Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

vaziyet ne demek?

 - 4 sözlük, 5 sonuç.

BSTS / Doğum ve Jinekoloji Terimleri Sözlüğü

vaziyet anlamı İng. position
Doğum sırasında yavrunun belirli bir noktasıyla apertura pelvis kranialisin belirli noktaları arasındaki ilişki, pozisyon.

Güncel Türkçe Sözlük

vaziyet anlamı
(I) is. 1. Konum: Kasaba coğrafi vaziyeti yüzünden lodosu, poyrazı pek az tutan bir limanda kurulmuştur. 2. Durum, tavır, hâl: "Vaziyetimi söyleyiniz, hemen gelir beni kurtarır." -A. Gündüz.
vaziyet anlamı
(II) is. El koyma.

Türkçe - İngilizce

vaziyet anlamı
isim
1) stance
2) posture
3) set
4) ball game
5) factual situation
6) pass
7) state of affairs
8) set-up

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

vaziyet anlamı
( < Ar. vaz'iyyet) Durum, vaziyet

vaziyet eş anlamlısı

durum
is. 1. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon: "Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." -R. N. Güntekin. 2. Duruş biçimi, konum. 3. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. 4. db. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl: Yalın durum. Belirtme durumu. Kalma durumu.
hal
(I) esk. 1. Çözme, çözülme. 2. Eritme. 3. Karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca varma.
hal
(II) is. Sebze, meyve, bakliyat vb.nin satıldığı yer.
hal
(III) is. tar. Tahttan indirme.
hâl
is. (ha:li) 1. Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet: "Herkes hâline göre bir hediye verdi." -H. R. Gürpınar. 2. Davranış, tutum, tavır: "Bambaşka bir hâliniz vardır sizin. Merhametli bir insan olduğunuz bellidir." -O. Rifat. 3. Şimdiki zaman, içinde yaşanılan zaman: "Bugün yazılan her kitap hâlden istikbale bir habercidir. Hâl dediğimiz şey yarından sonra mazi olacaktır." -Y. K. Beyatlı. 4. Güç, kuvvet, takat: Şimdi gezmeye çıkacak hâlim yok. 5. mec. Kötü durum, sıkıntı, dert: Zavallının başına ne hâller geldi. 6. db. Durum.
konum
is. 1. Bir kimsenin veya bir şeyin bir yerdeki durumu veya duruş biçimi, pozisyon. 2. coğ. Yeryüzünde bir noktanın, enlem ve boylamların yardımıyla bulunan yeri, konuş. 3. coğ. Bir şehrin uzak ve yakın çevresiyle her türlü ilişkisini sağlayan ve şehrin gelişmesini etkileyen coğrafi şartlarının bütünü.
tavır
is. 1. Durum, davranış, vaziyet, hâl: "Dalgın, düşünceli bir tavırla işini görmeye devam etti." -N. Cumalı. 2. Büyüklenme: Bu adamın tavrı hiç çekilmez.

"vaziyet" için örnek kullanımlar

Böyle bir durum var memlekette, bütün tersanelerine girilmiş vaziyet.
I have a situation like this country, all its shipyards layout.
Kaynak: spothaber.com
Gerçi Baroni üçüncü golün pasını vermiş olsa da, vaziyet hiç de göründüğü şekliyle değildi.
Although Baroni gave away the cobwebs, though the third goal, the situation was not as it appears at all.
Kaynak: skorer.milliyet.com.tr
Vaziyet budur abiler.
This is the Brothers Site.
Kaynak: spothaber.com
Fena bir vaziyet var; nüfus artış hızımız öylesine yavaşlamış ki, 2050'den itibaren nüfusumuz azalmaya başlayacakmış!..
What a bad situation, population growth slowed down our speed so that the decline in population since 2050, going to start! ..
Kaynak: spothaber.com
Arapça "Hâl" (durum, vaziyet) kelimesiyle benzeşmesi nedeniyle "beden dili", "ruh hali" gibi kavramları da içermeye başlamıştır.
Kaynak: Hal Dili
Peyzajda vaziyet planı genellikle mimari planı, binaların konumu, bina ayak izi, travelways, otopark, drenaj tesisleri, sıhhi kanalizasyon
Kaynak: Peyzaj projesi
Ancak İstanbul kapılarında vaziyet değişmiş, siyasi mülahazalarla hareket edilerek kumanda Mahmut Şevket Paşa'ya bırakılmış, kurmay
Kaynak: Hareket Ordusu
ağrı neticesinde yerde yuvarlanma, zıplama, şaha kalkma benzeri hareketler yüzünden bağırsaklarda patolojik vaziyet değişiklileri gelişebilir.
Kaynak: Atlarda spastik kolik
sahibi), hâkim (yargıç); hal (pazar yeri), hâl (durum, vaziyet); hala (babanın kız kardeşi), hâlâ (henüz); şura (şu yer), şûra (danışma kurulu).
Kaynak: Türk alfabesi
Bir video sinyalini ekranda yeniden oluşturmak çok farklı sinyal kaynakları yüzünden kompleks bir vaziyet almaktadır. DVD, VHS oynatıcılar
Kaynak: Komponent video
Daha şiddetli olaylar bağırsaklardaki patolojik vaziyet değişikliğindeki belirtilere benzer. Seyri oldukça hızlıdır ve bu sancı sırasında
Kaynak: Atların tromboembolik sancısı
"İz" romanı yayınlandıktan sonra halk içinde büyük bir ilgi kaynağı olur ve okuma-yazmayı bilen herkes bu romanı okumuş vaziyet oluşur.
Kaynak: Abdurehim Ötkür
Son sette Fenerbahçe ilk devredeki güzel oyununu idame ettirmiş ve vaziyet 10-8 lehlerinde iken havanın kararması yüzünden maç yarıda
Kaynak: Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımı 1950-51 sezonu
Fakat vaziyet Leone Battista Alberti için yaptığı anıttaki gibi daha formel bir yaklaşım gerektirdiğinde sonuç daha duygusuz olmuştur.
Kaynak: Lorenzo Bartolini
Kaynakça -: Bu vaziyet karsısında milletin dini ne olacak? Buradan dağılmadan aramızda bir karar alalım. Biz 520 dersiamız, her birimiz
Kaynak: Süleymancılar
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.