Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

katı ne demek?

 - 13 sözlük, 16 sonuç.

BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü

katı anlamı İng. gizzard Osm. konse Alm. Kaumagen, Muskelmagen Fr.gésier
Çeşitli omurgalı veya omurgasız hayvanların sindirim kanalı üzerinde bulunan ve besinin öğütüldüğü kaslı bölge. Taşlık.

BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü

katı anlamı
bakınız» katı hal.

BSTS / Kimya Terimleri Sözlüğü

katı anlamı İng. solid Osm. sulp, solid Alm. Fest Fr.solide
Atom, yükün ya da moleküllerin, aralarındaki etkileşimlerle oluşturduklarl örütlerde belirli biçim ve oylum kümelerinde toplandıkları, dolayısıyla ancak titreşim yapabildikleri evre. (Cam, zift gibi özdekler, görünüş benzerliklerine karşın örüt yapılı olmadıklarından kati durumda sayılmazlar.)

BSTS / Matematik Terimleri Sözlüğü

katı anlamı İng. solid Lat.solidus Alm.Körper Fr. solide
bakınız» katı oyut.

BSTS / Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü

katı anlamı İng. solid Alm. Fest Fr.solide
Düzgülü koşullarda, üçboyutlu oylumsal özelliğini sürdüren ve ancak basınç ve sıcaklığın değişmesi ile biçimini değiştiren ya da sıvılaşan özdek.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

katı anlamı Osm. sulb Fr. solide
(fizik, kimya, coğrafya)
katı anlamı Fr. gésier
(taşlık) (biyoloji)

BSTS / Zooloji Terimleri Sözlüğü

katı anlamı İng. gizzard Osm. konse Alm. Muskelmagen Fr.gésier
(anlamdaş. taşlık,): Çeşitli hayvanların sindirim kanalları üzerinde bulunan kaslı bir öğütücü mide.

Güncel Türkçe Sözlük

katı anlamı
(I) sf. 1. Sert, yumuşak karşıtı: "Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu." -F. R. Atay. 2. mec. Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim: Katı yürekli. Katı davranış. 3. mec. Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olan. 4. fiz. Sıvıların ve gazların tersine, içinde bulunduğu kabın veya üstünde bulunduğu yerin biçimini almayan, sulp. 5. zf. esk. Çok, aşırı derecede: "Susadım ol dem hararetten katı / Sundular bir cam dolusu şerbeti." -Süleyman Çelebi.
katı anlamı
(II) is. hay. b. Taşlık.

Kimya Terimleri Sözlüğü

katı anlamı İng. solid Osm. sulp Alm. Fest Fr. solide
Atom, molekül veya iyon gibi yapı taşlarının bağıl konumları sabit olan maddelerin fiziksel hali.

Kişi Adları Sözlüğü

Katı anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Çok, pek, fazla, yeğin. 2. Ağır. 3. Haşin, sert, kırıcı.

Tarama Sözlüğü

katı anlamı
1. Çok, çok ziyade, pek, şiddetli, iyice, sıkı, sıkı sıkı, gayret. 2. Ağır, acı. 3. Haşin, şiddetli, sert, kırıcı

Türkçe - İngilizce

katı anlamı
sıfat
1) stiff
2) solid
3) strict
4) firm
5) rigid
6) hard
7) stern
8) callous
9) insensitive
10) emphatic
11) ironclad
12) steel
13) sclerous
14) square
15) steely
16) emphatical
17) hard-and-fast
18) hard-boiled
isim
1) hard line
son ek
1) -fold

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

katı anlamı
Çok, pek, fazla.

Kuyucak -Aydın
-İstanbul
-Urfa

katı anlamı
Sert dönemeçli, girintili yol.

Çay *Bolvadin -Afyon

katı eş anlamlısı

acımasız
sf. 1. Acıma duygusu olmayan, katı yürekli, merhametsiz: "Leylâ Erbil'deki acımasız eleştirelliği yalın çizgilerle dışa vurmuştu." -S. İleri. 2. zf. Acıma duygusu olmadan, merhametsizce: "Bomboş, acımasız bakan gözler, sert ince dudaklı ağız..." -N. Cumalı.
hoşgörüsüz
sf. Hoşgörüsü olmayan, hoşgörü ile davranmayan, müsamahasız, toleranssız: "Bakın, hikâye zordur, acımasız ve hoşgörüsüzdür. Oturursunuz ve başından kalkamazsınız." -T. Dursun K.
merhametsiz
sf. Acıması olmayan, acımasız, katı yürekli, kalpsiz: "Babam, kararını merhametsiz bir kalple icra etti." -Y. K. Beyatlı.
sulp
is. esk. 1. Bel kemiği, omurga. 2. mec. Döl, nesil, zürriyet: "Senin sulbünden krallar çıkacak." -N. Hikmet. 3. sf. fiz. Katı.
taşlık
is. 1. Taşla döşenmiş avlu, sofa, merdiven altı vb: "Giderken taşlıktaki duvar çivilerinde asılı palto, baston, şemsiye gibi şeyleri toparlamayı ihmal etmediler." -N. F. Kısakürek. 2. hay. b. Kuş vb. hayvanların sindirim kanalları üzerinde bulunan kaslı, öğütücü mide, katı (II), konsa. 3. sf. Taşı bol, taşlı (yer): "Atları erlerden birine bıraktılar, inişli yokuşlu taşlık bir keçi yolundan yürüdüler." -R. H. Karay.

katı zıt anlamlısı

yumuşak
sf. 1. Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı: Pamuk yumuşaktır. 2. Kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı: Yaş dallar yumuşak olur. Yumuşak kumaş. 3. Dokunulduğunda hoş bir duygu uyandıran: "Yerde yumuşak kilimler serili geniş odasına bağdaş kurup yerleşiriz." -A. Erhat. 4. Kolaylıkla işlenebilen: "Uzun gagasını yumuşak topraklara sokar, otların kökündeki yaşlığı emerek yaşarmış." -M. Ş. Esendal. 5. Kolay çiğnenen, kolay kesilen: Yumuşak ekmek. 6. Ilıman (iklim), sert karşıtı: Yumuşak iklim. Yumuşak hava. 7. mec. Kaba, hırçın, sert olmayan, kolay yola gelen, uysal. 8. mec. Okşayıcı, tatlı, hoş: "Gözleri yan aralık, kirpiklerinin arasından bana her zamanki yumuşak, tatlı, sonsuz şefkatiyle bakıyor." -Y. Z. Ortaç. 9. mec. Sessiz, hafif: "Onun içinde mutlaka sönüp yanan gizli yumuşak ışıklarla fosforlu bir parıldayış vardır." -A. Ş. Hisar. 10. db. Ötümlü.

"katı" için örnek kullanımlar

2012 yılında ticari kart adetleri ortalamanın 5 katı oranında büyüdü.
In 2012 grew by 5 times average trading card customs.
Kaynak: gazetea24.com
Dış satıma başladığımız günden bugüne ihracatı 4 katı arttırdık.
Since we began trading in Foreign exports increased 4 times.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Bu karşılaşmada da oldukça katı bir yönetim sergileyen Grafe, maçın 37.
It is also very solid match exhibits a management Grafe of the match 37
Kaynak: haberdar.com
Bu da dikkate alınmazsa daha katı önlemler alacağız" dedi.
Will take more stringent measures are not taken this into account, "he said.
Kaynak: haberciniz.biz
Amorf katı atom ların kararlı bir kristal yapıya sahip olmadığı katılar için kullanılan terimdir. amorf katı olmasına karşın sıvı bir maddedir.
Kaynak: Amorf katı
Katı hal fiziği, yoğun madde fiziği nin geniş bir dalı olup, şekli değiştirilemez maddelerle veya katı larla ilgilenir. Katı hal fiziği
Kaynak: Katı hal fiziği
Katı bir madde ısıtıldığı zaman, katı halden sıvı, sıvı halden de gaz haline geçer. Bu duruma faz (safha) değişikliği denir.
Kaynak: Gaz
Platonik cisim, beş katı cisim veya düzgün katı cisim, bütün kenarları eşit ve yüzeyleri düzgün çokgen olan katı cisim dir.
Kaynak: Platonik cisim
Katı yakıtlı roket motoru yakıt ve oksitleyicisi katı fazda olan bir roket motoru türüdür. Uygulama alanları : askeri füze sistemlerinde,
Kaynak: Katı yakıtlı roket motoru
Katı oksit yakıt hücresi (kısaca KOYH), yakıttan doğrudan elektrik üreten, elektrokimyasal bir dönüşüm aygıtıdır. malzemesi katı oksit veya
Kaynak: Katı oksit yakıt hücresi
"çöplük" olarak belirlenen yerlere bırakılan, insan ve çevre sağlığı na zarar vermeden bertaraf edilmesi gereken katı atıkların hepsi çöptür.
Kaynak: Çöp
Kristal, billur amorf yapıda ya da kesme cam, kimyadaki katı haldeki bir elementin veya bileşiğin , molekül , atom veya iyon yığınlarının
Kaynak: Kristal
Asfalt, dayanımlı akmaz halden katı hale kadar değişkenlik gösteren siyah ve kahverengi organik bir maddedir. Özellikleri : Ana olarak bir
Kaynak: Asfalt
Erime noktası, kristal ve saf olan bir madde ise, belirli bir sıcaklıkta katı halden tamamen sıvı hale geçer. Bu sıcaklığa o maddenin
Kaynak: Erime noktası
Jeoloji veya yer bilimi, dünyanın katı maddesinin, içeriğinin, yapısının, fiziksel özelliklerinin, tarihinin ve onu şekillendiren süreçlerin
Kaynak: Jeoloji
Tablet, katı ilaçların dozaj şekillerinden biri. Toz halindeki hammaddelerin karıştırılıp, basılarak katı hale getirilmesiyle elde edilir
Kaynak: Tablet
Şu anda 16 tane madde hâli tanımlanır; bunlardan üçü katı , sıvı ve gaz olarak adlandırılan klasik hallerdir. amorf katı , manyetik
Kaynak: Maddenin hâlleri

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.