niğde

kat anlamı
Seyrek Altın dizisi.

-Kütahya

kât anlamı
(< Far. kâgaz) kâğıt
kât anlamı
Kağıt.
kat anlamı
Kağıt.
kat anlamı
1. Kat. 2. Daire

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

Yerleşim Birimleri Sözlüğü

Kat anlamı
Tokat ili, Dökmetepe bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

kat eş anlamlısı

bitirme
is. Bitirmek işi, itmam, mezuniyet.
defa
is. (defa:) Kez, kere: "İlk defa bu fikir, bir fikir olmaktan çıktı." -Y. K. Beyatlı.
huzur
is. (huzu:ru) 1. Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç: "Fakat böyle bir zevk ve huzurun devam ve bekası olamaz." -N. F. Kısakürek. 2. Ön, yan, kat, makam, yamaç: "Ertesi sabah tutukluyu huzuruna çağırtıp ona düşüncesini söylediğinde hiç beklemediği bir karşılık aldı." -İ. O. Anar. 3. esk. Bir yerde bulunma: Bu sorunun konuşulması için sizin huzurunuz şarttır. 4. esk. Padişah katı: Huzura çıkmak.
katman
is. 1. Birbiri üzerinde bulunan yassıca maddelerin her biri, tabaka. 2. jeol. Altında veya üstünde olan kayaçlardan gözle veya fiziksel olarak az çok ayrılabilen, kalınlığı 1 cm'den az olmayan tortul kayaç birimi, tabaka. 3. top. b. Bir toplum içinde makam, şöhret, meslek vb. bakımdan ayrılan topluluklardan her biri, tabaka.
kesme
is. 1. Kesmek işi: "Bir dönem, içkiyi haftalarca tamamen kesmeyi başardığım için, ondan sonra içtiğim her kadeh, bir adım gerilemek demekti." -E. Şafak. 2. Teneke, sac vb.ni kesmek için kullanılan makas. 3. sf. Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan: "Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat." -R. H. Karay. 4. sf. Kesin, değişmez, maktu: Kesme fiyat. 5. db. Kesme işareti. 6. ed. Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat. 7. bit. b. Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 m kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia). 8. mat. Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi. 9. sin. ve TV İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrı çekimin birbirini izlemesinden doğan durum. 10. esk. Lokum.
kez
is. Bazı sayı sıfatlarıyla birlikte kullanılarak bir olayın ve olgunun her bir tekrarlanışını bildiren söz, defa, kere, sefer: İki kez İstanbul'a gittim.
makam
is. (maka:mı) 1. Mevki, kat, yer: "İnsan değil gökyüzündeki makamını şaşırarak yere inmiş bir melektir." -H. R. Gürpınar. 2. müz. Klasik Türk müziğinde bir müzik parçası veya şarkının işleniş biçimi.
mevki
is. (mevki:si) 1. Yer, mahal: "Gelibolu civarında Akbaş mevkisinde bir cephane deposu vardı." -Atatürk. 2. Makam: "... senelerce devletin yüksek mevkilerinde bulundu." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Bazı ulaşım araçlarında yolculara veya tiyatro, sinema vb. yerlerde seyircilere sağlanan konfora ve bilet ücretlerine göre düzenlenmiş yer: "İkinci mevki sıralar oldukça dolmuş, localardan ise ancak bir ikisi tutulmuş." -M. Ş. Esendal. 4. Durum: "Hey Allah'ım! Ben ne müşkülatlı bir mevkide kalmışım şimdi" -O. C. Kaygılı.
misil
is. esk. 1. Eş, benzer: "Misli görülmemiş bir refaha, bir saadete ermiştim." -R. H. Karay. 2. Miktar. 3. Defa, kez, kat: "Ona edeceğiniz her hareketi yüz misli ile size iade ederim." -A. Gündüz.
ön
is. 1. Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı: "Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor." -A. Ümit. 2. Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı: "Altmış yaşında anamın önünde sigara içmek istemezdim." -B. Felek. 3. Bir kimsenin ilerisi: "Bir aralık önümüzden şarkı sesleri geldi." -S. F. Abasıyanık. 4. Yakın gelecek zaman: Önümüz kış. 5. Giyeceklerin genellikle göğsü örten bölümü: "Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık." -P. Safa. 6. Önce olan, ilk: Ön söz. Ön görüşme. 7. Civar, yöre: Kanlıca önlerine geldiler. 8. sf. Benzerler arasında bakılan veya gidilen yönde olan: "Ben, Anafartalar'da Mustafa Kemal'in bulunduğu en ön siperlerde de kurşun attım." -A. Gündüz.
tabaka
(I) is. 1. jeol. Katman: Madenin üzerindeki kalın toprak tabakası kaldırılıyor. 2. Baskı ve yazıda kullanılan, değişik boyutlarda kesilmiş kâğıt. 3. Derece. 4. top. b. Katman: "Bu insan nehrinin en aşağı tabakası, ipsiz takımıdır." -S. Birsel.
tabaka
(II) is. (taba'ka) Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu: "Ceviz ağaçlarının altına çökebilir, tabakalarınızdan birer sigara yakabilirsiniz." -S. F. Abasıyanık.
yan
is. 1. Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü: "Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." -M. Ş. Esendal. 2. Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihet: "Yaşlı garson yanımıza geldi." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Yer. 4. Üst. 5. Birlikte, beraberinde olma: "Bir ara acıkıp yanlarında getirdikleri ekmek peyniri yediler." -N. Cumalı. 6. Bedenin bir bölümü: Sağ yanına inme inmiş. 7. sf. Üstte, altta, arkada veya önde olmayan. 8. sf. İkinci derece olan: İlacın yan etkileri. 9. sf. Tali: "Siyasi partiler kadın kolu, gençlik kolu ve benzeri şekilde ayrıcalık yaratan yan kuruluşlar meydana getiremezler." -Anayasa. 10. zf. Bir tarafa yönelerek. 11. mec. İstekleri karşıt olan iki kişiden veya topluluktan biri. 12. ask. Savaş düzenindeki ordunun iki kanadından her biri. 13. mat. Bir denklemde "=" işaretiyle ayrılmış olan iki anlatımdan her biri. 14. sp. Futbol veya hentbolda, topun, alanın yan çizgileri dışına çıkması, taç (II).

"kat" için örnek kullanımlar

Ancak 2009 yılında neredeyse 1.7 kat daha fazla bir yatırım söz konusu.
However, an investment in 2009, almost 1.7 times more than that.
Kaynak: blog.tamindir.com
En son poliklinik sayıları 4, ameliyat rakamları 2 kat artmış.
The last four numbers of outpatient surgery, 2-fold increase in numbers.
Kaynak: haber3.com
Kasımpaşa maçında bize inananları görmek bizi bir kat daha umutlandırdı.
Kasimpasa us to see the game an extra layer of believers umutlandırdı us.
Kaynak: medyaspor.com
On yılda poliklinik sayısı üç kat, ameliyat sayısı dört kat arttı.
On the number of outpatient visits three times a year, the number of operations has increased four-fold.
Kaynak: haberler.com
Kit Kat, şu anda Nestlé tarafından üretilen çikolata lı gofret tir. Bir çubuğunda çikolata kaplı üç kat gofret bulunan Kit Kat'ın pek çok
Kaynak: Kit Kat
Ortak kat, en küçük ortak kat veya kısaca EKOK olarak da adlandırılır. Örneğin, 4 ve 6'nın ortak katı 12dir. Mesela 24 2*2*2*3 ve 36 2*2*
Kaynak: Ortak kat
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.