dağıtmak anlamı
(-i) 1. Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak: "Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı." -Y. K. Beyatlı. 2. (nsz) Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek: "Muhacir kümeleri arasında ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." -P. Safa. 3. Herhangi bir şeyi ayrı ayrı kimselere vermek: "Selamlar dağıtarak telaşsız ve yorgun bana doğru yürüyordu." -R. H. Karay. 4. Bir şeyin veya bir yerin düzenini bozmak: Odayı dağıtmak. Kâğıtları dağıtmak. 5. (nsz) İletmek, ulaştırmak. 6. mec. Bir topluluğun varlığına son vermek, feshetmek: Kooperatifi dağıttılar. 7. mec. Kurulu bir düzeni bozmak. 8. mec. Etkisini, gücünü azaltmak, gidermek. 9. (nsz) mec. Ne yaptığını bilmeyecek kadar içip kendinden geçmek. 10. (nsz) argo Değişik sebeplerle kendini koyuvermek, beklenmedik davranışlarda bulunmak.

dağıtmak anlamı
fiil
1) disrupt
2) deploy
3) distribute
4) deal
5) disperse
6) deliver
7) dispense
8) dissipate
9) dispel
10) hand out
11) dissolve
12) issue
13) disband
14) dismantle
15) diffuse
16) divert
17) scatter
18) mete out
19) bestrew
20) strew
21) pass out
22) rough up
23) break on
24) deal out
25) decompose
26) crack up
27) dot
28) drown
29) fling off
30) litter
31) disjoint
32) disject
33) rag
34) ruffle
35) rumple
36) tumble
37) demount
38) be on the loose

dağıtmak anlamı
< ET tağ: dağıtmak || dağatmak || dağutmak