sav ne demek?
- 11 sözlük, 20 sonuç.
BSTS / Ceza Yargılama Yöntemi Yasası Terimleri
sav anlamı İng. prétention, allegation, assertion Osm.iddia Alm. Anspruch, Behauptung Fr. allégation, prétention
Yargılama sırasında, duruşmada iki yanın karşılıklı olarak bildirdikleri sözlü ya da yazılı istemler.
BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü
sav anlamı İng. thesis Osm. müddea Alm. These, Thesis Fr. thèse thesis
(Yun. thesis = koyum, koyma eylemi) : 1- Koyum, konulmuş olan. (Yun. thesei = konulmuş olan: yasalar, kurallar vb. Karşıtı: physei = doğmuş olan, doğadan olan.) 2- Tanıtlanması gereken bilimsel öne sürüm. 3- (Kant'ta) Usun içine düşdüğü -> çatışkılarda (antinomi) birinci öğe. (Karşıtı: ikinci öğe = karşısav = antithesis.) 4- (Hegel'de) -> Eytişimsel süreçte (sav-thesis, karşısav-antithesis, bireşim-synthesis) birinci evre.
BSTS / Mantık Terimleri Sözlüğü
sav anlamı İng. proposition Alm.Satz,Proposition Fr. proposition
1-Bir önerme ile önesürülen. 2- Bir önerme ile anlamdaş olan önermelerin kümesi. 3- Bir önermenin doğrulayıcı yorumlarının kümesi. 4- Bir önermenin içlemi; önermenin dile getirdiği durum.
BSTS / Matematik Terimleri Sözlüğü
sav anlamı İng. theorem
Osm. dava, teorem
Lat.theorema
Alm. Theorem, Satz, Lahrsatz
Fr.théorème, proposition theoyrema
1 - Verilen belirli varsayımlar
Altında kanıtlanması önerilen genel vargı. Anlamdaş. kanıtsav, önerme. 2 - Kanıtlanmış olan genel vargı. Anlamdaş. kanıtsav, önerme.
BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
sav anlamı
iddiâ, müddeâ.
BSTS / Yöntembilim Terimleri Sözlüğü
sav anlamı İng. assertion Osm.iddia
Bir görüş ya da vargıyı ileri süren yargı.
Güncel Türkçe Sözlük
sav anlamı
is. huk. 1. İleri sürülerek savunulan düşünce, iddia, dava: "Eleştiricilerimiz nasıl olur da böyle bir savda bulunabilirler?" -N. Cumalı. 2. man. Tanıtlanması gereken önerme, tez. 3. esk. Haber, söz. 4. esk. Atasözü.
Kişi Adları Sözlüğü
Sav anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Söz, haber, dedikodu. 2. İleri sürülerek savunulan düşünce. 3. Sağlam. 4. Şöhret, ün.
Tarama Sözlüğü
sav anlamı
1. Hikâye, kıssa. 2. Söz, lakırdı. 3. Haber.
Türkçe - İngilizce
sav anlamı
isim
1) assertion
2) thesis
3) allegation
4) contention
5) proposition
6) position
7) pretension
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
sav anlamı
1.Söz, laf, dedikodu. 2.Karşılıklı konuşma, sohbet. 3.Bilgi, haber. 4.Mektup.
sav anlamıTarla sulandıktan sonra boşa akan su.
Kabaağaç *Fethiye -Muğla
sav anlamıÜşütme, nezle.
Pişkidağ -Erzincan
-Malatya
sav anlamıBerber kayışı.
-Afyon
*Sungurlu -Çorum
sav anlamı
1.Sağlam. 2.Tüm.
sav anlamıSağ.
Çilehane *Reşadiye Tokat
sav anlamıBenzer, gibi: Yayla savı yer.
Afşar, Pazarören *Pınarbaşı Kayseri
sav anlamıSalgın
Elâzığ ve yöresi
sav anlamıHastalık, salgın
Keban Baskil Ağın Elazığ
sav anlamıKısa sürede gelip geçen salgın hastalıklara verilen ad
Malatya
sav eş anlamlısı
atasözü is. (ata'sözü) Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte söz, darbımesel:
"Her atasözü yerleşmiş bir itiyadın, bir âdetin, bir huyun söz biçimine girmesi, böylelikle perçinleşmesi demektir." -N. Hikmet.
dava is. (da:va:) huk. 1. Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma. 2. Sav:
"Erkekler davalarını hanımlar kadar hararetle müdafaa edememişlerdir." -H. C. Yalçın. 3.
mec. Sorun:
"O kırkyıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz." -Y. K. Beyatlı. 4.
mec. Ülkü:
"Ankara'nın bırakılışını Türkiye'nin ve davanın bırakılışı sayanlar vardı." -T. Buğra. 5.
argo Sevgili.
haber is. 1. Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık:
"Çırağın bir şeyden haberi yok." -M. Ş. Esendal. 2. İletişim veya yayın organlarıyla verilen bilgi:
"Herkes sofraya oturmuş, bir yandan çorbalarını kaşıklayıp bir yandan da haberleri seyrediyordu." -E. Şafak. 3. Bilgi:
Sanattan haberi yok. 4.
db. esk. Yüklem.
iddia is. (iddia:) huk. 1. Sav:
"Mahkemenin elinde bu iddiaları yalanlayacak bir belge yoktu." -T. Buğra. 2. Kendinde olmayan bir yeteneği, bir durumu varmış gibi gösterme:
Yazarlık iddiasında ama... söz is. 1. Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil. 2. Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük. 3. Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi:
"Yer yer birçok türküde rastladığımız beylik sözler de vardı içinde." -B. R. Eyuboğlu. 4. Kesinlik kazanmayan haber, söylenti:
Ortalıkta bir söz dolaşıyor. 5. Bir işi yapacağını kesin olarak vadetme:
O, sözünde duran bir adamdır. 6. Müzik parçalarının yazılı metni, güfte:
Şarkının sözleri çok anlamlı. tez(I)
sf. 1. Çabuk olan, süratli. 2.
zf. Süratli bir biçimde.
tez(II)
is. 1.
man. Sav. 2. Üniversitelerde öğrencilerin veya öğretim üyelerinin hazırlayıp bazen bir sınav kurulu önünde savundukları bilimsel eser:
"Tezini mitolojiden hazırlayan gözlüklü bir delikanlı." -H. Taner.
"sav" için örnek kullanımlar
Sav; atasözü niteliğinde, az sözle çok şey anlatan, anlam yoğunluğu bulunan, özlü sözlerdir. Divân-ı Lügati't-Türk 'te pek çok
sav vardır
Kaynak: Sav (edebiyat) sav Sağ, iyi
sav-uş İyileş(mek), savuş(mak) (TDK sözlüğündeki “Hastalık ya da başka kötü bir durum geçirmek, iyileşmek” anlamında)
Sav-uş-
Kaynak: Karaylar