böbürlenmek (nsz, -le) Övünerek kabarmak, üstünlük taslamak, kurulmak:
"Millete, vatana bir faydam dokunuyor diye böbürlenirdi." -S. F. Abasıyanık.
bulanmak (-e) 1. Bulama işine konu olmak, her yanı bir şeyle kaplanmak:
"Parfüme bulanmış bir ter, boyalı suratlarından buharlaşıyor." -A. İlhan. 2.
(nsz) Duruluğunu yitirmek:
Havuz bulandı. 3.
(nsz) Parlaklığını ve açıklığını yitirmek:
Hava bulandı. 4.
(nsz) Mide bulantısı olmak. 5.
(nsz) mec. Karışmak:
"Köylünün bu habere zihni bulandı." -A. Gündüz.
büyümek (nsz) 1. Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek:
"Büyür güzellikleri, vücutları, kısmetleri çocuklar uyurken." -F. H. Dağlarca. 2. Yetişmek:
"İhtiyar Süleyman Çavuşun ellerinde büyüdüm." -A. Gündüz. 3. Yaşı artmak, yaşlanmak:
"Fakat büyüdükçe o kadar sevdiği bu oyunlara veda etmek lazım gelecekti." -Ö. Seyfettin. 4. Artmak, güçlenmek, şiddeti artmak:
"İkinci de okuduktan sonra kavga büyüdü." -M. Ş. Esendal. 5. Sayıca artmak. 6. Genişlemek:
"Barbarosların ülkesi büyüdükçe büyüyordu." -F. F. Tülbentçi. 7. Önem ve değer kazanmak:
"Türklük ülküsünün biraz daha köklendiğini, büyüdüğünü, yeşerdiğini duyarız." -O. S. Orhon.
genişlemek (nsz) 1. Geniş duruma gelmek, büyümek. 2. Bollaşmak. 3. Rahat bir duruma gelmek, açılmak, ferahlamak:
"Ahali dar parmaklıklardan kurtulur kurtulmaz, yelpaze gibi açılıp genişleyerek dağılıyorlardı." -P. Safa. 4.
mec. Yaygın duruma gelmek:
Ünü, ölümünden sonra daha da genişlemişti. gururlanmak (nsz) Kendini beğenmek, büyüklenmek, kurumlanmak.
şişmek (nsz) 1. İçi hava veya gazlarla dolarak gerilmek:
Balon şişti. 2. Bir şey emerek hacmi büyümek, genişlemek:
Tahta, su emerek şişer. 3. Vücudun bir yeri içine yabancı bir maddenin girmesiyle veya başka bir etkiyle gerilmek, kabarmak:
"İhtiyar kadın sabahın bu saatinde, ağlamaktan şişmiş gözlerim, sararmış yüzümle beni görünce şaşırdı." -R. N. Güntekin. 4. Çok yemek yiyerek rahatsız olacak kadar doymak. 5.
mec. Gururlanmak, büyüklenmek. 6.
argo Utanmak, mahcup olmak:
Ben demedim mi sana, bu herifin karşısında aşık atılmaz diye, şiştin mi şimdi? 7.
sp. Yorularak koşuyu veya müsabakayı sürdüremez olmak.