Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

sıvışmak ne demek?

 - 4 sözlük, 5 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

sıvışmak anlamı
(-e) 1. Bulaşmak, yayılmak, sıvaşmak. 2. mec. Haber vermeden sessizce gidivermek, kaçmak: "Gece üç işçi sıvışıp kaçtı." -L. Tekin.

Tarama Sözlüğü

sıvışmak anlamı
Sıyrılıp çıkmak, çekilip gitmek.

Türkçe - İngilizce

sıvışmak anlamı
fiil
1) get away
2) skedaddle
3) decamp
4) skip it
5) do a bunk
6) sneak out of
7) nip off
8) duck
9) fade
10) flee
11) hook it
12) make off
13) slink off
14) slide
15) skin out
16) sidle away
17) shift away
18) sheer off
19) scram
kelime öbeği
1) take French leave
2) take wing
3) make tracks
4) light out

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

sıvışmak anlamı
Kaçmak.

*Düzce -Bolu
-Niğde

sıvışmak anlamı
Sivişmek

Erzurum

sıvışmak eş anlamlısı

bulaşmak
(nsz) 1. Bir nesne, üzerine sürülen bir şey yüzünden kirlenmek: Tabak bulaştı. 2. (-e) İstenilmeyen bir madde bir şeye sürülmek: "Yüzüne gözüne yer yer kepek bulaşmıştı." -S. F. Abasıyanık. 3. (-e) Hastalık geçmek, sirayet etmek: Çocuğa suçiçeği bulaşmış. 4. (-e) Çatmak, sataşmak, tedirgin etmek: "Atiye'nin ters ters yüzüne bakmasına aldırmadan yerde bir dirseğinin üstüne uzanmış keyifle yatan Seyit'e bulaştı." -L. Tekin. 5. (-e) İstemeden veya rastlantı sonucu bir işe karışmak: "Seninle hiç alakası olmayan bu işe bulaşmak istemiyorsun." -A. Ümit.
kaçmak
(-e) 1. Hızla koşup bir yere saklanmak: "Bir tehlike sezdiğin anda hemen eve kaçarsın." -H. R. Gürpınar. 2. (nsz) Kimseye bildirmeden bulunduğu yerden ayrılmak, firar etmek: "Silahını hatta başındaki şapkasını bırakıp kaçıyor." -R. E. Ünaydın. 3. (-den) Kendini göstermemek, rastlaşmamaya çalışmak: Alacaklıdan kaçmak. 4. (-den) Kaçınmak: Ben zahmetten kaçmam. 5. (-den) Gaz, sıvı vb. şeyler sızmak: Kazandan islim kaçıyor. 6. (nsz) İpi kopmak: Çorabım kaçtı. 7. (-e, nsz) Girmek: Kulağına su kaçmış. 8. Bir yana doğru kaymak: Odanın halısı biraz sağa kaçmış. 9. (nsz) Görünmeden gitmek, savuşmak, sıvışmak: "Belki sirayet eder diye korkacaklar ve kaçacaklar." -B. Felek. 10. (nsz) Hızlı koşmak: "Biletlerini memurun elinden kaptı, kaçar gibi gişeden uzaklaştı." -N. Cumalı. 11. (nsz) Yok olmak: Rahatı kaçmak. Neşesi kaçmak. 12. Yaklaşmak, benzemek, andırmak: Bu mavi yeşile kaçıyor. 13. Kaçgöçe uymak: "Gelin bir evde kayınbabasından kaçar, güveyi, baldızının yüzünü tanımazdı." -R. H. Karay. 14. (-den) Kız veya kadın yasalara ve aile isteklerine karşı gelerek evlenmek için evinden ayrılmak. 15. (-i) Rengi ağarmak, uçmak. 16. (-den) sp. Yarışçı diğerlerinden hızla ayrılıp arayı açmak. 17. sp. Futbol ve basketbolda engelleyen adamdan kurtulmak veya pas alabilmek için boş alana koşmak.
yayılmak
(nsz) 1. Yayma işine konu olmak veya yayma işi yapılmak. 2. Hastalık, pek çok kimseye geçmek veya bulaşmak. 3. Genelleşmek: "O zamanlarda saz, halkın bütün sınıfları arasında iyice yayılmıştı." -A. Ş. Hisar. 4. Genişlemek, büyümek: "Bu âdet bir fabrika sahibinin acıklı hayat hikâyesiyle birlikte kondulara yayıldı." -L. Tekin. 5. Serilmek, döşenmek: Odaya bir kilim yayıldı. 6. Koyun, inek vb. otlamak. 7. Rahat bir biçimde, sere serpe oturmak. 8. mec. Ayrıntıya girmek, açılmak: "Türlü yönlerden ele alınabilecek olan bu konuda şimdilik pek yayılmak istemiyorum." -O. V. Kanık.

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.