dek ne demek?
- 3 sözlük, 7 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
dek anlamı
(I) e. Bir işin, bir durumun sona erdiği zaman veya yer, kadar, değin: "Bir iki adım atıp yanıma dek geliyor." -Z. Selimoğlu.
(I) e. Bir işin, bir durumun sona erdiği zaman veya yer, kadar, değin: "Bir iki adım atıp yanıma dek geliyor." -Z. Selimoğlu.
dek anlamı
(II) is. esk. 1. Düzen, hile, entrika. 2. Tokuşma, çatışma. 3. sf. Sağlam.
(II) is. esk. 1. Düzen, hile, entrika. 2. Tokuşma, çatışma. 3. sf. Sağlam.
Türkçe - İngilizce
dek anlamı
edat
1) until
2) till
3) as far as
bağlaç
1) till
edat
1) until
2) till
3) as far as
bağlaç
1) till
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
dek anlamı
1. Denk, eşit, uygun. 2. Hayvanlara yüklenen yükün bir tarafı, denk.
1. Denk, eşit, uygun. 2. Hayvanlara yüklenen yükün bir tarafı, denk.
dek anlamı
1. Uslu, terbiyeli, doğru, namuslu (kimse). 2. Genel görünüş, kişilik, hal: Adamın dekini kırma.
1. Uslu, terbiyeli, doğru, namuslu (kimse). 2. Genel görünüş, kişilik, hal: Adamın dekini kırma.
dek anlamı
Şeker pancarına benzeyen, yumru kökü tatlı ve yenilebilen bir bitki.
Şeker pancarına benzeyen, yumru kökü tatlı ve yenilebilen bir bitki.
*Kelkit -Gümüşhane
dek anlamı
Dek, hile, oyun
Dek, hile, oyun
Diyarbakır
dek eş anlamlısı
çatışma
is. 1. Çatışmak işi: "Döndüğü zaman hoş olmayan çatışmalar olabilmesi ihtimali evde felaket bekleyen bir gerginlik yaratmıştı." -H. E. Adıvar. 2. Silahlı büyük kavga, arbede: On beş dakika süren bir çatışma olmuştur. 3. ask. Savaş maksadıyla düşmana karşı ilerleyen bir birliğin karşı tarafın keşif ve güvenlik kollarıyla arasındaki ilk silahlı vuruşma. 4. coğ. Türlü yönlerden uzanan kıvrımlı dağ sıralarının, bir yerde dar bir açı ile birbirine yaklaşıp kaynaşması veya düğümlenmesi.
is. 1. Çatışmak işi: "Döndüğü zaman hoş olmayan çatışmalar olabilmesi ihtimali evde felaket bekleyen bir gerginlik yaratmıştı." -H. E. Adıvar. 2. Silahlı büyük kavga, arbede: On beş dakika süren bir çatışma olmuştur. 3. ask. Savaş maksadıyla düşmana karşı ilerleyen bir birliğin karşı tarafın keşif ve güvenlik kollarıyla arasındaki ilk silahlı vuruşma. 4. coğ. Türlü yönlerden uzanan kıvrımlı dağ sıralarının, bir yerde dar bir açı ile birbirine yaklaşıp kaynaşması veya düğümlenmesi.
değin
(I) e. Dek: "Her ikisi de şimdiye değin kabakulak geçirmemiş olduklarından, uzak durmaları gerekiyordu kardeşimden." -E. Şafak.
(I) e. Dek: "Her ikisi de şimdiye değin kabakulak geçirmemiş olduklarından, uzak durmaları gerekiyordu kardeşimden." -E. Şafak.
değin
(II) is. hlk. Sincap.
(II) is. hlk. Sincap.
değinme
is. Değinmek işi, temas.
is. Değinmek işi, temas.
düzen
is. 1. Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. 2. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. 3. Yerleştirme, tertip: "Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus birtakım aletler vardır." -R. N. Güntekin. 4. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. 5. mec. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. 6. mec. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. 7. mec. Dolap, hile: "Hile, düzen dağarcığından elbette yeni bir şey bulup çıkaracak." -E. E. Talu. 8. müz. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. 9. top. b. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri: "Orta hâlli ailelerin kurduğu bu düzende herkesin bacası tüten, kapısı çalınan bir evi var." -N. Meriç. 10. hlk. Alet edevat takımı. 11. hlk. Bez dokuma tezgâhı.
is. 1. Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. 2. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. 3. Yerleştirme, tertip: "Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus birtakım aletler vardır." -R. N. Güntekin. 4. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. 5. mec. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. 6. mec. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. 7. mec. Dolap, hile: "Hile, düzen dağarcığından elbette yeni bir şey bulup çıkaracak." -E. E. Talu. 8. müz. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. 9. top. b. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri: "Orta hâlli ailelerin kurduğu bu düzende herkesin bacası tüten, kapısı çalınan bir evi var." -N. Meriç. 10. hlk. Alet edevat takımı. 11. hlk. Bez dokuma tezgâhı.
hile
is. (hi:le) 1. Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika: "Gayet basit bir hile ile, saflığından istifade ederek işi başardı." -R. H. Karay. 2. Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma: Bu sütte hile var.
is. (hi:le) 1. Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika: "Gayet basit bir hile ile, saflığından istifade ederek işi başardı." -R. H. Karay. 2. Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma: Bu sütte hile var.
kadar
e. 1. Ölçüsünde, derecesinde: "Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir." -S. F. Abasıyanık. 2. Büyüklüğünde, genişliğinde: Bacak kadar çocuk. Avuç içi kadar yer. 3. Dek: "Saat ona kadar sokaklarda gezdi." -P. Safa. 4. Gibi: "İstanbul'un balıkları kadar balıkçıları da hoştur." -S. F. Abasıyanık. 5. Denli: "Bu merdivenleri, yapıldığı günden beri bu kadar telaşla çıkmamışımdır." -Y. Z. Ortaç. 6. Süre belirten bir söz: "Bu minval üzere yedi ay kadar geçti, geçmedi." -R. H. Karay. 7. zf. Miktarda, derecede: "İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor." -H. E. Adıvar. 8. Gösterme sıfatlarından biriyle bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz: "Kantara'nın önünde yüz kadar düşman çadırı kurulmuştu." -F. R. Atay.
e. 1. Ölçüsünde, derecesinde: "Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir." -S. F. Abasıyanık. 2. Büyüklüğünde, genişliğinde: Bacak kadar çocuk. Avuç içi kadar yer. 3. Dek: "Saat ona kadar sokaklarda gezdi." -P. Safa. 4. Gibi: "İstanbul'un balıkları kadar balıkçıları da hoştur." -S. F. Abasıyanık. 5. Denli: "Bu merdivenleri, yapıldığı günden beri bu kadar telaşla çıkmamışımdır." -Y. Z. Ortaç. 6. Süre belirten bir söz: "Bu minval üzere yedi ay kadar geçti, geçmedi." -R. H. Karay. 7. zf. Miktarda, derecede: "İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor." -H. E. Adıvar. 8. Gösterme sıfatlarından biriyle bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz: "Kantara'nın önünde yüz kadar düşman çadırı kurulmuştu." -F. R. Atay.
sağlam
sf. 1. Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil: "En sağlam sütunlar üstünde durduğu sanılan devir, bir karton kale gibi yıkılmıştı." -F. R. Atay. 2. Zarar görmemiş, bozulmamış: Bütün eşya sağlam. 3. Sakatlık veya hastalığı bulunmayan, sağlıklı, sıhhatli: "Zaten bünyesi pek sağlam değildi, sık sık hastalanıyordu." -A. Ümit. 4. Güvenilir: Sağlam iş. Sağlam para. 5. Gerçek, inanılır bir temeli olan: "Böyle sağlam adı nereden bulacaksın." -M. Ş. Esendal. 6. zf. hlk. (sa'ğlam) Her hâlde, muhakkak: "Sağlam bu gece perilere karıştım gitti." -H. R. Gürpınar.
sf. 1. Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil: "En sağlam sütunlar üstünde durduğu sanılan devir, bir karton kale gibi yıkılmıştı." -F. R. Atay. 2. Zarar görmemiş, bozulmamış: Bütün eşya sağlam. 3. Sakatlık veya hastalığı bulunmayan, sağlıklı, sıhhatli: "Zaten bünyesi pek sağlam değildi, sık sık hastalanıyordu." -A. Ümit. 4. Güvenilir: Sağlam iş. Sağlam para. 5. Gerçek, inanılır bir temeli olan: "Böyle sağlam adı nereden bulacaksın." -M. Ş. Esendal. 6. zf. hlk. (sa'ğlam) Her hâlde, muhakkak: "Sağlam bu gece perilere karıştım gitti." -H. R. Gürpınar.
"dek" için örnek kullanımlar
Şimdiye dek ipad hangi testte birinciliği elden bırakmış diyordum.
So far, left-hand ipad saying what the test winner.
Kaynak: chip.com.trTürkiye'de şimdiye dek hiçbir liderin halka arz yapmasına izin vermediler.
They did not allow any leader ever offered to the public in Turkey.
Kaynak: pressturk.comGün ortasına dek başkaları ile olan parasal bağlarınıza odaklısınız.
Until the middle of the day with others focused on the monetary ligaments.
Kaynak: habermolasi.comVideo oyunu endüstrisi 80'lerden günümüze dek büyük bir hızla gelişti.
The video game industry has developed rapidly 80s to the present day.
Kaynak: tr.euronews.comFleming, 1964 yılında ölünceye dek bu karakter etrafında birçok roman ve küçük hikâyeler yazmıştır. Takibindeki James Bond hikâyeleri;
Kaynak: James Bond
Kaynak: James Bond
Standart Model, gözlemlenen maddeyi oluşturan, şimdiye dek bulunmuş temel parçacıkları ve bunların etkileşmesinde önemli olan 3 temel
Kaynak: Standart Model
Kaynak: Standart Model
İstanbul Erkekler Voleybol Ligi 1921-1970 arası Türkiye Erkekler Voleybol Şampiyonası kurulana dek düzenlenen spor organizasyonu.
Kaynak: İstanbul Erkekler Voleybol Ligi
Kaynak: İstanbul Erkekler Voleybol Ligi
Votka, iki kez rektefiye edilmiş aktif kömürden süzülmüş ve içilebilecek düzeye dek sulandırılımış saf alkoldür. Bunun için özel tat ve
Kaynak: Votka
Kaynak: Votka
Yaklaşık 5 milyon yıl öncesinden 2 milyon yıl öncesine dek süren üçüncü jeolojik çağın (tersiyer) son dönemi. Category:Pliocene-
Kaynak: Pliyosen Çağ
Kaynak: Pliyosen Çağ
1926'ya dek Söğüt 'e bağlı, 1926'dan sonra Gölpazarı ilçesine bağlı bir bucak iken, 3392 sayılı yasa ile ilçe statüsüne alınmış, 11
Kaynak: Yenipazar, Bilecik
Kaynak: Yenipazar, Bilecik
Genellikle sezonun son yarışı olarak koşulan Grand Prix şu ana dek 12 Dünya Şampiyonunun belirlendiği yer olarak tarihe geçmiştir.
Kaynak: Japonya Grand Prix
Kaynak: Japonya Grand Prix
Türkiye Erkekler Basketbol Şampiyonası 1946-1967 arası Türkiye Erkekler Basketbol Ligi kurulana dek düzenlenen erkekler basketbolda
Kaynak: Türkiye Erkekler Basketbol Şampiyonası
Kaynak: Türkiye Erkekler Basketbol Şampiyonası
Ibrahim Rugova (2 Aralık 1944 – 21 Ocak 2006), 2002 yılından görev başında ölümüne dek Kosova Cumhurbaşkanlığı ve Kosova'nın önde gelen
Kaynak: Ibrahim Rugova
Kaynak: Ibrahim Rugova
Hey, 1970 'lerin başından 1980 'lerin sonuna dek Milliyet yayın topluluğunca çıkarılan müzik ve gençlik dergisidir. Dergi, en tutulduğu
Kaynak: Hey (dergi)
Kaynak: Hey (dergi)
Southern Literary Messenger, 1834'ten Haziran 1864'e dek Richmond , Virjinya 'da yayımlanan bir süreli yayın dır. Her bir sayıda "Devoted
Kaynak: Southern Literary Messenger
Kaynak: Southern Literary Messenger
Sarı Mercedes, çekimleri 1987 yılından 1992 yılına dek süren, yönetmenliği ve senaristiliği Tunç Okan 'a ait Türk-Fransız-Alman ortak filmi
Kaynak: Sarı Mercedes
Kaynak: Sarı Mercedes
yüzyılın ortalarından 1593'e dek bugünkü Mali , Burkina Faso ve Nijer devletlerinin topraklarında hüküm sürmüş devlet. Daha önceleri Gao
Kaynak: Songhay İmparatorluğu
Kaynak: Songhay İmparatorluğu
Türkiye Basketbol Şampiyonası 1948-1970 arası Türkiye Erkekler Voleybol Ligi kurulana dek düzenlenen erkekler voleybolda Türkiye
Kaynak: Türkiye Erkekler Voleybol Şampiyonası
Kaynak: Türkiye Erkekler Voleybol Şampiyonası
Şu ana dek Orta Dünya üzerinde kalmış son balrogtur. Cüceler Mithril için kazarken kazayla Durin'in Felaketi'ni serbest bıraktılar.
Kaynak: Durin'in Felaketi
Kaynak: Durin'in Felaketi
Slovakya, Eurovision Şarkı Yarışması 'na bugüne dek yedi kez katılmıştır. İlk kez 1994 yılında yarışmaya katılan ülke, 1993 yılında
Kaynak: Eurovision Şarkı Yarışması'nda Slovakya
Kaynak: Eurovision Şarkı Yarışması'nda Slovakya
Balaken (Azerice : Balakən ), Azerbaycan Cumhuriyeti 'nde şehir (1965 'dek kasaba). Balaken Rayonu 'nun idarî merkezidir. Balaken Çayının
Kaynak: Balaken
Kaynak: Balaken
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
