büyüklük is. 1. Büyük olma durumu, ululuk:
"Bu büyüklük değil ancak mertçe bir davranıştır." -N. Araz. 2.
mec. Büyüklere yaraşır bağışlayıcı davranış.
çalım is. 1. Karşıdakini etkilemek amacıyla yapılan abartılı davranış, kurum, caka:
"Sözlerini tartarak konuşuyorlarsa çalımlarından değil bu." -N. Uygur. 2. Kılıcın keskin yanı. 3. Menzil, erim:
Kurşun çalımı. Göz çalımı. 4. Biraz benzeme, andırma. 5.
den. Geminin su kesiminden aşağı bölümünün baş ve kıç bodoslamasına doğru darlaşması. 6.
sp. Bir oyuncunun topu elinden veya ayağından kaçırmadan karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle geçmesi.
debdebe is. esk. Görkem:
"Bir Tanzimat konağının şaşırtıcı debdebesi içinden bu küçük eve düşmüştü." -A. H. Tanpınar.
görkem is. Göz alıcı ve gösterişli olma durumu, gösteriş, debdebe, ihtişam, tantana, haşmet, şatafat, şaşaa.
gösteriş is. 1. Gösterme işi. 2. Başkalarını aldatmak, şaşırtmak, korkutmak veya kendini beğendirmek için birinin yaptığı yapay davranış, çalım, kurum:
"Eski hayat baştan başa bir nümayiş ve gösteriş hayatı idi." -A. Haşim. 3. Göze çarpıcı nitelik, göz alıcılık:
Bu yapının hiç gösterişi yok. 4. Görkem.
gurur is. (guru:ru) 1. Kendini beğenme, büyüklenme, benlik, kibir:
"Aynı gururu, aynı gülünç itimadı aşkta da gösterirler." -H. C. Yalçın. 2. Övünme. 3. Kurum, çalım.
heybet is. 1. Korku ve saygı uyandıran görünüş, mehabet:
"Adını bilmeseler bile heybetini tarif etsem gene bulunur." -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. Büyüklük, ululuk, azamet.
kurum(I)
is. Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is:
"Vapur dumanı ve baca kurumuyla kapkara olan saçlarımla yastığı kirletmek istemiyordum." -Halikarnas Balıkçısı.
kurum(II)
is. huk. Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya birlik, müessese:
Türk Dil Kurumu. kurum(III)
is. Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür:
"Sokakta bir sadrazam kurumu ile yürür." -H. E. Adıvar.
tekebbür is. esk. Kibirlenme, büyüklenme, çalım, kurum.
ululuk is. Büyüklük, büyük olma durumu, yücelik, izzet.