posta anlamı İt..posta
1. Bir yere gelen veya bir yerden gönderilen mektup ve emanetlerin tümü: § "
O zamanlar Avrupa'dan İstanbul'a en süratli (kurye) yani posta on yedi on sekiz günde gelip…" -Ahmet Midhat Efendi, Yeryüzünde Bir Melek, 49. § "
Fakat adres yerine postada bir mektup kutusu numarasından başka bir şeye rastgelinmiyor. -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 53. § "
Öyle ya, arada bunlar olmasa kimse bir derdini postayla doğrudan bir örgüte bildiremez." -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 73. §
"Maşallah… bizim postalara bir hâl olmuş!... Benim kapınca akşama yetişmiştirler…" -Ahmet Rasim, Ramazan Sohbetleri, 299. §
"Zevceme bir mektup yazıp postaya verdim ve kompartımanıma döndüm." -Necip Fazıl Kısakürek, Cinnet Mustatili, 104. §
"Dost Anzak Pansiyonu'na elektronik posta, faks ve telefonlarla hep aynı soru soruluyordu." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 49. §
"Bu hafta posta gelmedi." -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp'ın Mektupları, 400
. § "
Arzunuz veçhiyle Fırkamızın proGramını gönderdik, bu posta ile alacaksınız." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 254. 2. Bu emanetleri toplayan ve dağıtan kuruluş ve bu kuruluşun bulunduğu yer:§ "
Ümit Burnu'nun keşfi, Amerika'nın eski dünyaca tanınması, tıbaatın icadı, Süveyş kanalının açılması, demir yollarının, telgraf ve postaların tesisi milletler arasındaki münasebetleri artmış ve gittikçe cihanşümul bir şekil vermiştir." -Ziya Gökalp, Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak, 40. § "
Bugün posta haricinde İstanbul'a gidecek bir vapur var." -Ziya Gökalp‘ın Neşredilmemiş Yedi Eseri ve Aile Mektupları, 16. § "
Hariciye, Nafai, dâhiliye, posta ve Telgraf Nazırları istifa etmiş." Necip Fazıl Kısakürek, Sultan Vahidüddin, 122. § "
Almanya'dan bana postayla gelen dergi..." -Peyami Safa, Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, 135. § "
Zarfın üzerindeki pul, İngiliz pulu ve onun yanındaki posta damgası londra damgası..." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 3. § "
Daha bizde hava postaları kurulmamıştı." -Nurullah Ataç, Günlerin Getirdiği~Sözden Söze, 21. 3. Belli zamanlarda gönderilen mektup vb.ni taşıyan araç: § "
Daha yollu posta vapuru olsa böyle arkadan lodosun dahi yardımıyla tez gelirdik." -Ahmet Midhat Efendi, Acâyib-i Âlem, 60. § "
... rast gele bir Karadeniz postasına sivil atlayıp İnebolu önüne varır varmaz gemi güvertesini şanlı bir asker bahçesine döndüren yürekli ve inançlı harbiye delikanlıları!" -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 87. § "
Fransız posta vapuru arasında bir nevi benzerlik bulmuştum." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, 23. § "
Bereket versin son postaya!..." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 252. 4. Takım, kol: § "
Bunlardan başka papasın nutku esnasında doktor Hikmet'in yüzüne sırıtarak bakanlardan birkaç kişi daha vardı ki onların da bu postada bulunmaları çok muhtemeldi." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 31. § "
Yarından tezi yok, ilk postayla Mersin'e…" -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 12. 5. Hizmet nöbetinde bulunan er. 6. Kez, defa, sefer: § "
Böyle kimsenin kılına dokunmadan iki üç posta daha yaptın mı Tamamdır." -
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 38. 7. Vapur, tren, uçak gibi taşıtlarla yapılan yolculuk. 8. 24 saatlik çalışma gününün, çalışma bölümlerinden her biri, vardiya. 9. Bir sanayi veya ticaret işletmesinde aynı süre içinde çalışanların tümü. 10. Tatar: "
Yarın ilk posta ile gelirim..." -Ahmet Rasim, Eşkâl-i Zaman, 69. §
"... trene bindirip Rusya'ya postaladı." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 81.