devşirmek (nsz) 1. Bir araya getirmek, derlemek, toplamak:
"Köylü kızları gülüşe çağrışa kuru incir devşiriyorlardı." -Halikarnas Balıkçısı. 2.
(-i) Katlamak, düzgün duruma getirmek:
"Kumaşı tutacağız, kaldırıp çekeceğiz, buruşturacağız, devşirebileceğiz, sanki!" -R. H. Karay.
toplamak (-i) 1. Bir araya getirmek:
"Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak." -O. S. Orhon. 2.
(nsz) Devşirmek:
Kırlardan çiçek topladık. 3. Devşirip kaldırmak:
Sofrayı toplamak. Yatakları toplamak. 4. Dağınıklıktan kurtarmak:
Bu odayı biraz toplamak gerek. 5. Bir araya getirmek, düzene sokmak, düzeltmek:
"Uzun yağlı saçlarını parmaklarıyla taradı, kalpağının altında topladı." -M. Ş. Esendal. 6.
(nsz) Artırıp biriktirmek:
Epey servet toplamış. 7.
(nsz) Hizmete çağırmak:
Asker toplamak. 8. Vergi veya bağışı verecek olanlardan almak. 9.
(nsz) Şişmanlamak, kilo almak. 10.
(nsz) Çıban, yara irinlenmek. 11.
mat. Sayıları veya nicelikleri birbirine ekleyip toplamını bulmak.