Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

şişmek ne demek?

 - 4 sözlük, 7 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

şişmek, -er anlamı
(nsz) 1. İçi hava veya gazlarla dolarak gerilmek: Balon şişti. 2. Bir şey emerek hacmi büyümek, genişlemek: Tahta, su emerek şişer. 3. Vücudun bir yeri içine yabancı bir maddenin girmesiyle veya başka bir etkiyle gerilmek, kabarmak: "İhtiyar kadın sabahın bu saatinde, ağlamaktan şişmiş gözlerim, sararmış yüzümle beni görünce şaşırdı." -R. N. Güntekin. 4. Çok yemek yiyerek rahatsız olacak kadar doymak. 5. mec. Gururlanmak, büyüklenmek. 6. argo Utanmak, mahcup olmak: Ben demedim mi sana, bu herifin karşısında aşık atılmaz diye, şiştin mi şimdi? 7. sp. Yorularak koşuyu veya müsabakayı sürdüremez olmak.

Tarama Sözlüğü

şişmek anlamı
bakınız» şeşmek.

Türkçe - İngilizce

şişmek anlamı
fiil
1) swell
2) swell up
3) bloat
4) distend
5) belly
6) bulk
7) expand
8) fill
9) tumefy
10) swell out
11) become tumid
12) be puffed up
13) balloon
14) bulge
isim
1) bloat out

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

şişmek anlamı
1.Onurlanmak, kibirlenmek. 2.Şımarmak, nazlanmak.
şişmek anlamı
Ölmek.

Bağıllı *Eğridir -Isparta
İğneciler *Mudurnu -Bolu

şişmek anlamı
Uyumak

İğneciler *Mudurnu -Bolu

şişmek anlamı
1. Şımarmak. 2. İnatlaşmak. 3. Onurlanmak, gururlanmak.

şişmek eş anlamlısı

büyüklenmek
(nsz) Kendini büyük göstermek, büyüklük taslamak, kibirlenmek.
genişlemek
(nsz) 1. Geniş duruma gelmek, büyümek. 2. Bollaşmak. 3. Rahat bir duruma gelmek, açılmak, ferahlamak: "Ahali dar parmaklıklardan kurtulur kurtulmaz, yelpaze gibi açılıp genişleyerek dağılıyorlardı." -P. Safa. 4. mec. Yaygın duruma gelmek: Ünü, ölümünden sonra daha da genişlemişti.
gururlanmak
(nsz) Kendini beğenmek, büyüklenmek, kurumlanmak.
kabarmak
(nsz) 1. Ağırlığı artmadan hacmi büyümek: Ekmek iyi kabardı. 2. Yağışlardan veya kaynamaktan taşmaya yüz tutmak: "Çay birdenbire kabararak şosenin rampalarını aşar ve epeyce zararlara sebep olur." -R. N. Güntekin. 3. Niceliği artmak, büyümek: Masraf kabardı. 4. Şişmek, genişlemek: "İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi." -P. Safa. 5. Hayvanların tüyleri dikilmek. 6. Kumaş üzerinde tüyler oluşmak, havlanmak: Bu kumaş çabuk kabardı. 7. Islanıp veya ısınıp yerinden kurtulmak: Masanın kaplaması kabardı. Dolabın boyası kabardı. 8. Deniz dalgalanmak, büyük dalgalar oluşmak. 9. mec. Bulanmak. 10. mec. Öfke, sevgi vb. duygular gittikçe güçlenmek: "Bu olayı duyunca delikanlının yüreği öç alma duygusuyla kabarır." -N. Cumalı. 11. (nsz, -e) mec. Kafa tutmak, öfkelenip üstüne yürüyecek gibi davranmak. 12. mec. Böbürlenmek, gururlanmak: "Kumandan, atını şahlandırarak hurra hurra diye kendisini alkışlayan keyifli halka boyun kırarak kabarıyordu." -Ö. Seyfettin.
mahcup olmak
utanmak.
utanmak
(nsz) 1. Onursuz sayılacak veya gülünç olacak bir duruma düşmekten üzüntü duymak, korkmak, mahcup olmak: "Düğün sofrasında kendisinden başka böyle çatal tutanı göremeyince pek utandı." -A. Gündüz. 2. (-den) Sıkılmak: "Hayır, edebiyattan değil, karşısında şimdiden aczini duyduğum okuyucudan utanıyorum." -A. Haşim. 3. (-den) Çekinmek: "Birbirimizden utanarak karşı karşıya on dakika sustuk." -Y. Z. Ortaç.

"şişmek" için örnek kullanımlar

ambale (olmak) | 1) şaşkına dönmek 2) başı şişmek | emballé | ambargo | engelleyim | embargo | amblem | belirtke | emblème / το έμβλημα
Kaynak: Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin Türkçe karşılıkları
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.