dayanıklı
sf. 1. Dayanabilen, sağlam, güçlü, mukavim, zorlu, stabil. 2. mec. Metanetli, metin, mütehammil: "Anadolu çocukları ne dayanıklı adamlardır." -F. R. Atay.

güçlü
sf. 1. Gücü olan, kuvvetli, yavuz: "Kalın gövdeli, güçlü bir ihtiyardı." -A. Kutlu. 2. Şiddeti çok olan. 3. mec. Etkisi, önemi büyük olan, sözü geçer, forslu: "Sanırım uzun zaman kimliğini korumak, güçlü kalabilmek için direndi." -R. Mağden. 4. mec. Nitelikleri ile etki yaratan, etkili: "Bu denli güçlü bir aşkı bundan sonra da önleyemeyeceğimi biliyordum." -A. Ümit.

Ancak 1870'den sonra bakımının masraflı olması dolayısıyla ve modern trafik yüklerine karşı yeterince mukavim olmamasından yavaş yavaş
Kaynak: Köprü

Her nevi dalış için kullanılacak olan maskelerin cam/camları üzerinde fırınlanmış anlamına gelen ve basınca mukavim olduğunu gösteren
Kaynak: Dalgıç

Virginia sınıfı denizaltılarda köklü bir değişiklik ile periskop konmayıp yerine “Photonics mast” denilen ve mukavim tekne dışında
Kaynak: Denizaltı alıcıları

Başlangıçta depreme karşı mukavim olsun diye binalar 30 metreyle sınırlandırılmış, fakat 1960'lardan sonra bu yüksekliği aşan depreme
Kaynak: Tokyo