Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

tartı ne demek?

 - 8 sözlük, 13 sonuç.

BSTS / Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü

tartı anlamı Osm. Vezin Fr. Mètre
1. Eski Yunan nazmında iki adımdan ibaret ölçü birimi. 2. Genel olarak bir dizede adımların veya hecelerin sayısı ile sıralanma şekli (TARTI VURGUSU, Accent métrique).

BSTS / Güreş Terimleri Sözlüğü

tartı anlamı
Karşılaşmalardan önce yapılan ağırlık ölçümü.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

tartı anlamı Osm. vezin
(fizik)
tartı anlamı Fr. gravimétrique
(kimya)
Tartı anlamı Osm. Mizan Lat.Libra Fr. Balance
(astronomi)

BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü

tartı anlamı
bakınız» ölçü.

BSTS / Yumrukoyunu Terimleri Sözlüğü

tartı anlamı İng. Weigh Alm. Wiegen
Karşılaşmadan önce karşılaşmacıların ağırlıklarının ölçülmesi.

Güncel Türkçe Sözlük

tartı anlamı
is. 1. Ağırlık: Bunun tartısı belli değil. 2. Tartma aleti, çeki. 3. mec. Oran, ölçü, karar. 4. den. Yelkenleri indirip kaldırmaya yarayan ip.

Türkçe - İngilizce

tartı anlamı
isim
1) weighing
2) weight
3) weighing machine
4) weigher

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

tartı anlamı
1.Harmandaki yığınları çekmeye ya da dağıtmaya yarayan ucu çengelli, uzun sırık. 2.Sürülmüş tarlayı düzeltmeye yarayan tahta sürgü. 3. Çekül.
tartı anlamı
Kayıklarda yelkeni aşağı yukarı indirip çıkaran ip.

-İstanbul
Gündoğdu, -Rize

tartı anlamı
Eritilen yağdan arta kalan tortu.

*Düzce -Bolu

tartı anlamı
Başörtüsü, yemeni.

Balçova -İzmir
-Trabzon

tartı eş anlamlısı

ağırlık
is. 1. Ağır olma durumu: Taşın ağırlığı. Yükün ağırlığı. 2. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. 3. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. 4. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum: Havanın ağırlığı. 5. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. 6. Yük, külfet: Bütün ailenin ağırlığı omuzlarındadır. 7. Takı: Kadın bütün ağırlığını takıp düğüne gitti. 8. Sorumluluk: Bu işin ağırlığını tek başıma yüklendim. 9. Etki, baskı, güçlük. 10. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak: "Şimdi bütün ağırlığı reklama vermeli." -A. İlhan. 11. hlk. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın. 12. mec. Sıkıntı. 13. mec. Ağırbaşlılık: Çocuğa yıllar geçtikçe bir ağırlık geldi. 14. mec. Değerli olma durumu: Hediyenin ağırlığı. 15. mec. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu: "Beynime bir ağırlık peyda olmuştu." -A. Gündüz. 16. ask. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri: "Akşama doğru, ağırlığın başında bezgin neferlere iş gördürmeye uğraşıyordum." -F. R. Atay. 17. fiz. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. 18. sp. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori.
çeki
is. 1. Tartı. 2. 225,978 kg olan, odun, kireç vb. ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan ağırlık ölçü birimi. 3. mec. Üzüntü, sıkıntı. 4. hlk. Kadınların başlarına bağladıkları örtü.
karar
is. (kara:rı) 1. Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı: "Kararımı biradere pek güçlükle kabul ettirdim." -R. N. Güntekin. 2. huk. Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm: Yargıç kararı. 3. Bu yargıyı bildiren belge: Mahkeme kararını aldı. 4. Değişmeyen, düzenli durum, düzenlilik, yöntemlilik. 5. Değişmez olma: Havanın hiç kararı yok. 6. Tam ölçüsünde, ne az ne çok: Yemeğin tuzu karar. 7. müz. Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş.
oran
is. 1. Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet, rasyo: "Dini, dili ne olursa olsun her insan doğup büyüdüğü, ekmeğini kazandığı toprak üstünde korkusuz, güven altında yaşadığı oranda kendini mutlu duyuyordu." -N. Cumalı. 2. İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp. 3. Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin. 4. mat. İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı: Üçün sekize oranı.
ölçü
is. 1. Bir niceliği, o nicelik için kabul edilmiş birimlerden birine göre oranlayarak değerlendirme, mizan. 2. Bu değerlendirmede kullanılan birim, ölçme birimi: "Ziyanımız, ölçülere sığmayacak kadar büyüktür." -R. E. Ünaydın. 3. Ölçme sonucu bulunan rakam: Odanın ölçüsü. 4. Belirlenmiş boyut: Elbise ölçüsü. Bel ölçüsü. 5. Ölçüt. 6. mec. Değer, itibar: "Şimdiki ölçülere uymaz bir biçimi vardı." -Y. Z. Ortaç. 7. mec. Aşırı olmama, ılımlı, uygun olma durumu: Hiçbir şeyde ölçüyü aşmamalı. 8. ed. Bir şiirdeki dizelerin hece ve durak bakımından denk oluşu, vezin. 9. müz. Bir ezginin eşit bölümlere ayrılışı.

"tartı" için örnek kullanımlar

Karelya tartı (Güney Karelya dialekti Fince sinde: karjalanpiirakat, tekil olarak karjalanpiirakka, Kuzey Karelya dialektinde
Kaynak: Karelya tartı
Tartılı bileşik endeks, birden fazla maddenin fiyatlarındaki veya miktarlarındaki oransal değişimi maddelerin önem derecelerini de(tartı)
Kaynak: Tartılı bileşik endeks
Mizan (ölçü), terazi, tartı anlamındadır. Mizan (matematik), hesapta işlemi ikinci kez yapma, sağlama. Mizan (ticaret), ticarî hesaplamada
Kaynak: Mizan
Müzede Alanya yöresine özgü halı, kilim, giysi, mutfak gereçleri, silahlar, tartı aletleri, aydınlatma aletleri, dokuma tezgahları ile
Kaynak: Alanya Kızılkule Etnografya Müzesi
sıfırı gösteren bir okun, yanlarda gösterilmiş ağırlık birimleri hizasına gelmesiyle kütle ağırlığını belirleyen bir tür tartı aleti, el kantarı.
Kaynak: Kantar (eşya)
Bir Troy ons yaklaşık 1,09714 İngiliz tartı sistemi ons'una eşittir. Troy ons, Troy ağırlık sistemi nin bir parçasıdır ve dolaylı olarak
Kaynak: Troy ons
ilk defa iğne ile dikiş diken ve elbise yaparak giyen, ölçü ve tartı aletlerini ilk defa kullanan, ilk yazı yazanın O olduğu rivayet edilir.
Kaynak: Kur'an'da adı geçen peygamberler
Örneğin, tartı aletleri, gıda maddelerinin fiyatları ile nitelikleri, kentin temizliği ve nihayet yapı işleri, bu ağalar tarafından
Kaynak: Adana Büyükşehir Belediyesi
çeşitli mutfak malzemeleri, elbiseler, ağırlık-tartı malzemeleri, ateşli ve ateşsiz silahlar, Roma ve Bizans ağırlıklı, Beylik, Osmanlı ve
Kaynak: Afyon Bolvadin Müzesi
1802), yüklü iki metal küre ya da iki mıknatıs kutbu arasındaki itme veya çekme kuvvetini ölçebilen burulmalı tartı aygıtını gerçekleştirdi;
Kaynak: Elektrik tarihi
Bu nedenle düzenli olarak tartı ve ölçüleri yetkililerce denetlenirdi. Perakende satışı kendilerine iş edinmiş kişilerin yanında, kendi
Kaynak: Antik Yunanistan'da ekonomi
Musa ibn Meymun'un listesi: Tartı ve ağırlıkta haksızlık yapma. Lev. | 19:35 Kullanılmasa dahi hatalı tartı ve ağırlık bulundurma. Deut. |
Kaynak: 613 Mitsvot
İran hazinesine yılda 8 funt (tartı birimi) altın ve 80 bin manat göndermeyi kabul etti. Revan Hanı aynı zamanda gerektiğinde kendi askeri
Kaynak: Revan Hanlığı

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.