üs ne demek?
- 7 sözlük, 10 sonuç.BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
üs anlamı
(matematik)
(matematik)
BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü
üs anlamı
Giysi. (Poyra -Eskişehir)
Giysi. (Poyra -Eskişehir)
Güncel Türkçe Sözlük
üs, -ssü anlamı
(I) is. mat. Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır.
(I) is. mat. Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır.
üs, -ssü anlamı
(II) is. 1. esk. Kök, asıl, temel, esas. 2. Bazı görevleri yürütebilmek amacıyla kurulan, özel yapıları, donatımları, atölyeleri, onarım yerleri, servis alanları olan, sürekli veya geçici olarak konaklanılan yer: "Memleket sağlam bir hareket üssü hâlinde kalmalıdır." -F. R. Atay. 3. ask. Bir askerî harekâtta birliklerin gereksinim duyduğu her türlü gerecin toplandığı, dağıtıldığı bölge: "Mühimmat depolarının ve üslerin arasında, herkesin istifadesine ve zevkine açıktır." -F. R. Atay.
(II) is. 1. esk. Kök, asıl, temel, esas. 2. Bazı görevleri yürütebilmek amacıyla kurulan, özel yapıları, donatımları, atölyeleri, onarım yerleri, servis alanları olan, sürekli veya geçici olarak konaklanılan yer: "Memleket sağlam bir hareket üssü hâlinde kalmalıdır." -F. R. Atay. 3. ask. Bir askerî harekâtta birliklerin gereksinim duyduğu her türlü gerecin toplandığı, dağıtıldığı bölge: "Mühimmat depolarının ve üslerin arasında, herkesin istifadesine ve zevkine açıktır." -F. R. Atay.
Kişi Adları Sözlüğü
Üs anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Üst. 2. Asıl, kök.
Cinsiyet: Erkek
1. Üst. 2. Asıl, kök.
Tarama Sözlüğü
üs anlamı
Üst.
Üst.
Türkçe - İngilizce
üs anlamı
isim
1) base
2) exponent
3) power
4) basis
5) installation
6) station
7) installment
8) instalment
isim
1) base
2) exponent
3) power
4) basis
5) installation
6) station
7) installment
8) instalment
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
üs anlamı
Yatak.
Yatak.
*Tarsus -Adana
üs anlamı
Giysi
Giysi
-Niğde
üs anlamı
Üst.
Üst.
üs eş anlamlısı
asıl
is. 1. Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı: Bir belgenin aslı. 2. Kök, köken, kaynak: Yazının aslı resimdir. 3. Gerçeklik: Bu haberin aslı yok. 4. Soy, nesep: "İnsan dedi, aslını unutmamalıdır." -S. F. Abasıyanık. 5. sf. Gerçek, esas: "Ama benim asıl niyetim eski sevgilisinin adını öğrenmek." -A. Ümit. 6. sf. Bir şeyin temelini oluşturan, ana. 7. sf. Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan: Asıl sanat budur. 8. sf. Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı: Asıl jüri üyesi toplantıya gelmediğinden yedek üye çağrıldı. 9. zf. (a'sıl) Gerçekten, gerçek olarak: "Bana umut vermeye çalışıyor ama asıl onun teskin edilmeye ihtiyacı var." -A. Ümit.
is. 1. Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı: Bir belgenin aslı. 2. Kök, köken, kaynak: Yazının aslı resimdir. 3. Gerçeklik: Bu haberin aslı yok. 4. Soy, nesep: "İnsan dedi, aslını unutmamalıdır." -S. F. Abasıyanık. 5. sf. Gerçek, esas: "Ama benim asıl niyetim eski sevgilisinin adını öğrenmek." -A. Ümit. 6. sf. Bir şeyin temelini oluşturan, ana. 7. sf. Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan: Asıl sanat budur. 8. sf. Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı: Asıl jüri üyesi toplantıya gelmediğinden yedek üye çağrıldı. 9. zf. (a'sıl) Gerçekten, gerçek olarak: "Bana umut vermeye çalışıyor ama asıl onun teskin edilmeye ihtiyacı var." -A. Ümit.
esas
is. (esa:sı) 1. Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel. 2. Bir iş veya sözde doğru biçim: Bu işin esası böyle değil. 3. sf. Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi: Esas düşünce. Esas görev.
is. (esa:sı) 1. Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel. 2. Bir iş veya sözde doğru biçim: Bu işin esası böyle değil. 3. sf. Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi: Esas düşünce. Esas görev.
kök
(I) is. 1. bit. b. Bitkileri toprağa bağlayan ve onların, topraktaki besi maddelerini emmesine yarayan klorofilsiz bölüm. 2. bit. b. Süsende olduğu gibi yer üstüne sap çıkaran çok yıllık yer altı gövdesi. 3. Bazı şeylerde dip bölüm: Diş kökü. 4. Sapıyla çıkarılan bitkilerde tane: Üç kök maydanoz. 5. mec. Dip, temel, esas: "Ta gölden başlayan tipi ve fırtına Şebben'in sıcak evini kökünden sarsıyordu." -H. E. Adıvar. 6. mec. Kaynak, köken: "Ölenle, son zamanları gevşeyen, azalan fakat kökleri mazinin sağlamlığı içinde kalan eski bir aşinalığım vardı." -A. Ş. Hisar. 7. mec. Bir kimseyi bir yere bağlayan manevi temel güçlerin bütünü. 8. db. Kelimenin her türlü ek çıkarıldıktan sonra kalan anlamlı bölümü: Yaptırmak kelimesinde kök, -yap bölümüdür. 9. kim. Olağan şartlarda çevresinden yalıtılamayan ancak birçok tepkimede nitelik değiştirmeden geçebilen atom kümesi. 10. mat. Denklemde bilinmeyenin yerine konulduğunda uygun düşen gerçek veya birleşik değer.
(I) is. 1. bit. b. Bitkileri toprağa bağlayan ve onların, topraktaki besi maddelerini emmesine yarayan klorofilsiz bölüm. 2. bit. b. Süsende olduğu gibi yer üstüne sap çıkaran çok yıllık yer altı gövdesi. 3. Bazı şeylerde dip bölüm: Diş kökü. 4. Sapıyla çıkarılan bitkilerde tane: Üç kök maydanoz. 5. mec. Dip, temel, esas: "Ta gölden başlayan tipi ve fırtına Şebben'in sıcak evini kökünden sarsıyordu." -H. E. Adıvar. 6. mec. Kaynak, köken: "Ölenle, son zamanları gevşeyen, azalan fakat kökleri mazinin sağlamlığı içinde kalan eski bir aşinalığım vardı." -A. Ş. Hisar. 7. mec. Bir kimseyi bir yere bağlayan manevi temel güçlerin bütünü. 8. db. Kelimenin her türlü ek çıkarıldıktan sonra kalan anlamlı bölümü: Yaptırmak kelimesinde kök, -yap bölümüdür. 9. kim. Olağan şartlarda çevresinden yalıtılamayan ancak birçok tepkimede nitelik değiştirmeden geçebilen atom kümesi. 10. mat. Denklemde bilinmeyenin yerine konulduğunda uygun düşen gerçek veya birleşik değer.
kök
(II) is. müz. 1. Sazı kurmaya yarayan burgu, kulak. 2. Sap.
(II) is. müz. 1. Sazı kurmaya yarayan burgu, kulak. 2. Sap.
temel
is. 1. Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü: "Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor." -H. E. Adıvar. 2. Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur. 3. sf. mec. En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz: "Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır." -B. Felek. 4. mec. Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler: "Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun." -N. Cumalı.
is. 1. Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü: "Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor." -H. E. Adıvar. 2. Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur. 3. sf. mec. En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz: "Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır." -B. Felek. 4. mec. Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler: "Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun." -N. Cumalı.
"üs" için örnek kullanımlar
Çünkü Suudi Arabistan, bölgede adeta bir üs ve uydu niteliğinde.
Because Saudi Arabia, the region and the satellite nature of a virtual base.
Kaynak: hurriyet.com.trYeni üs, ekvatora en yakın nokta olan Haynan adasında kurulacak.
The new base will be established on the island of Hainan is the closest point on the equator.
Kaynak: turkish.ruvr.rukez kazanırken Orlando Magic üs üste oynadığı 9 dış saha maçını da kaybetti.
Orlando Magic won the top base 9 times played outfield lost the match.
Kaynak: ajansspor.comCumartesi'nin üçüncü maçı Sarı A üçüncüsü Büyükçekmece ile Sarı B Grubu'nun ikincisi İ.ÜS.
Saturday the third match of Group B at the second M Yellow with Yellow A third Büyükçekmece. U.S..
Kaynak: hurriyet.com.trn' taban sayısı ' üs(derece)dir : a^n underbrace a imes cdots imes a_n. Örnekler: 4 cdot 4 cdot 4 4^3! 7 cdot 7 cdot 7 cdot 7 7^4!
Kaynak: Üslü sayı
Kaynak: Üslü sayı
Matematik te temel fonksiyon, tek bir değişken , üs , logaritma , sabit ve n.kök ten oluşan ve dört temel işlemin (+ – × ÷) bileşkesi ve
Kaynak: Temel fonksiyon
Kaynak: Temel fonksiyon
İslam mimarîsinde bilinen ilk kubbeli eserlerden olan Kubbet-üs Sahra, Emevi Halife si Abdülmelik devrinde 687 -691 yılları arasında
Kaynak: Kubbet-üs-Sahra
Kaynak: Kubbet-üs-Sahra
Hoth Yıldız Savaşları filminde asilerin Lord Darth Vader 'den saklanmak ve hazırlanmak için üs kurdukları buzul gezegenidir.
Kaynak: Hoth
Kaynak: Hoth
Amerika'daki bir askeri üs olan 51. bölgedeki 18 numaralı hangarda uzaylıların tutulduğu hikâyesinden esinlenilerek yazılmıştır.
Kaynak: Hangar 18
Kaynak: Hangar 18
Kartografik sansür ya da harita sansürü; askeri üs ler, enerji santralleri , verici ler gibi stratejik olarak önemli yerlerin kamuya açık
Kaynak: Kartografik sansür
Kaynak: Kartografik sansür
Küçük çaplı birer askeri üs vazifesi görürler. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere Türkiye'nin çeşitli kentlerinde dikkat çekmeden
Kaynak: Tuslog
Kaynak: Tuslog
Dalaman Hava Meydan Komutanlığı ile ortak kullanılan havalimanının güney ucunda askeri üs bulunmaktadır ve yedek hava limanı olarak
Kaynak: Dalaman Havalimanı
Kaynak: Dalaman Havalimanı
Kazakistan 'ın Baykonur kasabasının 320 km kadar güneydoğusunda, Seyhun (Sırderya ) nehrinin kıvrımındaki bozkırda kurulmuş olan üs,
Kaynak: Baykonur Uzay Üssü
Kaynak: Baykonur Uzay Üssü
ardından toplama , çarpma ve üs almanın iki işlem iyle devam eden ve ardından ikili işlemlerin ötesine geçerek serilerle ilerleyen bir işlemdir.
Kaynak: Hiperişlem
Kaynak: Hiperişlem
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
