kalıp ne demek?
- 16 sözlük, 17 sonuç.BSTS / Ağaçişleri Terimleri Sözlüğü
kalıp anlamı Osm. kalıp
Tezgâhta ya da makinede çok sayıda parçayla çalışırken, işlerin çabuk, temiz ve aynı ölçüde biçimlendirilmesini sağlayan yardımcı düzen.
Tezgâhta ya da makinede çok sayıda parçayla çalışırken, işlerin çabuk, temiz ve aynı ölçüde biçimlendirilmesini sağlayan yardımcı düzen.
BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü
kalıp anlamı İng. template Alm.Matrize Fr. matrice
DNA ipliğinden Tamamlayıcı DNA'nın ya da RNA'nın kopyalanması gibi bir moleküle kalıplık eden diğer bir molekül.
DNA ipliğinden Tamamlayıcı DNA'nın ya da RNA'nın kopyalanması gibi bir moleküle kalıplık eden diğer bir molekül.
BSTS / Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü
kalıp anlamı İng. molde Alm. Giessform Fr. moule, form
(Heykel) Bir heykelin maden ya da alçıdan dökümünü yapmak için, heykeli alçıyla kaplayarak ya da kuma bastırarak elde edilen içi boş biçim. a. bakınız» çoğaltma kalıbı, ölü kal ip.
(Heykel) Bir heykelin maden ya da alçıdan dökümünü yapmak için, heykeli alçıyla kaplayarak ya da kuma bastırarak elde edilen içi boş biçim. a. bakınız» çoğaltma kalıbı, ölü kal ip.
BSTS / Halkbilim Terimleri Sözlüğü
kalıp anlamı İng. formula Alm. Formel Fr.forme
Birçok değişkenin bir araya gelmesinden oluşan bağımsız masal. bakınız» değişken.
Birçok değişkenin bir araya gelmesinden oluşan bağımsız masal. bakınız» değişken.
BSTS / Mantık Terimleri Sözlüğü
kalıp anlamı İng. schema Alm. Schema Fr. schème
Sözedilen dilin belli bir deyiminin ya da belli bir türden olan bütün deyimlerinin ortak dizimsel yapısını betimlemek için kullanılan, belli bir sayıda dizimsel değişkenler ile kendini adlandıran sözedilen dil imlerine dizilim işlevini uygulamakla oluşan, dizimsel sözeden dildeki terim. || Anl. dizimsel kalıp. Krş.. önerme kalıbı, çıkarım kalıbı, sıfırlı kalıp. Örn. (…)
Sözedilen dilin belli bir deyiminin ya da belli bir türden olan bütün deyimlerinin ortak dizimsel yapısını betimlemek için kullanılan, belli bir sayıda dizimsel değişkenler ile kendini adlandıran sözedilen dil imlerine dizilim işlevini uygulamakla oluşan, dizimsel sözeden dildeki terim. || Anl. dizimsel kalıp. Krş.. önerme kalıbı, çıkarım kalıbı, sıfırlı kalıp. Örn. (…)
BSTS / Matematik Terimleri Sözlüğü
kalıp anlamı
bakınız» formül.
bakınız» formül.
BSTS / Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü
kalıp anlamı İng. die Alm.Gesenk Fr. étampe; matrice
Metallerin bozunum yoluyle biçimlendirmelerinde, istenilen biçimi vermek için, metalin koyulduğu ya da içinden geçirildiği sert çelik nesne.
Metallerin bozunum yoluyle biçimlendirmelerinde, istenilen biçimi vermek için, metalin koyulduğu ya da içinden geçirildiği sert çelik nesne.
BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü
kalıp anlamı İng. matrice, matrix, colour (ABD: color) matrix Alm. Matrize, Matrix, Farbmatrize, Farbmatrix Fr. matrice (de tirage couleur)
Sinem. Technicolor işleminde renkli filmlerin basımında kullanılan kalıp.
Sinem. Technicolor işleminde renkli filmlerin basımında kullanılan kalıp.
BSTS / Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü
kalıp anlamı İng. template
Bir makromolekülün sentezi için kullanılan model veya örnek.
Bir makromolekülün sentezi için kullanılan model veya örnek.
BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü
kalıp anlamı İng. matrix Osm. matris Fr. matrice
basımcılık: Üzerine harflerin dizi örneği çıkarılmış küçük bakır külçe.
basımcılık: Üzerine harflerin dizi örneği çıkarılmış küçük bakır külçe.
BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü
kalıp anlamı
Dize ölçüsünün bölümlerinden her biri.
Dize ölçüsünün bölümlerinden her biri.
BSTS / Yöntembilim Terimleri Sözlüğü
BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü
kalıp anlamı
[galıp]: 1. Kerpiç yapmakta kullanılan dört gözlü ağaç kasa. (*Kemalpaşa -İzmir) [galip] : (Yenikent *Aksaray -Niğde) 2. Bıçak sapı yapımında kullanılan araç. (*Senirkent -Isparta)
[galıp]: 1. Kerpiç yapmakta kullanılan dört gözlü ağaç kasa. (*Kemalpaşa -İzmir) [galip] : (Yenikent *Aksaray -Niğde) 2. Bıçak sapı yapımında kullanılan araç. (*Senirkent -Isparta)
Güncel Türkçe Sözlük
kalıp, -bı anlamı
is. 1. Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç: "İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." -P. Safa. 2. Biçki modeli, patron. 3. sf. Genellikle küp biçiminde yapılan: Bir kalıp peynir. İki kalıp sabun. 4. mec. Gösterişli görünüş: Kalıbına bakarsan aslan gibi. 5. mec. Biçim, durum: "Muayyen bir kalıba girecek insana benzemiyordu." -H. E. Adıvar.
is. 1. Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç: "İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." -P. Safa. 2. Biçki modeli, patron. 3. sf. Genellikle küp biçiminde yapılan: Bir kalıp peynir. İki kalıp sabun. 4. mec. Gösterişli görünüş: Kalıbına bakarsan aslan gibi. 5. mec. Biçim, durum: "Muayyen bir kalıba girecek insana benzemiyordu." -H. E. Adıvar.
Türkçe - İngilizce
kalıp anlamı
isim
1) mold
2) template
3) pattern
4) formwork
5) master
6) form
7) dies
8) cast
9) stencil
10) model
11) cake
12) bar
13) shape
14) matrix
15) tablet
16) templet
17) sTamp
18) pat
19) print
20) timber
21) mould
isim
1) mold
2) template
3) pattern
4) formwork
5) master
6) form
7) dies
8) cast
9) stencil
10) model
11) cake
12) bar
13) shape
14) matrix
15) tablet
16) templet
17) sTamp
18) pat
19) print
20) timber
21) mould
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
kalıp anlamı
Dört gözlü kerpiç kalıbı.
Dört gözlü kerpiç kalıbı.
Körküler *Yalvaç Isparta
kalıp anlamı
(< Ar. kalıb) kalıp
(< Ar. kalıb) kalıp
kalıp eş anlamlısı
biçim
(I) is. Biçme işi: "Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı." -Ö. Seyfettin.
(I) is. Biçme işi: "Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı." -Ö. Seyfettin.
biçim
(II) is. 1. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkal: "İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur." -S. Birsel. 2. Yakışık alan şekil, uygun şekil: "Söylediklerimden çok, söyleyiş biçimi etkili oluyor kalabalığın üstünde." -A. İlhan. 3. Herhangi bir şeyin benzeri. 4. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. 5. Tarz: "İngiliz biçimi ceketler, sıcak iklimler için yapılmış kısa pantolonlar." -F. R. Atay. 6. bl. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. 7. bl. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. 8. ed. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil: Gazel, mesnevi, rubai, sone birer şiir biçimidir.
(II) is. 1. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkal: "İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur." -S. Birsel. 2. Yakışık alan şekil, uygun şekil: "Söylediklerimden çok, söyleyiş biçimi etkili oluyor kalabalığın üstünde." -A. İlhan. 3. Herhangi bir şeyin benzeri. 4. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. 5. Tarz: "İngiliz biçimi ceketler, sıcak iklimler için yapılmış kısa pantolonlar." -F. R. Atay. 6. bl. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. 7. bl. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. 8. ed. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil: Gazel, mesnevi, rubai, sone birer şiir biçimidir.
durum
is. 1. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon: "Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." -R. N. Güntekin. 2. Duruş biçimi, konum. 3. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. 4. db. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl: Yalın durum. Belirtme durumu. Kalma durumu.
is. 1. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon: "Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." -R. N. Güntekin. 2. Duruş biçimi, konum. 3. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. 4. db. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl: Yalın durum. Belirtme durumu. Kalma durumu.
patron
(I) is. 1. Bir ticaret veya sanayi kurumunun sahibi, başı, işvereni: "Bizim gazetecilerin çoğu patronu hesabına suç yüklenir." -B. Felek. 2. mec. Bir kuruluşta, bir iş yerinde makam bakımından yetkili kimse. 3. mec. Sözü geçen paralı kimse.
(I) is. 1. Bir ticaret veya sanayi kurumunun sahibi, başı, işvereni: "Bizim gazetecilerin çoğu patronu hesabına suç yüklenir." -B. Felek. 2. mec. Bir kuruluşta, bir iş yerinde makam bakımından yetkili kimse. 3. mec. Sözü geçen paralı kimse.
patron
(II) is. Kumaşın biçilmesine yarayan, bir giysi örneğindeki parçaların biçimine göre kesilmiş kâğıt, kalıp.
(II) is. Kumaşın biçilmesine yarayan, bir giysi örneğindeki parçaların biçimine göre kesilmiş kâğıt, kalıp.
"kalıp" için örnek kullanımlar
Kendi maçlarından sonra gitmeyip, salonda kalıp bizi desteklediler.
After rethink their games in the lounge supported us in the mold.
Kaynak: hurriyet.com.trYorumlayanların genel olarak klişeleri, basma kalıp düşünceleri.
Interpret the general clichés, stereotypes thoughts.
Kaynak: bloomberght.comAma o da, her zaman ayakta kalıp devam etmek gerektiğini öğrendi.
But he also learned that we have to continue to stand up all the time.
Kaynak: tr.euronews.comTekil kalıp, yazılım mühendisliği nde bir sınıf tipinden sadece tek bir nesne nin yaratılmasına izin veren bir yazılım tasarım örüntüsü dür
Kaynak: Tekil kalıp
Kaynak: Tekil kalıp
UltraISO, ISO kalıp dosyaları oluşturmak, düzenlemek, ISO dosyalarını CD-DVD ye yazmak ve kalıp biçimlerini dönüştürmede kullanılır.
Kaynak: UltraISO
Kaynak: UltraISO
Cimatron E Master çözümü kalıp imalatçıları için en kapsamlı entegre CAD/CAM çözümüdür. Cimatron E tüm kalıp imalatı aşamalarında yardımcınız olur.
Kaynak: Cimatron
Kaynak: Cimatron
Sabun, suyla birleştiğinde temizlemede kullanılan maddelerden kalıp ya da sıvı şekilde olanlara verilen genel ad. Sabunun temizleyici etkisi
Kaynak: Sabun
Kaynak: Sabun
Plastik enjeksiyon, sıcaklık yardımı ile eritilmiş plastik hammaddenin bir kalıp içine enjekte edilerek şekillendirilmesi ve soğutularak
Kaynak: Plastik enjeksiyon
Kaynak: Plastik enjeksiyon
PERI kalıp ve iskele sistemlerinin üretimi, dizaynı, uygulamaya yönelik olarak projelendirilmesi ve temini konularında sektörün lider
Kaynak: PERI GmbH
Kaynak: PERI GmbH
AcetoneISO, CD/DVD kalıp dosyalarını sisteme bağlayan, CD/DVD video kalıplarını çalan ve birçok farklı özelliği bünyesinde barındıran bir
Kaynak: AcetoneISO
Kaynak: AcetoneISO
Ofset baskı tekniği , yağ bazlı baskı mürekkebi ile suyun birbirine karışmaması prensibine dayanır. İmaj kalıp üzerine fotogrofik
Kaynak: Ofset
Kaynak: Ofset
Kip, dilbilgisi nde fiil in kök veya gövdelerinin zaman, yargı ve konuşmacının niyetine göre girdiği geçici kalıp. Kip bir fiilin haber
Kaynak: Kip
Kaynak: Kip
Silikon kalıplama, kalıp malzemesi olarak silikonun kullanıldığı, kalıplarının döküm yöntemiyle imal edildiği bir üretim yöntemidir .
Kaynak: Silikon kalıplama
Kaynak: Silikon kalıplama
Hanko Finlandiya 'nın iki dilli küçük bir güney liman kentidir. Helsinki 'nin 130 km batısında kalıp halkın neredeyse yarısı (44,3%)
Kaynak: Hanko
Kaynak: Hanko
Tahta kalıp baskısı olan bu eserin boyutu 7 5/8 x 35 3/4 inç tir ve iki sayfa üzerine basılmıştır. Eserin konseptinde bir resim (karesel)
Kaynak: Metamorfoz I
Kaynak: Metamorfoz I
Charles Bernard Renouvier ya da Charles Renouvier, 1815-1903 yılları arasında yaşamış ve Leibniz 'le Kant 'ın etkisi altında kalıp,
Kaynak: Charles Bernard Renouvier
Kaynak: Charles Bernard Renouvier
CUE dosyaları, BIN uzantılı CD kalıp dosyalarının içindeki verinin formatını açıklamak için oluşturulan üst veri (metadata) bilgilerini
Kaynak: CUE
Kaynak: CUE
Ofset sistemi aslında taş baskı sistemine benzer, ancak kalıp üzerindeki yükseklik farklarından yararlanmaz. Kalıp yüzeyi düzdür
Kaynak: Ofset Baskı
Kaynak: Ofset Baskı
Yeni polimerleşmiş molekül kalıp ipliği tamamlayıcıdır , ve kalıp ipliğin eski eşi ile aynı yapıya sahiptir. DNA polimeraz bir holoenzim
Kaynak: DNA polimeraz
Kaynak: DNA polimeraz
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
