ezgi
is. 1. müz. Belli bir kurallara göre düzenlenmiş, kulağa hoş gelen ses dizisi, haz, nağme, melodi: "Pir Sultan ağzından bir ezgi okuyup tüm yürekleri kendine bağladı." -K. Bilbaşar. 2. müz. Bir müzik parçasında baştan sona kadar belirli yerlerde tekrarlanan ses dizisi. 3. mec. Kulağa hoş gelen ses veya söz dizisi. 4. mec. Gidiş, yol, tarz, tempo: Bundan böyle aynı ezgide sürüp gidemez. 5. hlk. Üzüntü, sıkıntı.

güzel
sf. 1. Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı: Güzel kız. Güzel çiçek. Yalının en güzel odası bizimdi. 2. İyi, hoş: "Güzel şey canım, milletvekili olmak!" -Ç. Altan. 3. Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran: Güzel bir fırsat. 4. Soyluluk ve ahlaki üstünlük düşüncesi uyandıran: Güzel duygular. Güzel hareketler. 5. Görgü kurallarına uygun olan. 6. Sakin, hoş (hava): Güzel bir gece. 7. Okşayıcı, aldatıcı, kandırıcı: Güzel vaatler. 8. Pek iyi, doğru: Güzel güzel amma! 9. is. Güzel kız veya kadın. 10. is. Güzellik kraliçesi. 11. zf. Hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimde: Güzel konuştu. 12. zf. Adamakıllı, şiddetli: ": Karıkoca bu kuzu yüzünden güzel bir kavga ettiler." -Ö. Seyfettin.

melodi
is. (l ince okunur) müz. Ezgi: "Biz bu melodileri ilk olarak Cemal Sahir operetlerinden duymuş, bellemiştik." -H. Taner.

Nağme, (Arapça : نغمه; Uygurca : نغمه, Neğme) Güzel, uyumlu ses, ezgi, melodiye verilen isimdir. Osmanlı Türkçesi ndeki nağme yerine,
Kaynak: Nağme

Bu makamda 23 nağme ve 251 mısralı güfte bulunmaktadır. Çoñ Neğme (Büyük Nağme) kısmında 12 ezgi ve 137 mısralı güfte; destan kısmında
Kaynak: Muqam

Prozodi veya müzik prozodisi, müziğin sözlere, sözlerin nağme lere, çeşitli vasıtalarla uygulanmasına ve her ikisinin de beste diksiyonu,
Kaynak: Prozodi

Örneğin, Uygur Oniki Muqamlarından Çebbayat (Čäbbiyat) makamında 23 nağme ve 251 mısra lı güfte bulunmaktadır. Çoñ Neğme (Büyük Nağme)
Kaynak: Güfte

Şarkılar seni söyler, dillerde nağme adın, ‘Gönül penceresinden ansızın bakıp geçtin gibi çok tanınmış Türk müziği eserlerinin
Kaynak: Muzaffer İlkar

Güçlü nağme dördüncü derece olan (Neva-re) dir. Bunda yeden nağmesi bir taninî aralığındadır. Bununla beraber bazı bestekârlar bir küçük
Kaynak: Kürdî

Neva; ses, ahenk, nağme anlamları taşıdığı gibi kuvvet, zenginlik, kudret, nasip, kısmet anlamlarınıda ifade eder. Rızık, bolluk, bereket
Kaynak: Neva

Yaşamı boyunca üç tane peşrev , bir tane saz semaisi ve Mahmut Celalettin Paşa 'nın şarkıları için de ara nağme besteledi. 1907 'de
Kaynak: Kemençeci Vasilaki

saz tekniği, makam bilgisi, geçki zenginliği, alışılmamış geçkiler, çeşniler, şedler ve bunlara bağlı değişik nağme buluşlarıyla işlenmiştir.
Kaynak: Necdet Yaşar

Yirmibeşkuyusu, sandal sefalarının, eğlencenin, sazın ve türkünün nağme nağme yükseldiği, kalabalığın yoğun olduğu yerdir. Ancak, o gün
Kaynak: Kızılelma, Bartın

Başka dilden geçen sözcüklerin yenisiyle değiştirilme dizelgeleri Arapça kökenli alıntı sözler: نغمه nağme | nağme | ezgi | nafile |
Kaynak: Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin Türkçe karşılıkları

Gagasındaki her delikten ruhunun bir tarafına ait farklı bir nağme çıkar. Ölüm korkusundan hazan yaprağı gibi titrer. Yakıcı feryatlar,
Kaynak: Kaknüs kuşu