Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

huzur ne demek?

 - 4 sözlük, 5 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

huzur anlamı
is. (huzu:ru) 1. Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç: "Fakat böyle bir zevk ve huzurun devam ve bekası olamaz." -N. F. Kısakürek. 2. Ön, yan, kat, makam, yamaç: "Ertesi sabah tutukluyu huzuruna çağırtıp ona düşüncesini söylediğinde hiç beklemediği bir karşılık aldı." -İ. O. Anar. 3. esk. Bir yerde bulunma: Bu sorunun konuşulması için sizin huzurunuz şarttır. 4. esk. Padişah katı: Huzura çıkmak.

Kişi Adları Sözlüğü

Huzur anlamı Köken: Ar.
Cinsiyet: Erkek
Baş dinçliği, gönül rahatlığı, dirlik, erinç.
Cinsiyet: Kız
Baş dinçliği, gönül rahatlığı, dirlik, erinç.

Türkçe - İngilizce

huzur anlamı
isim
1) peace
2) tranquility
3) serenity
4) comfort
5) quiet
6) presence
7) ease
8) composure
9) quietness
10) quietude
11) audience
12) evenness
13) languor
14) tranquillity

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

huzur anlamı
(< Ar. huzûr) huzur, makam, kat
huzur anlamı
Kat, nezt, huzur

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

huzur eş anlamlısı

dirlik
is. 1. Yaşayış, hayat, sağlık, varlık, geçim. 2. Huzur, erinç: "Madem birsin, birlik olsun / Dilde, dinde, milliyette / Murat et de dirlik olsun / Baştan başa cemiyette" -O. S. Orhon. 3. tar. Osmanlı Devleti'nde bir hizmete karşılık olmak üzere bir kimseye devletçe verilen aylık veya bir yere bağlı gelir: "Zaten onun için, hazinelerin, varlıkların, dirliklerin ne değeri vardır." -S. Ayverdi.
erinç
is. Hiçbir eksiği, üzüntüsü ve acısı olmama durumu, dirlik, rahat, huzur: "Değiliz, erinç içinde değiliz biz, erinç içinde olmayı da aramıyoruz, dilemiyoruz." -N. Ataç.
kat
(I) is. 1. Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü: "Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık." -S. F. Abasıyanık. 2. Bir yüzey üzerine az veya çok kalın bir biçimde, düzgün olarak yayılmış bulunan şey: Bir kat yufka, bir kat peynir. 3. Üst üste konulmuş şeylerden her biri, tabaka. 4. Giyeceklerde takım: "Birer kat elbise ile kalacağız." -A. Gündüz. 5. Apartman dairesi. 6. Ön, yan: "Salim, Sait Faik'in Yaşar Nabi katındaki telif ücretini artırmakta büyük rol oynamıştır." -S. Birsel. 7. Huzur. 8. Bükülen veya kıvrılan bir şeyin her kıvrımı: Kumaşın katı. 9. Makam, mevki. 10. Kez, defa, misil: Bu, ondan iki kat pahalı. 11. jeol. Katman. 12. mat. Tekrarlanan bir sayının toplamı: 6, 9, 12 ve 15 sayıları 3 sayısının katlarındandır.
kat
(II) is. esk. 1. Kesme, kesilme. 2. İlgiyi kesme. 3. Sonuca bağlama, bitirme. 4. ed. Kesme.
makam
is. (maka:mı) 1. Mevki, kat, yer: "İnsan değil gökyüzündeki makamını şaşırarak yere inmiş bir melektir." -H. R. Gürpınar. 2. müz. Klasik Türk müziğinde bir müzik parçası veya şarkının işleniş biçimi.
ön
is. 1. Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı: "Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor." -A. Ümit. 2. Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı: "Altmış yaşında anamın önünde sigara içmek istemezdim." -B. Felek. 3. Bir kimsenin ilerisi: "Bir aralık önümüzden şarkı sesleri geldi." -S. F. Abasıyanık. 4. Yakın gelecek zaman: Önümüz kış. 5. Giyeceklerin genellikle göğsü örten bölümü: "Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık." -P. Safa. 6. Önce olan, ilk: Ön söz. Ön görüşme. 7. Civar, yöre: Kanlıca önlerine geldiler. 8. sf. Benzerler arasında bakılan veya gidilen yönde olan: "Ben, Anafartalar'da Mustafa Kemal'in bulunduğu en ön siperlerde de kurşun attım." -A. Gündüz.
rahatlık
is. 1. Üzüntüsü, sıkıntısı, tedirginliği olmama durumu, rahat: "Nilgün'ü sükûna kavuşmuş görmenin rahatlığı içindeyim." -R. H. Karay. 2. Yorgunluk veya sıkıntı vermeme durumu: "Başkalarının rahatlık saydığı işlerde sıkıldım, sinir kesildim." -N. Cumalı.
yamaç
is. 1. Dağın veya tepenin herhangi bir yanı: "Ay ışığında düz yolda yürümek iyi ama dik yamaçlardan nasıl inecektik aşağıya?" -A. Erhat. 2. hlk. Ön, kat, huzur: "Kız, hele beri gel yamacıma." -H. Taner.
yan
is. 1. Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü: "Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." -M. Ş. Esendal. 2. Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihet: "Yaşlı garson yanımıza geldi." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Yer. 4. Üst. 5. Birlikte, beraberinde olma: "Bir ara acıkıp yanlarında getirdikleri ekmek peyniri yediler." -N. Cumalı. 6. Bedenin bir bölümü: Sağ yanına inme inmiş. 7. sf. Üstte, altta, arkada veya önde olmayan. 8. sf. İkinci derece olan: İlacın yan etkileri. 9. sf. Tali: "Siyasi partiler kadın kolu, gençlik kolu ve benzeri şekilde ayrıcalık yaratan yan kuruluşlar meydana getiremezler." -Anayasa. 10. zf. Bir tarafa yönelerek. 11. mec. İstekleri karşıt olan iki kişiden veya topluluktan biri. 12. ask. Savaş düzenindeki ordunun iki kanadından her biri. 13. mat. Bir denklemde "=" işaretiyle ayrılmış olan iki anlatımdan her biri. 14. sp. Futbol veya hentbolda, topun, alanın yan çizgileri dışına çıkması, taç (II).

"huzur" için örnek kullanımlar

Camia normalleşme sürecinde ilerledikçe, bu huzur takıma yansıyor.
Community in the normalization process progresses, this peace of mind is reflected in the team.
Kaynak: skorer.milliyet.com.tr
Bizi sakinleştiren, içimize huzur veren bu tılsımlı türkülerdir.
To reassure us, inside us, this talismanic türkülerdir peace.
Kaynak: bolgegazetesi.com
Atv'nin sevilen dizisi huzur sokağı yeni bölümü cuma günü yayınlanacak.
ATVs popular series peaceful street, the new section will be published on Friday.
Kaynak: mersinim.net
Şifo Mehmet mükemmel bir düzen ve huzur katmış Antalyaspor'a.
Antalyaspor has added chiffon Mehmet perfect order and harmony.
Kaynak: fanatik.com.tr
Her Ramazan 'da 8 gün, padişahın katılımıyla, 'huzur' denilen bir hoca ile 5 dinleyicinin (muhatap)bulunduğu derslere huzur dersleri
Kaynak: Huzur Dersleri
Gök Titanları Kolos ve Phoebe 'nin kızı. Zeus ile birlikte oldu, kıskanç Hera 'dan kurtulmak ve huzur içinde doğum yapabilmek için bütün
Kaynak: Leto
New Age müzik, rahatlama ve pozitif hisleri yaratma amaçlı, çeşitli tarzlarda huzur verici bir muziktir. Hepsi olmasa da bu tür müziğin
Kaynak: New Age müzik

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.