Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

ulaşmak ne demek?

 - 5 sözlük, 8 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

ulaşmak anlamı
ulaşmak, bitişmek

Güncel Türkçe Sözlük

ulaşmak anlamı
(-e) 1. Varmak, gelmek: "Doğudan batıya kadar ulaşmış bir zafer bestesi dinliyorum." -R. H. Karay. 2. Elde etmek, erişmek. 3. Yetişmek. 4. Birbirine katılmak, dökülmek: Nehirler denizlere ulaşıyor.

Tarama Sözlüğü

ulaşmak anlamı
1. Yakınlık peyda etmek, yaklaşmak. 2. Birleşmek, birleşip yapışmak, iltisak etmek, erişmek, lâhik olmak. 3. Yetişmek, erişmek, vâsıl olmak, kavuşmak. 4. Sirayet etmek, bulaşmak, tesir etmek. 5. Akraba olmak, karabet tesis etmek. 6. Eline geçmek, kendisinin olmak.

Türkçe - İngilizce

ulaşmak anlamı
fiil
1) reach
2) achieve
3) arrive
4) attain
5) get at
6) hit
7) gain
8) come
9) come to
10) approach
11) win
12) come up with
13) live up to
14) come up to
15) come at
16) effect
17) aggregate
18) figure out at

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

ulaşmak anlamı
Nişanlanmak.

*Kurşunlu -Çankırı
Zincidere *Güdül -Ankara

ulaşmak anlamı
Takılmak, şaka yapmak.

*Tavas -Denizli

ulaşmak anlamı
< ET ulaşmak: ulaşmak; devrine yetişmek
ulaşmak anlamı
Varmak, kavuşmak

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

ulaşmak eş anlamlısı

dökülmek
(nsz) 1. Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak: "Tepesinden saçları bir hayli dökülmüştü." -S. F. Abasıyanık. 2. Kumaş dökümlü olmak. 3. Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak. 4. (-e) Düşmek: "Bizim motor ikiye bölünüp suya döküldüğümüzde, dört kişiydik." -Z. Selimoğlu. 5. Çıkmak, ortaya konulmak: "Âdeta düşünmeksizin kaleminden masal sahnelerine benzeyen dağ, dere, uçurum resimleri dökülüyordu." -R. N. Güntekin. 6. Kaplamak, yayılmak: "Duvarlar, bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor." -M. Ş. Esendal. 7. (-e) Salınmak, serbest bırakılmak: "Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı." -H. Taner. 8. (-e) mec. Kır, sokak vb. yerlerde insanlar çokça birikmek: "Bahar o sene erken gelmiş, herkes tarlalara dökülmüştü." -S. F. Abasıyanık. 9. mec. Çok eskimiş olmak, değerini ve güzelliğini yitirmek: "Yaşayan, var olan her şey eskiyip dökülecek." -B. R. Eyuboğlu. 10. mec. Çok yorgun, hasta olmak: "Erkek arıların takatleri kesilmeye başlar, bir bir dökülür, ölür giderler." -T. Buğra. 11. coğ. Akarsular, göl veya denize akmak.
erişmek
(-e) 1. Varılması zamana, emeğe bağlı olan veya uzakta bulunan bir amaca varmak, ulaşmak: "Genç yaşında üne erişmiş, yönettiği oyunlar afişlerden inmemiş." -N. Cumalı. 2. Bir yere ulaşmak, varmak: "Boyu bir elli beş olduğu için eli ancak on beşinci düğmeye erişebilmektedir." -H. Taner. 3. (nsz) Bitkiler veya bunların ürünleri olgunlaşmak: Yemişler bu yıl çabuk erişti. 4. (nsz) Zaman gelip çatmak: Vakit erişti. Bahar erişti.
gelmek
(-den, -e; nsz) 1. Ulaşmak, varmak: "Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı." -B. S. Erdoğan. 2. Getirmek: "Adamı Ödemiş'ten aldım geldim, her masrafını çektim." -N. Cumalı. 3. Oturmaya, ziyarete gitmek: Dün akşam amcamlar bize geldi. 4. İsabet etmek: Attığı top gözüme geldi 5. Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek: Eski çağlardan birçok anıt çağımıza kadar gelmiştir. 6. Ortaya çıkmak, doğmak. 7. Belli bir süre dolmak: "Vakit kuşluğu aşmış, öğleye geliyordu." -N. Cumalı. 8. Belli bir zamana ulaşmak. 9. Kadar olmak: Boyu ancak omzuna geliyor. 10. Çıkmak, yönelmek: Merak etme, ondan kimseye kötülük gelmez. 11. İzlemek, takip etmek: Çocuklar arkadan geliyordu. 12. Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak: Kahve Brezilya'dan geliyor. 13. Katılmak, eklenmek: Türkçede ekler kelimelerin sonuna gelir. 14. Türemek. 15. Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek: Şimdi sözü burada kesip asıl konumuza gelelim. 16. Sonuç çıkmak: Bu davranışlardan ne gelir bilinmez. 17. Dayanmak, tahammül etmek: Birazcık üşütmeye gelmiyor, hemen hastalanıyor. 18. Kendine yapılan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak: "Kadri o adamlardandır ki iyi davranmaya, yüz vermeye gelmez." -M. Ş. Esendal. "Bizim baştan savma işe gelmediğimizi bilirsin." -R. H. Karay. 19. (-e) Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek: Dediğime geldiniz mi? 20. Etkisini herhangi bir biçimde göstermek: Buranın havası iyi geldi. Burası bana çok sıcak geldi. 21. Kazanılmak, sağlanılmak: Çiftlikten onlara ayda beş yüz milyon lira gelir. 22. Uymak: Bu ayakkabı sana küçük gelir. 23. Olmak, -e uğramak: Felç gelmek. Başımıza bir bela geldi. 24. Akmak: Burnundan kan geldi. Musluktan su gelmiyor. 25. Düşmek, rast gelmek: Buraya ışık gelmiyor. 26. Görünmek, sanılmak: "Baygın da olsa yabancı bir kadını böyle kucağında tutmak ona pek ayıp bir şey gibi geldi." -H. Taner. 27. (-e) Uygun düşmek: "Caddelerde oturmaya gelmez." -Ö. Seyfettin. 28. (-e) Başlamak, ortaya çıkmak. 29. Mal olmak: Bu bardakların tanesi yüz liraya geldi. 30. Biriyle birlikte gitmek: Ben İstanbul'a gidiyorum, benimle gelir misiniz? 31. İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil: Uykusu gelmek. 32. (yar) Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur: Alışageldiğimiz bir anlamı vardı. 33.
varmak
(-e) 1. Erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, vasıl olmak: "Köye akşama doğru ancak varabildim." -S. F. Abasıyanık. 2. Belli bir duruma veya düzeye gelmek: Yaşı elliye vardı. O şimdi yolun yarısına varmıştı. 3. Hoş olmayan bir sona ermek: "Beni tahkir etmeye kadar varıyorsun." -P. Safa. 4. Bir şeyi iyice anlamak veya duymak: Tadına varmak. Sırrına varmak. 5. (-i) Acımadan, çekinmeden yapmak: Eli varmak. Dili varmak. 6. Kadın, evlenmek: "Gönül verdin derlerdi o delikanlıya / En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya." -A. M. Dranas. 7. Bir durumdan başka duruma geçmek: Secdeye varmak. Uykuya varmak.
yetişmek
(-e) 1. Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak: "Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti." -Ö. Seyfettin. 2. Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak: Bu giysi yarına yetişmeli. 3. Vaktinde varmak, vaktinde bulunmak: "Öteki tünelle gelseler de vapura yetişeceklerini bilirlerdi." -A. Ş. Hisar. 4. Bir işe başlamış olanlara veya gidenlere sonradan katılmak: "Kadınlar, derme çatma ayakkabılarıyla onlara zor yetişebiliyorlardı." -Y. K. Karaosmanoğlu. 5. Değmek, uzanıp dokunabilmek: Ben o dala yetişemem. Bu ip kuyunun dibine yetişmez. 6. Vakit bulmak, yapabilmek: Ben bu kadar işe yetişemem. 7. (nsz) Yetmek, yeter olmak, kâfi gelmek: Bu para yetişir. Bu yemek hepimize yetişir. 8. Bir zamanda yaşamış olmak, bir zamanı veya kimseyi görmüş olmak: "Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." -P. Safa. 9. (nsz) Üremek, büyümek, olmak: "Şu Marmara kıyılarında o sene bol meyve yetişmişti." -S. F. Abasıyanık. 10. (-de) Eğitim görmüş olmak, öğrenmek, gelişmek: "İşte bu kadronun içinde yetişecektim ben." -Y. Z. Ortaç. 11. İş görebilecek yaşa gelmek, büyümek. 12. Yardım etmek, yardımına koşmak: "Tam o sırada talih imdadıma yetişti." -R. H. Karay.

"ulaşmak" için örnek kullanımlar

Hedeflere ulaşmak için sağlıklı vergi gelirlerine ihtiyacımız var.
We need a healthy tax revenues to achieve the objectives.
Kaynak: odatv.com
Kalan iki maçımızı kayıpsız geçip hedefimize ulaşmak istiyoruz.
The remaining two maçımızı goal we want to achieve lossless pass.
Kaynak: haberler.com
Hizmete ulaşmak için insanlar yoğun çaba harcadılar, harcıyorlar.
Service to reach the people who have spent great efforts, spend.
Kaynak: haber3.com
Şimdi sıra Dünya Kulüpler Şampiyonası'nda mutlu sona ulaşmak.
Now it's time to reach the World Club Championship, a happy ending.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Terör ya da terörizm, siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere; resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı
Kaynak: Terörizm
Strateji veya sevkülceyş, uzun vadede önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için izlenen yoldur. Temelde askeri bir terim olan strateji,
Kaynak: Strateji
Yarışma, insanların belirli bir hedefe ulaşmak için sergiledikleri mücadelelerin toplamı. İnsanların doğumu bile bir yarışma ile başlar.
Kaynak: Yarışma
Dizin (indeks); kitap, dergi gibi bilgi kaynaklarının içindeki bilgi parçacıklarına ulaşmak için konu başlık, yer adları kişi adları gibi
Kaynak: Dizin
Bilim sel gözlem, canlı veya cansız varlıkları herhangi bir bilgiye ulaşmak amacıyla, belirli takip metodları ve kayıt yöntemlerini
Kaynak: Gözlem
Mekanizma tasarımı, ekonomi ve oyun kuramı konularında, belirli bir sonuca ulaşmak için bir oyun veya sistemin kurallarının tasarımı.
Kaynak: Mekanizma tasarımı teorisi
Mitolojide Avrupa kıtasına ismini vermiş Fenike li kız. Zeus görüp beğendiği Europa'ya ulaşmak için beyaz bir boğa kılığına girer.
Kaynak: Europa
Antrenman, idman veya egzersiz; herhangi bir alanda istenilen düzeye ulaşmak için gerçekleştirilen sistematik alıştırma . Antrenman ve
Kaynak: Antrenman
Sanskritçe dhyāna (ध्यान dhyāna) veya Pāli dilinde jhāna meditasyonda samadhi ye ulaşmak için varılan bir aşamayı ifade eder. Hinduizm ,
Kaynak: Dhyana
Bilgisayar biliminde dolaylama, bir şeye onun kendi değeri ile ulaşmak yerine, bir ad, içerici veya referans ile ulaşmaya denir.
Kaynak: Dolaylama
Hop, ağ iletişimi sırasında veri paketi hedef adrese ulaşmak için yönlendiriciler (daha genel olarak gateway ) üzerinden geçerek ilerler.
Kaynak: Hop
300px | thumb | right | Sodyum ve flor bağ yaparak sodyum florür ü oluşturuyor. Sodyum kararlı bir elektron dizilimi ne ulaşmak için son
Kaynak: İyonik bağ
Voluntarizm, istenççilik, iradecilik veya gönüllülük, politik olmayan stratejiler ile özgür topluma ulaşmak için organize olmuş
Kaynak: Voluntarizm
Komitacı Siyasi bir amaca ulaşmak için silahlı mücadele yapan gizli topluluk veya örgüte bağlı kimse. Vatanseverliğin en aşırısına
Kaynak: Komitacı
Astrofilateli filateli nin, astronomi ve dış uzaya ulaşmak için yapılan insanlı ve insansız çabalar ile bağlantılı olan alanıdır.
Kaynak: Astrofilateli
Organizasyonda 92 takım finale ulaşmak için mücadele vermiştir. Final maçı 2 Mart 1974 tarihinde Wembley Stadyumu 'nda oynandı ve iki
Kaynak: 1974 İngiltere Lig Kupası Finali
Müslüman lar tarafından çeşitli siyasi ve/veya dini sonuçlara ulaşmak için uygulanan bir çeşit dini terörizm dir İslam i terörizm; Orta
Kaynak: İslami terörizm
Ekonomik ortamı değişmez kabul (Ceteris Paribus ) edip belli bir amaca en iyi şekilde ulaşmak için üretim faktörleri nin ne şekilde
Kaynak: Kaynak Dağılımı
Hukukun Üstünlüğü Derneği örnek bir hukuk toplumuna ulaşmak için yapılan çalışmalara katkıda bulunmak üzere 29 Kasım 2002 tarihinde
Kaynak: Hukukun Üstünlüğü Derneği

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.