arma is. 1. Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun. 2.
den. Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı.
Bayındır(I)
öz. is. tar. Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri.
Bayındır(II)
öz. is. (bayı'ndır) İzmir iline bağlı ilçelerden biri.
bayındır sf. Gelişip güzelleşmesi, hayat şartlarının uygun duruma getirilmesi için üzerinde çalışılmış olan, bakımlı, imar edilmiş, mamur (yer), abat:
"Bir çığlığa tutunup çıktım da uçurumdan / Bir bayındır kent oldu sağlığım" -T. Oflazoğlu.
bol(I)
sf. 1. İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı:
"Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." -P. Safa. 2. Nicelik bakımından olağandan veya alışılandan çok, kıt karşıtı:
"Demek ki zeytinin bol ve ucuz olduğu bir yerdeymiş." -B. Felek.
bol(II)
is. Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki. eksiksiz sf. 1. Eksiği olmayan, tam, tamam:
Eksiksiz bir çalışma. 2.
mec. İyi, namuslu, temiz. 3.
zf. Tam olarak:
"Verdiği emirler, on, on beş dakika içinde bütün Ege bölgesinde duyuluyor, eksiksiz uygulanıyordu." -N. Cumalı.
kutlu sf. Uğurlu:
"İşte akşam oldu, bizim artık her yer / Doldur kutlu ellerinle kadehimi." -A. M. Dranas.
mutlu sf. 1. Mutluluğa erişmiş olan, ongun, mesut, bahtiyar, berhudar:
"Bu yüz neşeli değil, taşkın denecek kadar mutlu idi." -T. Buğra. 2. Mutluluk veren:
Mutlu bir olay. totem is. İlkel toplumlarda topluluğun ondan türediği sanılan ve kutsal sayılan hayvan, ağaç, rüzgâr vb. herhangi bir doğal nesne, ongun.
uğurlu sf. Uğuru olan, iyilik getirdiğine inanılan, kutlu, tekin, kademli, meymenetli, mübarek:
"Mayıs, İstanbullular ve Türkler için İstanbul'un fethedildiği ay olması itibarıyla uğurlu aydır." -B. Felek.