Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

gaile ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

gaile anlamı
is. (ga:ile) esk. 1. Sıkıntı, dert, keder, üzüntü: "Küçücük yaşta büyüklüğün olanca gaileleri kendi üzerlerine yığılmış kimseler görülür." -A. Mithat. 2. Uğraştırıcı, pürüzlü iş, yük: "Otuz iki senelik bir saltanatın binbir gailesi ve bu en son yıllarda geçirdiği ağır hastalığın tesiri yüzünden o, kendisini çok yorulmuş, yıpranmış, çökmüş hissediyordu." -N. S. Örik. 3. İstenmeyen durum, baş belası.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

gaile anlamı
2. Kuru mercimek yemeği. 3. Yarılmış buğdaydan yapılan bir çeşit yemek.

gaile eş anlamlısı

dert
is. 1. Üzüntü: "Gündüz ya bir yere sokulup uyur ya sessiz sedasız sokaklarda dolaşır. Fakat akşam oldu mu derdi teper." -H. E. Adıvar. 2. Hastalık: "Hastayım derdime verem diyorlar." -F. N. Çamlıbel. 3. Ağrı. 4. mec. Sorun, kaygı: "Ne var ki dert evin satılması ile bitmeyecekti." -T. Buğra. 5. hlk. Ur: Boynunda dert çıkmış.
keder
is. Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ızdırap, tasa: "Ya hasta yahut bir kederi var." -H. E. Adıvar.
sıkıntı
is. 1. İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet: "İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı." -P. Safa. 2. Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, mihnet: "Sıkıntı ve ızdırapla sağa sola döndüm." -A. Gündüz. 3. Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı: "İhtiyarın bir para sıkıntısı içinde olduğunu o söylemeden ben keşfetmiştim." -S. F. Abasıyanık. 4. Bulunmama durumu: "Yüklü servetini cömertçe harcamaması nedeniyle piyasada para sıkıntısı baş gösterdi." -İ. O. Anar. 5. mec. Sorun, mesele, sendrom, problem: "Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu." -B. Felek.
üzüntü
is. Olması istenilmeyen olaylardan doğan ruh tedirginliği, teessür: "Sesinde bir üzüntü hatta bir sitem sezdim." -A. Gündüz.
yük
is. 1. Araba, hayvan vb.nin taşıdığı şeylerin hepsi: "Çölde yük götüren vasıta develer, insan taşıyan vasıta hecinlerdir." -F. R. Atay. 2. Bir şeyin ağırlığı. 3. Araba, hayvan vb.nin taşıyabildiği miktar: Bir araba yükü odun. 4. Eşya: Bütün yükü bu bavul. 5. mec. Birinin üzerine almak zorunda kaldığı ağır görev: Ben bu yükün altına giremem. Bu yüke herkes katlanamaz. 6. mec. Tedirginlik veren şey, engel. 7. fiz. Bir cismin yüzeyinde biriken elektrik miktarı. 8. tar. Yüz bin kuruşluk mal veya tutar: "Mademki öyledir, bir yük getirip satan herkes iki akçe versin." -T. Buğra. 9. hlk. Doğacak bebek. 10. esk. Yüklük: "Haydi şu yüke giriver!.." -S. F. Abasıyanık.

"gaile" için örnek kullanımlar

Yine gaile bu coğrafyanın korkuları, bu coğrafyanın umutları ve hayalleri olacak.
However, this region Gaile fears, hopes and dreams of this region will be.
Kaynak: kibrispostasi.com
Napoli'ye gaile çıkarmak isteyen Venedik, İstanbul'a Sebastiyano Giritti adında bir elçi yollar. Elçi, Puy ve Kalabra 'nın büyük
Kaynak: Otranto Seferi
Osmanlı Devleti başına devamlı gaile yaratan Cüneyd Bey ve yanındaki oğlu Beyazıd ile birlikte öldürüldu. Sonra da Çanakkale
Kaynak: İzmiroğlu Cüneyd Bey
sürgünü bir seneden az sürmüş, İran tehlikesi ve güneyde büyük bir gaile haline gelen Kavalalı Mehmed Ali Paşa isyanının da etkisiyle,
Kaynak: Han Mahmud
Ali Galip'in oradaki görevi Doğu vilayetlerinde gaile çıkarmaya çalışanların kışkırtmalarını engellemek ve karşı koyanları yakalamaktı.
Kaynak: Ali Galip olayı
Bu çocuklardan en küçüğü olan İskender Bey sonradan Osmanlı devleti basına büyük gaile çıkartmıştır. 1424'de Edirne sarayında bir büyük
Kaynak: II. Murad
hücum edecek ve Süleyman Çelebi bu gaile ile uğraşmak için Rumeli'ye geçince Çelebi Mehmet Anadolu'da harekete geçip Bursa'yı geri alacaktı.
Kaynak: Fetret Devri
Balkanlar'da yeni müttefikler, Kosova Meydan Muharebesi ve ölümü : 1388de Balkanlarda yeni bir gaile ortaya çıktı. O zamana kadar vasal
Kaynak: I. Murad

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.