Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

sıkı ne demek?

 - 4 sözlük, 10 sonuç.

BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü

sıkı anlamı
[sıkıştırma] Av tüfeğini doldurmak için kullanılan çaput. (Yenikent *Aksaray -Niğde; Karacaviran *Seydişehir -Konya) [sıkıştırma] : (*Kemalpaşa -İzmir)

Güncel Türkçe Sözlük

sıkı anlamı
sf. 1. Dar: Sıkı bir kemer. 2. İyice sıkıştırılmış, doldurulmuş, tıkız, gevşek olmayan: Sıkı bir denk. 3. Zorlu, güçlü ve etkili: "En sıkı ve katı bir merkeziyet sistemi, bugün diğer faaliyet merkezlerini bloke edebilir." -B. Felek. 4. Dikkatli, titiz ve göz yummadan uygulanan: "Ankaralılarla münasebetlerinde her zaman sıkı bir ahlak ve seviye kontrolüne tabi tutuldu." -Y. K. Karaosmanoğlu. 5. İlkelerine çok bağlı, hoşgörüsü olmayan, katı. 6. Yoğun: "Samsun'a geldiğimi ve kendisiyle daha sıkı temasta bulunmak istediğimi bildirdim." -Atatürk. 7. Cimri. 8. zf. Sıkıca, iyice: Sıkı giyinmek. 9. is. Disiplin. 10. is. Zorlayıcı durum: Sıkıya gelmemek. Sıkıyı görünce kaçtı. 11. is. Ağızdan dolma ateşli silahlarda, barut ve kurşunun üstünden namluya sokulup bastırılan bez ve kâğıt parçaları vb. şeylerin tümü: "İlk sıkıyı babam attı." -S. Kocagöz. 12. Güçlü ve çabuk, hızlı: "Karabalçıklı çiftliği, kasabadan sıkı yürüyüşle bir saat çeker." -R. N. Güntekin.

Türkçe - İngilizce

sıkı anlamı
sıfat
1) tight
2) strict
3) firm
4) stringent
5) hard
6) close
7) rigorous
8) compact
9) fast
10) sure
11) iron
12) clinging
13) searching
14) foursquare
15) gross
16) serried
17) strait
18) close-bodied
zarf
1) hard
2) foursquare
isim
1) close-fitting

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

sıkı anlamı
Sıkıştırma aygıtı, pres.

*Taşköprü -Kastamonu

sıkı anlamı
Cimri.

Çığrı *Dinar -Afyon
Yarıkkaya *Yalvaç -Isparta
*Susurluk -Balıkesir
Fili *Biga -Çanakkale
*Mudanya -Bursa
*Düzce -Bolu
-Samsun
*Bor -Niğde
*Lüleburgaz -Kırıkkale

sıkı anlamı
1.Bulgur. 2.Bulgur pilavı.
sıkı anlamı
1.Bir çeşit tatlı. 2.Pekmez yapma işi : Bugün bizim evde sıkı var.
sıkı anlamı
1.Silah, tabanca. 2.Dolma silahlarda barut üstüne indirilen tıpa. 3.Mermi.
sıkı anlamı
Güzel, yaman.

Kastamonu ve çevresi

sıkı anlamı
Tutumlu.

Yozgat
*Bor Niğde

sıkı eş anlamlısı

cimri
sf. Elindeki parayı harcamaya kıyamayan, bitli, eli sıkı, ekti, hasis, kısmık, kibritçi, mıhsıçtı, nekes, pinti, sıkı, varyemez.
dar
(I) sf. 1. İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı: "Bütün gece eski kentin dar sokaklarında dolaştım." -A. Ağaoğlu. 2. Genişliği az veya yetersiz olan, ensiz, mikro: "Sahilleri kucaklayan tatlı meltemler, bu mahallenin dar sokaklarından geçmiyordu." -S. Derviş. 3. Az, elverişsiz, sınırlı: Bu dar gelirle hiçbir şey yapılamaz. Dar zaman. 4. Sıkıntılı: "Dar bir gün gelmiş birinden üç beş kuruş almışım, ne çıkar!" -M. Ş. Esendal. 5. mec. Yetersiz: Dar düşünce. Hayali dar. 6. zf. Güçlükle, ucu ucuna, ancak: "En sonra, pek çok sıkılan çocukların zoru ile akşam altı postasına dar yetiştiler." -M. Ş. Esendal.
dar
(II) is. esk. İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk.
dar
(III) is. (da:r) esk. Yurt.
dar
(IV) is. (da:r) esk. Ev.
hızlı
sf. 1. Çabuk, seri, süratli: "Bir akşamüzeri her zamanki hızlı adımlarla geldi" -A. Kutlu. 2. zf. Güç kullanarak, şiddetle: Hızlı vurmak. 3. zf. Çabuk çabuk: "Bünyamin, gücünün yettiği kadar hızlı yürüyüp Haliç'e indi." -İ. O. Anar. 4. mec. Uçarı, çapkın, hovarda: "Doludizgin, bir bekârlığın tam tadını çıkaran, renkli, değişken, hızlı bir yaşam sürüyordum." -H. Taner.
katı
(I) sf. 1. Sert, yumuşak karşıtı: "Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu." -F. R. Atay. 2. mec. Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim: Katı yürekli. Katı davranış. 3. mec. Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olan. 4. fiz. Sıvıların ve gazların tersine, içinde bulunduğu kabın veya üstünde bulunduğu yerin biçimini almayan, sulp. 5. zf. esk. Çok, aşırı derecede: "Susadım ol dem hararetten katı / Sundular bir cam dolusu şerbeti." -Süleyman Çelebi.
katı
(II) is. hay. b. Taşlık.
sıkıca
zf. (sıkı'ca) Sıkı bir biçimde, iyice: "İncecik belini alev renkli ipek bir kemerle sıkıca sardı." -F. F. Tülbentçi.
yoğun
sf. 1. Hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif. 2. Koyu, kalın: Yoğun bir sis. 3. Etkisi güçlü olan, ağır (koku vb.): "Puslu havaya yoğun bir kükürt kokusu sinmiş." -A. Ağaoğlu. 4. mec. Artmış, çoğalmış bir durumda olan: O bölgede nüfus yoğundur. 5. mec. Dolu, sıkı, sıkışık, çok. 6. mec. Şişman, iri, tombul: "İtibarlı masalarda, sigaralarını içen, iri kalçalı, beyaz sarışın birtakım yoğun kadınlar..." -A. İlhan. 7. hlk. Kaba, kalın, iri (elek, iğne).

"sıkı" için örnek kullanımlar

Mesut Yar: Evet bunu kullansaydın, sıkı bir ajitasyon şeyi olabilirdi.
Mesut Yar: Yes, I used the tight, what could have been an agitation.
Kaynak: habergazete.com
Çok sıkı bağlarımız var çünkü, özellikle büyük oğlumla.
Because there is a very tight ties, especially in big my son.
Kaynak: medyafaresi.com
Yani bir bakıma ayakkabınız sıkı bir spor koçuna dönüşecek.
So in a way, your coach will turn into a sport your shoes tight.
Kaynak: teknoloji.milliyet.com.tr
İsveç'te sıkı bir "Turkcell pazarlığı" yapılacağı kesin.
In Sweden, a strict "Turkcell bargain" made ​​sure.
Kaynak: sabah.com.tr
Düzensiz sıkı bağ doku; kalın demetler oluşturan kollajen fibril lerin farklı yönlere doğru yerleşim gösterdiği ve dağınık halde bulunduğu
Kaynak: Düzensiz sıkı bağ doku
Düzenli sıkı bağ doku; yapısındaki kollajen fibril ler düzenli ve paralel demetler halindedir. olan tendon ların yapısı sıkı bağ dokusundadır.
Kaynak: Düzenli sıkı bağ doku
Kum gazı ya da geçirimsiz kum kazı, sıkıştırılmış gaz, sıkışmış gaz, sıkışmış doğal gaz, geçirgenliği az olan sıkı kumtaşı içerisinde
Kaynak: Kum gazı
Büyük kütleli sıkı halo cisimleri, veya MACHO (ing-Massive compact halo object), gökada halesi ndeki baryon kökenli karanlık maddenin en
Kaynak: Büyük kütleli sıkı halo cisimleri
Onlar hayatlarını sıkı onur kodlarına ve iyilik güçlerine adamışlardır. Geçmiş : Tarikat, Vinas Solamnus isimli bir asker tarafından
Kaynak: Solamnia Şövalyeleri
Yamuk Küme veya Trapezium, Avcı takımyıldızı yönünde Orion Bulutsusu 'nun kalbinde bulunan sıkı bir açık yıldız kümesi dir. Galileo
Kaynak: Yamuk küme

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.