Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

kesif ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

kesif anlamı
sf. esk. 1. Yoğun: "Karanlık, karın beyazlığıyla karışınca daha kesif, elle tutulur gibi bir şey oluyor." -N. Hikmet. 2. Saydam olmayan. 3. Sık, kalın.

Türkçe - İngilizce

kesif anlamı
isim
1) discovery
2) exploration
3) reconnaissance
4) detection
5) find
6) estimation
7) finding

kesif eş anlamlısı

kalın
(I) sf. 1. Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı: "Alt katta her tarafın pencereleri kalın, sık demir parmaklıklarla örtülüydü." -H. R. Gürpınar. 2. Enli ve gür (kaş). 3. Yoğun, akıcılığı az olan: Kalın bir sis tabakası. 4. Etli, dolgun: "Dudakları kalın, yüzü ergenlik içinde..." -M. Ş. Esendal. 5. Pes (ses).
kalın
(II) is. hlk. Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık: "Babam senden çok mu istedi kalını?" -Halk türküsü.
kalın
(III) Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü.
sık
sf. 1. Benzerleri veya parçaları arasında çok az aralık bulunan, seyrek karşıtı: Ağaçları sık bir bahçe. Sık saç. 2. Çok bulunan, çok rastlanan. 3. zf. Kısa zaman aralıklarıyla, az aralıklarla. 4. zf. Aralıksız olarak, aralarında az aralık bırakarak: Çiçekleri çok sık diktik.
yoğun
sf. 1. Hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif. 2. Koyu, kalın: Yoğun bir sis. 3. Etkisi güçlü olan, ağır (koku vb.): "Puslu havaya yoğun bir kükürt kokusu sinmiş." -A. Ağaoğlu. 4. mec. Artmış, çoğalmış bir durumda olan: O bölgede nüfus yoğundur. 5. mec. Dolu, sıkı, sıkışık, çok. 6. mec. Şişman, iri, tombul: "İtibarlı masalarda, sigaralarını içen, iri kalçalı, beyaz sarışın birtakım yoğun kadınlar..." -A. İlhan. 7. hlk. Kaba, kalın, iri (elek, iğne).

kesif zıt anlamlısı

saydam
sf. 1. İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan (cisim), şeffaf, transparan: "Atlet vücudunu bütünüyle gösteren, saydam bir sabahlık giymişti." -A. İlhan. 2. is. Üzerindeki resim ve şekilleri beyaz bir zemin üzerine yansıtmak amacıyla tepegöz ve projeksiyona konan şeffaf, ışığı geçiren kâğıt veya madde, slayt. 3. Saydam bir yüzey üzerine alınmış, projeksiyonda kullanılmaya özgü pozitif görüntü, slayt, diyapozitif. 4. is. kim. Asetat. 5. mec. Açık seçik, belirgin: Karmaşık gibi gözüken sorun son günlerde saydam bir görünüş kazandı.

"kesif" için örnek kullanımlar

Kesif, kelime olarak "yoğun" anlamına gelir. depolama artmakta, uzun süre kesif yemle beslenen hayvanlarda daha fazla yağa rastlanmaktadır.
Kaynak: Kesif
Siyah renkte ve kesif yığınlar halindedir. Doğada kütle, damar ve akıntı halinde bulunur. Başlıca özelliklerinden birisi, altıgen
Kaynak: Bazalt

Yakın Kelimeler

(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.