plaj anlamı Fr.plage
1. Deniz banyosu için düzenlenmiş genellikle kumluk alan, kumsal, deniz hamamı:§
"Cinsi kıskançlığı şaşılacak bir derecede azaltan plaj hayatının kazandığı rağbeti bir yana bırakınız." -Peyami Safa, 20. Asır Avrupa ve Biz, 128. § "
Plajda, elinde bir topu eksikti." -Adalet Ağaoğlu, Ruh Üşümesi, 28. §
"Müşerref bir plaj çantası taşımakta." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Şeyler, 173. §
"Köstence plajlarında tesadüf ettiği Tahir'in hayatına böyle bir tecrübe ile girmişti." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 74. §
"Yorgolu plajlarında derine gidenlerden yüzde doksanı hemen hemen çıplaktılar." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 186. §
"Çiçek, meyve, çam ağacı ve deniz suyu kokan ılık güneş memleketi ve onun bu hassalara sahip en güzel plaj şehirlerinden San Remo …" -Necip Fazıl Kısakürek, Sultan Vahidüddin, 235. §
"Öyle sevindi ki, plajdan denize girenlerin şaşkın bakışları yol açan kalın bir kahkaha patlattı." -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 20. § "
Bahçe kapısını kapadım, plaja doğru yürüdüm." -Orhan Pamuk, Sessiz Ev, 7. § "
Hani, Altınkum Plajı'nda baş başa yemek yediğimiz akşam." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 90. 2. Kumla.