Not a paragraph goes by without the expression of a fresh
loathing.
Bir paragraf taze bir nefret ifadesi bile geçmiyor değil.
Kaynak: dailymail.co.ukAfter enduring endless abuse, she goes from
loathing him to finding him irresistible.
Sonsuz kötüye katlandıktan sonra, onu dayanılmaz bulmak için ona tiksintiyle gider.
Kaynak: www2.macleans.caSometimes you will even find yourself hoping they succeed despite your
loathing for them.
Bazen bile bunları kendiniz için nefret rağmen onlar başarılı umut bulacaksınız.
Kaynak: haaretz.comCrusty ol' cousin league is awash on a sea of peptides, mass sackings, fear and
loathing.
'Crusty ol kuzeni lig peptidlerin deniz, kitlesel işten çıkarmalarla, korku ve nefret üzerine çalkalanıyor.
Kaynak: news.com.auSelf-hatred (also called self-
loathing) refers to an extreme dislike or hatred of oneself, or being angry at or even prejudiced against
Kaynak: Self-hatred