mahvetmek (-i) (ma'hvetmek) 1. Yok etmek. 2. Bozup işe yaramaz duruma getirmek:
Kuraklık ekinleri mahvetti. 3. Onmaz duruma getirmek:
"Beni bu güzel havalar mahvetti / Böyle havada istifa ettim / Evkaftaki memuriyetimden." -O. V. Kanık. 4. Boşa gitmesine sebep olmak, heba etmek:
Ufak bir dikkatsizlik bütün emeklerimi mahvetti. rüzgâr is. 1. Havanın yer değiştirmesiyle oluşan esinti, yel, bad. 2.
meteor. Rüzgâr çizelgesinde hızı 17-21 deniz mili olan ve kuvveti 5 ile gösterilen esinti.
soğuk is. 1. Isının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu:
"Karın soğuğu başka bir tür soğuktur." -S. F. Abasıyanık. 2.
sf. Isısı düşük olan, sıcak karşıtı:
"Bu el soğuktu ve titriyordu." -P. Safa. 3.
sf. Üşütecek derecede ısısı olan:
"Güneşli, soğuk bir gündü." -S. F. Abasıyanık. 4.
sf. mec. Duygudan, sevgiden yoksun olan, yakın ve içten olmayan, ilgisiz:
"Soğuk tavırla birbirlerini selamlayıp uzaklaştılar." -R. H. Karay. 5.
sf. mec. Sevimsiz veya yersiz, antipatik:
"Bu soğuk, yavan sözler zevkimi rencide ediyordu." -H. C. Yalçın. 6.
sf. mec. Cinsel istek duymayan:
Soğuk bir kadın. 7.
zf. İlgisiz, sevimsiz bir biçimde veya memnuniyetsizliğini belli ederek.
yakmak(I)
(nsz) Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek.
yakmak(II)
(-i) 1. Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak:
"Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı." -F. R. Atay. 2. Ateşle yok etmek:
Çöpleri yakmak. 3. Işık vermesini sağlamak:
"Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar." -S. F. Abasıyanık. 4. Isı etkisiyle bozmak:
Eteği ütülerken yaktı. 5. Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek:
Biber ağzı yakar. 6. Yanıyormuş gibi bir etki yapmak:
"Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler." -F. R. Atay. 7. Kurutmak, zarar vermek:
"Fırtına ekinleri yakmıştı." -S. F. Abasıyanık. 8.
(nsz) Çok sıcak olmak:
Bugün güneş yakıyor. 9. Karartmak:
Güneşte vücudunu yaktı. 10. Çok üşütmek:
Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor. 11. Acıtmak:
Canını yakmak. 12.
mec. Silahla vurmak. 13.
mec. Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek:
"Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma." -Ö. Seyfettin. 14.
mec. Güçlü sevgi uyandırmak.