Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

yatırmak ne demek?

 - 3 sözlük, 4 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

yatırmak anlamı
(-i, -e) 1. Bir kimsenin bir yere yatmasını sağlamak: "Çocuğu bir kenara yatırdım ve kadını omuzlarından tutup bir taşa dayadım." -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. (-i, -de) Uyutmak: "Gece beni en üst katta bir odada yatırdılar." -Ö. Seyfettin. 3. (-i) Eğmek, yatık duruma getirmek: Yağmur ekinleri yatırdı. 4. (-i) Konuk etmek. 5. Parayı, işletmek amacıyla bir yere vermek: "Eline geçen serveti ... emlaka yatırıyordu." -E. E. Talu. 6. Parayı bir kuruluşa vermek, teslim etmek: Telefon parasını PTT'ye yatırdım. 7. Bir yiyeceği korumak veya tatlandırmak amacıyla tuz, soğan, yağ vb.nde bir süre bekletmek: Pastırmayı çemene yatırmak. 8. (-i) Düzeltmek, bastırmak, yassıltmak: "Kemal Rıfat avucunun içiyle saçlarını yatırıyor." -A. İlhan. 9. Harcamak: "Sınırlı hoca aylığının yarısını her ay kitaplara yatırır." -H. Taner.

Türkçe - İngilizce

yatırmak anlamı
fiil
1) deposit
2) invest
3) fund
4) place
5) lay down
6) repose
7) instate
8) bed
9) pay into
10) repose on
11) credit
12) embark
13) incline
14) sink
15) put to bed
16) lay low
17) put to sleep
18) shelter
19) subscribe

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

yatırmak anlamı
Üzüm çubuklarını kökünden ayırmadan toprağa gömüp, köklendirmek.

*Bor -Niğde

yatırmak anlamı
< ET yatturmak/yatgurmak: yatırmak || yaturmak

yatırmak eş anlamlısı

bastırmak
(-i) 1. Basma işini yaptırmak: "Çok güçlüydü, bastırdı, omuzlarını yatağa yapıştırdı âdeta." -T. Dursun K. 2. Zararlı bir olayı önlemek: Yangını bastırmak. 3. Durdurmak: İsyanı bastırmak. 4. Üstünlüğünü göstermek: "Şişman, kısa boylu bir yüzbaşı usulsüzlükte, şarlatanlıkta, inatta hepimizi bastırıyor." -Ö. Seyfettin. 5. Bir kumaşın kenarını kıvırıp dikmek. 6. Gidermek: "Heyecanını bir türlü bastıramıyor." -N. Araz. 7. Hemen söylemek: Cevabı bastırdı. 8. (nsz) Ansızın birinin yanına gitmek: "Ama bir evi tek başına çeviren, o evin düzeninden sorumlu kadınlar ansızın bastıran konuktan her zaman tedirgin olurlar." -O. Rifat. 9. (nsz) Birdenbire gerçekleşmek ve pek çok etki göstermek: "Kış bastırdığında bu sıcağa rahmet okursunuz." -A. Kulin. 10. (-e) Baskı yapmak, üzerine iyice düşmek: "Köyün ihtiyarları da Feyziye'nin babasına bastırmışlar, onları bağışlatmışlar." -E. Bener. 11. hlk. Kümes hayvanlarını kuluçkaya yatırmak.
düzeltmek
(-i) 1. Düzgün duruma getirmek: "Kirli eşyalarımı paketlere sardım, bavulumu düzelttim." -R. N. Güntekin. 2. Bozukluğunu gidermek, onarmak. 3. Yanlıştan kurtarmak, tashih etmek: "Öğleden sonra nüfus kâğıdını getir, kaydını düzeltelim." -B. Felek.
harcamak
(-i) 1. Bir iş görmek veya bir şey satın almak için parayı elden çıkarmak, sarf etmek: "İki maaşımı hastalığına harcadığım talebe, sonbaharla beraber ölmüştü." -S. F. Abasıyanık. 2. Bir şey yapmak için kullanmak, tüketmek: Bu beş ton demiri bu yapıya harcadık. Bu yemek için bir saatimi harcadım. 3. mec. Birinin değer ve onurunu kırıcı bir durum yaratmak: "Bir delilik yaptı ve otobüsteki kız uğruna Arzu'yu harcadı." -M. Uyguner. 4. mec. Manevi yönden kötü duruma düşürmek, feda etmek: Çoluk çocuğu uğruna kendini harcadı. 5. argo Yok olmasına, ölmesine sebep olmak.
teslim etmek
1) bir şeyi sahibine vermek; 2) bir şeyin kullanımını, korunmasını veya mülkiyetini vermek, bırakmak, devretmek, terk etmek; 3) gerçek olduğunu söylemek: "Oku da parmaklarını ısırsınlar, Sara'nın süsten ve fanteziden ibaret bir mahluk olmadığını teslim etsinler." -R. N. Güntekin. 4) bir kadın, bir erkeğe kendini vermek.
uyutmak
(-i) 1. Uyumasını sağlamak, uyur duruma getirmek. 2. mec. Acı, keder vb.ni hafifletmek: "Yeisimi uyutmak için dimağımı tarih okumakla yoruyorum." -R. N. Güntekin. 3. mec. İlgi konusu olmaktan çıkarmak, unutturmak. 4. mec. Aldatmak, kandırmak: "Bugün yarın diye uyuttun durdun beni." -A. İlhan.
yassıltmak
(-i) Yassı duruma getirmek, yassılaştırmak.

"yatırmak" için örnek kullanımlar

Sınava başvuru için 10 lira olan sınav ücretini yatırmak yeterli olacak.
Examination fee for the exam is 10 pounds deposit will be sufficient for the application.
Kaynak: haberaj.com
Sadece kıyafetlere yatırmak çok saçma geliyor bana.
Just seems to me ridiculous clothes lay.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Bu nedenle burada Muğla MÜSİAD Üyesi işadamlarımızla bir araya gelerek konuyu masaya yatırmak istedik.
Therefore, businessmen come together here, Mugla MUSIAD Member of the issue wanted to lay on the table.
Kaynak: iha.com.tr
onları tehlikeden korumamak Yaşlıları tek başına bir odada yatırmak Baba, amca, ağabey gibi büyüklerin yanında sofraya oturmak Senden
Kaynak: Xabze
Son zamanlarda ilk o düştü diye Hatiboğlu Veli'yi yakalayıp yere yatırmak ve sürükleyip ıslatmak âdet olmuştu. Saf ve temiz kalpli olan
Kaynak: Beyceli, Fatsa
Tuzlanmış mantarı pişirmeden önce bir gün ya da bir gece bol su içine yatırmak yeterlidir. Su, karışımdaki tuzu emer. Tuzu alınmış mantar
Kaynak: Mantarın saklanması
Baş dönmesi şiddetli olan hastalar bazen serum takılıp hastaneye yatırmak gerekebilir. Tümörlere bağlı baş dönmelerinin tedavisi tümörün
Kaynak: Vertigo
Dişiler yumurta larını koydukları andan itibaren güney e doğru göçe başlarlar, yumurtaları kuluçka ya yatırmak için erkekleri bırakırlar.
Kaynak: Büyük deniz düdükçünü
Dişiler yumurta larını koydukları andan itibaren güney e doğru göçe başlarlar, yumurtaları kuluçka ya yatırmak ve yavruya bakmak için
Kaynak: Deniz düdükçünü
banka hesabına para yatırmak veya e-ticaret sitelerini kullanmak gibi eylemler yapmış ve gerçek kişilerin kesin tanıtılmasını mecbur kılmıştır.
Kaynak: Dijital imza
Hastalığın başlangıcında hastayı diğer kimselerden ayırmak ve yatırmak gerekir. çocuk felcinden korunmak için Salk aşısı veya Sabin aşısı
Kaynak: Çocuk felci
Sirukuzalı Dromio'ya para verir ve onu Centaur (mitik yarı at yarı insan) adlı bir hana, orada kalmak için depozito yatırmak üzere yollar
Kaynak: Yanlışlıklar Komedisi
1919 'da eşini akıl hastanesine yatırmak zorunda kaldı ancak daha sonra onu hastaneye yatırdığı için büyük acı duyarak evde bakmak istedi
Kaynak: Luigi Pirandello
Ülkesinden kazandıklarını ülkeye yatırmak ona hep haz vermiştir. Bu bağlamda Sürmene'de KTÜ Abdullah Kanca Meslek Yüksekokulunu inşa etti
Kaynak: Koyuncular, Sürmene
gelinin yakınları eve gelerek gelini yatırmak için odasına glirler. - Dağdan indirdim urganı, hani bu kızın yorganı? yorgan gelir. -
Kaynak: Karaşar, Çerkeş
Gaz tamiri faturalarını yatırmak için paraya ihtiyaç duyulmasıyla Simpsonlar, "Cockamamie's" adında sıradışı bir koleksiyon mağazasına
Kaynak: Homer's Phobia
Video izleme özelliğini kullanırken iPod'u yan yatırmak gerekmektedir. Apple'ın kendi mikrofonu takıldığında ses kaydı otomatik olarak
Kaynak: İPod Nano
Kitabın Özeti : Artık Onu bir hastaneye yatırmak gerekir. Her gün biraz daha ölüme yaklaşan Raci, Gureba Hastanesine yatırılır.
Kaynak: Mai ve Siyah
Hong Kong'lu aracılar ayakta kalmak için Çinli fabrikalara para yatırmak suretiyle Çinli girişimcilerle ortak iş yapmaya başlamış ve
Kaynak: Havai fişek
Büyükhanım'ı yedirip içirmek, kaldırıp yatırmak, bulaşıkları yıkamak, evi silip süpürmek, çarşıya gidip gelmek hep onun görevidir.
Kaynak: Sessiz Ev
düşürmekte olan geçmişin yarasını ve acı hatıraları beraberce masaya yatırmak için tekrar toplanacaktır Ekümeniklik görüşmelerinde, Kilise
Kaynak: Ekümeniklik
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.