Bizim amacımız iktidara meydan okumak,
çatışmak, düşmanlık beslemek değil.
Our aim is to challenge power, conflict, hostility does not feed.
Kaynak: gazeteciler.comKurumlarla
çatışmak yerine, köprü görevi görüp, doğru koordinasyonu sağlayabilmeli.
Institutions rather than clashing, it acts a bridge, be able to provide proper coordination.
Kaynak: haberler.comYeni nesil mekân dizaynı, düşmanla
çatışmak için oyuncuya farklı seçenekler sunuyor. Ani ve direkt saldırı veya sinsi bir cephe saldırısı
Kaynak: Call of Duty 3II. Dünya Savaşı sırasında Yahudi Ajansı İngilizlerin yanında
çatışmak için bir Yahudi ordusu kurmaya karar verdi. Her ne kadar Churchill
Kaynak: İsrail tarihioldukça güvenilir bir devlet adamı hali aldı. Yeni Dünya 'ya yaptığı seferlerde çok daha başarılı oldu, İspanyol larla
çatışmak zorunda kalmıyordu
Kaynak: Walter RaleighAna karakter Jack, Rapture'da görevleri tamamlamak ve
çatışmak için silah ve plasmid denilen genetik yükseltme nesnelerini kullanır.
Kaynak: BioshockPartizanlarla
çatışmak, eski bir ölüm kampı yöneticisi SS'in atanabileceği en tehlikeli görevlerden biriydi. Wirth 1944 Mayıs'ında bir
Kaynak: Christian Wirthancak ondan önce Cenova'yı ele geçirerek bu bölgede yığınak yapan Koalisyon güçleriyle 14 Haziran 1800 tarihinde
çatışmak zorunda kalmıştır.
Kaynak: Napolyon SavaşlarıGemi, Alman İmparatorluk Donanması'nın diğer zırhlıları ile beraber ön hatlarda
çatışmak üzere tasarlanmıştı 20 Temmuz 1903'te Kiel 'deki
Kaynak: SMS Deutschland (1904)