Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

onaylamak ne demek?

 - 4 sözlük, 4 sonuç.

BSTS / Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu

onaylamak anlamı
bakınız» doğrulamak

BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü

onaylamak anlamı
icâzet vermek, tasdîk etmek.

Güncel Türkçe Sözlük

onaylamak anlamı
(-i) 1. Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek, tasdiklemek: "Bu kitabın ahlak bozucu olduğunu elbet siz de onaylarsınız." -S. Birsel. 2. Denetlemek, doğrulamak.

Türkçe - İngilizce

onaylamak anlamı
fiil
1) confirm
2) approve
3) ratify
4) acknowledge
5) affirm
6) endorse
7) verify
8) accept
9) validate
10) certify
11) authorize
12) recognize
13) OK
14) corroborate
15) attest
16) sanction
17) uphold
18) grant
19) subscribe
20) sTamp
21) vouch
22) indorse
23) smile on
24) witness
25) vise
26) visa
27) sustain
28) homologate
29) bear out
30) countersign
31) be recognizant of
32) okay
33) hear
34) legitimize
35) legitimatize
36) legitimate
37) authorise
isim
1) give countenance to
2) lend countenance to
kelime öbeği
1) hold with

onaylamak eş anlamlısı

denetlemek
(-i) Bir işin doğru ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını incelemek, murakabe etmek, teftiş etmek, kontrol etmek: "Kullanılacak tüm malzemeleri denetleyip her gelişmeden anında haberdar edilmek istiyordu." -E. Şafak.
doğrulamak
(-i) 1. Bir şeyin doğru olduğunu ortaya koymak, desteklemek, gerçeklemek, teyit etmek, tasdik etmek: "Ağzı kilitli halktan ve senden başka beni doğrulayan yok." -N. F. Kısakürek. 2. fel. Bir önermenin doğruluğunu veya yanlışlığını belirlemek amacıyla olayları inceleyip araştırmak.
tasdik etmek
1) doğrulamak: "Bütün kadınlar da bu iki şahidi tasdik ettiler." -A. Gündüz. 2) onaylamak.

"onaylamak" için örnek kullanımlar

Bunu anlayabilmek onaylamak mümkün değil.
It is not possible to confirm understanding.
Kaynak: timeturk.com
Ama sistemde yer alan adınıza düzenlenmiş beyanname doğru ise sistemden onaylamak yerinde olacaktır.
But it is true, the system confirm that the declaration contained on the system will be in place in your name.
Kaynak: ekonomi.bugun.com.tr
Bu sayede mükellef itiraz edebileceği noktalar hariç, nerdeyse bitmiş haldeki beyannamesini onaylamak ve göndermek imkanına sahip olmaktadır.
In this way, points taxpayer can appeal, except to confirm the declaration form and send it with is almost finished.
Kaynak: ekohaber.com.tr
Fakat İMC Yönetimi, daha ilk aşamada, iş akdi fesihlerini onaylamak suretiyle, Sendikamızın önerilerini dikkate almadıklarını göstermişlerdir.
However, IMC Management, in the first place, by ratifying the contract of employment fesihlerini, showed that they have not received suggestions from our Association.
Kaynak: odatv.com
Kamuoyunun baskısı sonucunda, Ulusal Danışma Meclisi'nin daha önce kabul ettiği anayasayı onaylamak zorunda kaldı. Bağımsızlığını, toprak
Kaynak: Muhammed Ali Şah
anlaşmazlığa düştü ve başpsikopos gönderildiği sürgünde öldü. 1282 'de Erik, kilise gücünü büyük ölçüde kısıtlayan kararları onaylamak zorunda kaldı.
Kaynak: Erik Magnusson
Laval, ateşkesi onaylamak üzere 10 Temmuz 1940'te Vichy'de toplanan Ulusal Meclise, Laval'ın çabalarıyla Pétain'e yeni bir anayasa çıkarma
Kaynak: Vichy Fransası
Danimarka'ya katan ve Alman devletleri yle savaşı kaçınılmaz duruma getiren Kasım Anayasası'nı istememesine rağmen onaylamak zorunda kaldı.
Kaynak: IX. Christian
5174 sayılı kanunun 26 ncı maddesindeki belgeleri düzenlemek ve onaylamak. (Oda üyelerinin üyelik durumları ile ürettikleri veya sattıkları
Kaynak: Develi Ticaret Odası
Kitab-ı Mukaddes'teki en eski kullanımlarında sözcük "başka bir konuşmacının sözlerini onaylamak, aynı fikirde olduğunu belirtmek" için
Kaynak: Âmin
bütçeleri ve bütçelerin uygulanmasıyla ilgili raporları incelemek ve onaylamak; eyaletler, özerk bölgeler ve merkeze doğrudan bağlı
Kaynak: Çin Ulusal Halk Meclisi
Radyasyon kaynakları ve cihazların bulunduğu laboratuarın, tesislerin planlanması, zırhlanma hesaplarını yapmak, projelerini incelemek ve onaylamak,
Kaynak: Fizik mühendisliği
ülkenin ekonomik şartlarına göre düzenlemek, uygulanacak ücret tarifelerinden lüzum görülenleri onaylamak ve bunların uygulanmasını takip etmek,
Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı
Senato 'da çoğunluğu ellerinde bulundurmalarına karşın yasanın onanmasını engelleyemeyen Roosevelt, yasayı isteksizce onaylamak zorunda kalmıştır
Kaynak: Yansızlık Yasaları
Ölçü ve ölçü aletlerinin marka kaydını yapmak, tip ve sistemlerini onaylamak, ulusal ölçü etalonlarının muhafazasını sağlamak ve
Kaynak: Ölçüler ve Standartlar Genel Müdürlüğü
parselasyon plânlarını ve imar ıslah plânlarını aynen veya değiştirerek onaylamak ve uygulanmasını denetlemek; nazım imar plânının yürürlüğe
Kaynak: Adana Büyükşehir Belediyesi
parselasyon plânlarını ve imar ıslah plânlarını aynen veya değiştirerek onaylamak ve uygulanmasını denetlemek; nazım imar plânının yürürlüğe
Kaynak: Ankara Büyükşehir Belediyesi
önemli restorasyonları gerçekleştirecek projeleri onaylamak ve kültür sanat faaliyetlerine, festivallere öncülük edecek başvuruların
Kaynak: İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı
Almanların adaletsiz barış olarak adlandırılan Versailles Antlaşması 'nı onaylamak gibi sevimsiz bir görevi üstlendi. Şansölye yardımcısı
Kaynak: Gustav Bauer
Son yıllar ve ölümü : Ahmet'in geçişini onaylamak oldu. Müktefi, vefatına yakın ağır bir hastalığa yakalandı. Hasta yatağında Halifeliğin
Kaynak: Muktefi (Abbasi)
Referandumun pozitif sonuçlanması durumunda meclis ve senato antlaşmayi onaylamak zorundadirlar. Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler, ek
Kaynak: Lizbon Antlaşması
Siç meclisi tarafından seçilen Koşkovi starşinalarının onaylamak. Palanka ve diğer starşinaları, ve bazen askerî görevlileri atamak
Kaynak: Koşovi Ataman
Uluslararası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetleri 'nin Başkomutanı olması,
Kaynak: Türkiye Cumhurbaşkanı
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.