Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

aykırı ne demek?

 - 4 sözlük, 6 sonuç.

BSTS / Gramer Terimleri Sözlüğü

aykırı anlamı İng. anomalous Osm. müstesna Alm. anomal Fr. anomal
Ses ve şekil bilgisi bakımından dilin genel kuralları dışında kalan, istisna oluşturan. Türkçede aitlik eki +ki'nin kurala aykırı olarak kalın sıradan ünlü taşıyan kelimelerle de hep ince, (-l)yor / (-U)yor şimdiki zaman kipi ekinin ince sıradan kelimelere de hep kalın gelişi gibi: arkada+ki, okulda+ki, onun+ki, sokakta+ki; bil-i-yor, gör-ü-yor, ver-i-yor vb.

Güncel Türkçe Sözlük

aykırı anlamı
sf. 1. Alışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir: "Gene de anlamın ne olduğunu çepeçevre bilmiyoruz dersem gerçeğe aykırı birşey demiş olmam." -N. Uygur. 2. Çapraz, ters. 3. Toplumda görüş ve yaşayış biçimiyle uçlarda bulunan (kimse), marjinal. 4. mec. Gidilen yol üzerinde olmayıp gidiş yönüne ters düşen: "Burası Ankara'ya iki günöte, ana yollardan aykırı küçük bir kasabaydı." -R. H. Karay. 5. mat. Bütün noktaları aynı düzlemde bulunmayan.

Türkçe - İngilizce

aykırı anlamı
edat
1) against
sıfat
1) contradictory
2) inconsistent
3) antithetical
4) incongruous
5) repugnant
6) anomalous
7) transverse
8) heterodox
9) contradictious
10) thwart
11) antithetic
12) impolitic
zarf
1) counter
2) crossways
3) athwart
4) crosswise
kısaltma
1) gainst
ön ek
1) anti-

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

aykırı anlamı
1. Yamaç, yan. 2. Şehlâ. 3. Karşı. 4. Düz yol, kestirme yol.
aykırı anlamı
Kağnılarda önden arkaya doğru uzatılan sırık.

Korna -İstanbul
Varay -Amasya

aykırı anlamı
Dağın kuzey yamacındaki oyuk yer

Adana, Osmaniye

aykırı eş anlamlısı

çapraz
sf. 1. Eğik olarak birbiriyle kesişen. 2. İki taraflı, karşılıklı: Çapraz ateş. 3. zf. Eğik bir biçimde: "Boynuna çapraz astığı tüfeğini yokladı." -S. Kocagöz. 4. is. Karşı tarafın yanı: "Oturuşunu değiştirdi, çaprazındaki masayı değil de hemen sağındakini görecek şekilde yan döndü." -E. Şafak. 5. is. Bir tür olta iğnesi. 6. is. hlk. Kopça, düğme. 7. is. sp. Güreşte rakibin koltuk altından kol geçirip sarma oyunu.
karşıt
sf. Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast.
marjinal
sf. (l ince okunur) 1. mat. Son birim. 2. mec. Aykırı.
mugayir
sf. (muga:yir) esk. Uymaz, aykırı: "Yeni kadınların çoğu ana olmayı zarafete mugayir bir şey sayıyorlar ve çocuk viyaklamasından nefret ediyorlar." -P. Safa.
ters
(I) sf. 1. Gerekli olan duruma karşıt, zıt. 2. is. Bir şeyin içe gelen yanı, arkası: "Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu." -Ç. Altan. 3. is. Kesici bir aletin kesmeyen yanı: "Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar." -M. Ş. Esendal. 4. mec. Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz: "Ters sözlerinle, fazilet iddialarınla beni hırpalama." -H. C. Yalçın. 5. mec. Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert: "Ters adamın işi de ters gider." -M. Ş. Esendal. 6. is. mec. Bir şeyin aksi, karşıtı: Anlattığının tersi anlaşılınca utandı.
ters
(II) is. Hayvan pisliği.

"aykırı" için örnek kullanımlar

O maddeye göre, kanuna aykırı kurulan eğitim kurumlarına af geliyor.
That in accordance with the law, contrary to the established educational institutions comes from forgiveness.
Kaynak: cnnturk.com
"Türklere çifte vatandaşlık verilmemesi eşitliğe aykırı".
"Turkish people contrary to the equality given dual citizenship".
Kaynak: timeturk.com
CHP'nin aykırı vekiline göre; CHP neden iktidar olamıyor?
According to counsel contrary to the CHP, the CHP Why can not power?
Kaynak: haber7.com
Esra Elönü bu sözle 'aykırı'lığın suyunu çıkardı.
Esra Elönü this word 'contrary' the disease took off the water.
Kaynak: internethaber.com

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.