berk ne demek?
- 4 sözlük, 8 sonuç.Divanü Lügati't-Türk
berk anlamı
muhafaza edilmiş, tahkim edilmiş, sağlam
muhafaza edilmiş, tahkim edilmiş, sağlam
berk anlamı
muhkem, kavi, pek, sağlam, sıkı
muhkem, kavi, pek, sağlam, sıkı
Güncel Türkçe Sözlük
berk anlamı
sf. 1. Sert, katı. 2. Sağlam.
sf. 1. Sert, katı. 2. Sağlam.
Kişi Adları Sözlüğü
Berk anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Sağlam, kuvvetli. 2. Katı, sert. 3. Şiddetli. 4. Hızlı. 5. Orman. 6. Ar. Şimşek. 7. Yaprak.
Cinsiyet: Erkek
1. Sağlam, kuvvetli. 2. Katı, sert. 3. Şiddetli. 4. Hızlı. 5. Orman. 6. Ar. Şimşek. 7. Yaprak.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
berk anlamı
Sert, katı, sağlam, kuvvetli
Sert, katı, sağlam, kuvvetli
-Aydın
Bergama -İzmir
Bozan, Tokat -Eskişehir
Gökçeköy *Vakfıkebir -Trabzon
Bağlıca *Ardanuç -Artvin
Ölçek *Ardahan, Taşburun, *Iğdır, Kızılçakçak *Arpaçay -Kars ve köyleri
*Kilis, Haral, -Gaziantep
*Göksün ve köyleri, *Afşin, Geben, *Andırın -Maraş ve çevresi
*Yayladağı köyleri, *Kırıkhan, Amik, Gâvurdağı -Hatay
*Kangal ve köyleri, *Gürün -Sivas
*Şereflikoçhisar köyleri -Ankara
-Kırşehir
*Pınarbaşı -Kayseri
Kümbet, *Kadirli -Adana
Saray -Tekirdağ
berk anlamı
Hızlı olarak, çabuk
Hızlı olarak, çabuk
-Aydın
*Kilis, Haral -Gaziantep
*Afşin -Maraş ve çevresi
*Yayladağı köyleri -Hatay
-Adana.
berk anlamı
1. bakınız» bek(III). 2. Kuvvetle, şiddetle, sıkı olarak, sağlam bir şekilde: İpin ucunu berk tut. 3. Yüksek sesle: Berk söyle, berk çağır.
1. bakınız» bek(III). 2. Kuvvetle, şiddetle, sıkı olarak, sağlam bir şekilde: İpin ucunu berk tut. 3. Yüksek sesle: Berk söyle, berk çağır.
berk anlamı
1. Sert, kuvvetlice. 2. Hızlı, çabuk
1. Sert, kuvvetlice. 2. Hızlı, çabuk
Adana, Osmaniye
berk eş anlamlısı
katı
(I) sf. 1. Sert, yumuşak karşıtı: "Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu." -F. R. Atay. 2. mec. Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim: Katı yürekli. Katı davranış. 3. mec. Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olan. 4. fiz. Sıvıların ve gazların tersine, içinde bulunduğu kabın veya üstünde bulunduğu yerin biçimini almayan, sulp. 5. zf. esk. Çok, aşırı derecede: "Susadım ol dem hararetten katı / Sundular bir cam dolusu şerbeti." -Süleyman Çelebi.
(I) sf. 1. Sert, yumuşak karşıtı: "Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu." -F. R. Atay. 2. mec. Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim: Katı yürekli. Katı davranış. 3. mec. Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olan. 4. fiz. Sıvıların ve gazların tersine, içinde bulunduğu kabın veya üstünde bulunduğu yerin biçimini almayan, sulp. 5. zf. esk. Çok, aşırı derecede: "Susadım ol dem hararetten katı / Sundular bir cam dolusu şerbeti." -Süleyman Çelebi.
katı
(II) is. hay. b. Taşlık.
(II) is. hay. b. Taşlık.
sağlam
sf. 1. Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil: "En sağlam sütunlar üstünde durduğu sanılan devir, bir karton kale gibi yıkılmıştı." -F. R. Atay. 2. Zarar görmemiş, bozulmamış: Bütün eşya sağlam. 3. Sakatlık veya hastalığı bulunmayan, sağlıklı, sıhhatli: "Zaten bünyesi pek sağlam değildi, sık sık hastalanıyordu." -A. Ümit. 4. Güvenilir: Sağlam iş. Sağlam para. 5. Gerçek, inanılır bir temeli olan: "Böyle sağlam adı nereden bulacaksın." -M. Ş. Esendal. 6. zf. hlk. (sa'ğlam) Her hâlde, muhakkak: "Sağlam bu gece perilere karıştım gitti." -H. R. Gürpınar.
sf. 1. Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil: "En sağlam sütunlar üstünde durduğu sanılan devir, bir karton kale gibi yıkılmıştı." -F. R. Atay. 2. Zarar görmemiş, bozulmamış: Bütün eşya sağlam. 3. Sakatlık veya hastalığı bulunmayan, sağlıklı, sıhhatli: "Zaten bünyesi pek sağlam değildi, sık sık hastalanıyordu." -A. Ümit. 4. Güvenilir: Sağlam iş. Sağlam para. 5. Gerçek, inanılır bir temeli olan: "Böyle sağlam adı nereden bulacaksın." -M. Ş. Esendal. 6. zf. hlk. (sa'ğlam) Her hâlde, muhakkak: "Sağlam bu gece perilere karıştım gitti." -H. R. Gürpınar.
sert
sf. 1. Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı: Sert tahta. 2. Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen: "Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor." -T. Buğra. 3. Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı: Sert iklim. Sert hava. 4. Güçlü kuvvetli: "Kapıyı kapadı, döndü, sert adımlarla ilerledi." -M. Ş. Esendal. 5. Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı: Sert şarap. Sert tütün. 6. Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan: "Birçokları beni dik ve sert olduğum için belki sevmiyorlardı." -M. Ş. Esendal. 7. Gönül kırıcı, katı, ters: "Hayatında kimseye sert muamele etmedi ve öfke yüzü göstermedi." -N. F. Kısakürek. 8. zf. Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde: "Ben de ona bile bile sert çıkıştım." -A. Kabaklı. 9. mec. Hırçın, öfkeli, hiddetli: Sert ses. "Zaten Atatürk'ün ne vakit öfkesine kapılarak herhangi bir kimseye karşı herhangi bir sert harekette bulunduğunu kim hatırlar?" -Y. K. Karaosmanoğlu. 10. mec. Titizlikle uygulanan, sıkı: Sert bir yönetim. 11. db. Ötümsüz.
sf. 1. Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı: Sert tahta. 2. Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen: "Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor." -T. Buğra. 3. Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı: Sert iklim. Sert hava. 4. Güçlü kuvvetli: "Kapıyı kapadı, döndü, sert adımlarla ilerledi." -M. Ş. Esendal. 5. Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı: Sert şarap. Sert tütün. 6. Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan: "Birçokları beni dik ve sert olduğum için belki sevmiyorlardı." -M. Ş. Esendal. 7. Gönül kırıcı, katı, ters: "Hayatında kimseye sert muamele etmedi ve öfke yüzü göstermedi." -N. F. Kısakürek. 8. zf. Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde: "Ben de ona bile bile sert çıkıştım." -A. Kabaklı. 9. mec. Hırçın, öfkeli, hiddetli: Sert ses. "Zaten Atatürk'ün ne vakit öfkesine kapılarak herhangi bir kimseye karşı herhangi bir sert harekette bulunduğunu kim hatırlar?" -Y. K. Karaosmanoğlu. 10. mec. Titizlikle uygulanan, sıkı: Sert bir yönetim. 11. db. Ötümsüz.
"berk" için örnek kullanımlar
dakikada Hasan Ali, 19 ve 33'te Ali ile 39'da Berk, 42'de de Berkay kaydetti.
minute Hasan Ali, 19, and 33, 39 with Ali Berk, 42, also said Berkay.
Kaynak: haberekspres.com.tr28 Şubat 2013 Perşembe 07:10. berk@risalehaber.com.
February 28, 2013 Thursday 07:10. [email protected].
Kaynak: risalehaber.com17 Şubat 2013 Pazar 10:34. berk@risalehaber.com.
February 17, 2013 Sunday 10:34. [email protected].
Kaynak: risalehaber.com22 Şubat 2013 Cuma 07:26. berk@risalehaber.com.
07:26 Friday February 22, 2013. [email protected].
Kaynak: risalehaber.comYakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
