Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

dayamak ne demek?

 - 3 sözlük, 4 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

dayamak anlamı
(-i, -e) 1. Yaslamak: "Sol kolunu yürürken hep kalçasına dayardı." -Ö. Seyfettin. 2. Bir yerden, bir kimseden yararlanmak, güç almak: "Kürekleri iskeleye dayayarak bütün hızıyla itti." -S. F. Abasıyanık. 3. Korkutmak için hızla, öfkeyle yaklaştırmak, uzatmak: Mektubu gözüne dayadı. Bıçağı göğsüne dayadı. 4. (-e) Varmak, ulaşmak. 5. mec. Kalitesiz, kötü veya çürük bir malı, gizlice iyi olanların arasına katıp müşteriye satmak. 6. (-e) tkz. Vakit geçirmeden, bekletmeden vermek: "Tezgâha giden garson, önüme koca bir kadeh rakı dayadı." -O. C. Kaygılı. 7. (-i) hlk. Kapı veya pencereyi ardına kadar açmak.

Türkçe - İngilizce

dayamak anlamı
fiil
1) recline
2) prop
3) rest
4) prop up
5) ply
6) recline on
7) support
8) base on
9) base upon
10) ply with
11) lean against
12) recline upon

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

dayamak anlamı
1. Kapı ve pencereyi ardına kadar açmak: Kapıyı bu soğukta niçin dayadın? 2. Çekmek, tahammül etmek, kaldırmak: Bu arabanın dingilleri bükülüp duru, bu eksenler dayamaz
dayamak anlamı
< ET tayamak: dayamak. || dayemek

dayamak eş anlamlısı

ulaşmak
(-e) 1. Varmak, gelmek: "Doğudan batıya kadar ulaşmış bir zafer bestesi dinliyorum." -R. H. Karay. 2. Elde etmek, erişmek. 3. Yetişmek. 4. Birbirine katılmak, dökülmek: Nehirler denizlere ulaşıyor.
uzatmak
(nsz) 1. Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak: Saç uzatmak. Tırnak uzatmak. 2. (-i) Başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek: "Koğuşun açık duran kapısından hastalar başlarını uzatıp koridordakilere, yerde duran sedyeye bakıyorlar." -M. Ş. Esendal. 3. (-e) Bir şeyi vermek için birine yöneltmek: "Şu köşe rafında toz şeker kutusu var, uzatıver bana." -A. Gündüz. 4. Germek: İp uzatmak. 5. Konuşmayı sürdürmek: "Her iki odadan üçer beşer kişi lakırtıyı uzattılar." -M. Ş. Esendal. 6. (-e) Vermek, göndermek: Can, topu Zeki'ye uzattı.. 7. (-i) Süreyi artırmak, temdit etmek: "Yıllardır beklediği bu zevkli anları mümkün olduğu kadar uzatmak istediği her hâlinden belliydi." -İ. O. Anar.
varmak
(-e) 1. Erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, vasıl olmak: "Köye akşama doğru ancak varabildim." -S. F. Abasıyanık. 2. Belli bir duruma veya düzeye gelmek: Yaşı elliye vardı. O şimdi yolun yarısına varmıştı. 3. Hoş olmayan bir sona ermek: "Beni tahkir etmeye kadar varıyorsun." -P. Safa. 4. Bir şeyi iyice anlamak veya duymak: Tadına varmak. Sırrına varmak. 5. (-i) Acımadan, çekinmeden yapmak: Eli varmak. Dili varmak. 6. Kadın, evlenmek: "Gönül verdin derlerdi o delikanlıya / En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya." -A. M. Dranas. 7. Bir durumdan başka duruma geçmek: Secdeye varmak. Uykuya varmak.
yaslamak
(-i) Bir şeyi bir yere dokunur duruma getirmek ve bu durumda bırakmak veya tutmak, dayamak.

"dayamak" için örnek kullanımlar

Güvende hissetmek sırtını başkasına dayamak mıdır?
Does anyone else back recline to feel safe?
Kaynak: blog.milliyet.com.tr
Bunu görmezden gelerek Trabzon nüfusuna sırtı dayamak, kulübün çapının küçülmesini de bir anlamda kabullenmek demek.
I recline back, ignoring the population of Trabzon, the diminution of the diameter of the club means to accept in a sense.
Kaynak: birgun.net
Ama biz askeri harekâtı bir diplomatik çözüme dayamak yerine bunu iç siyasetin dar sokaklarında kullanmayı seçtik ve sonunda 12 Eylül askeri darbesi geldi.
But we lean against military action in a diplomatic solution and in the end chose to use it instead of the narrow streets of domestic politics came the military coup of September 12.
Kaynak: sabah.com.tr
Eski modellerinde bipod yani yere dayamak için tüfek ayağı bulunsada II. Dünya Savaşı 'ında piyadeler diğer tüfekler gibi ellerinde
Kaynak: M1918 Browning
bulunur veya kaybolmuştur): cı daene “(birine bir şey) vermek” : era cı daene (dan- ra cı) “dayamak”, ero cı nıştene (nışen- ro cı) “binmek”.
Kaynak: Zazaca
olarak göstermesini Ergenekon soruşturmasından korkmasından dolayı sırtını güçlü bir yere dayamak istemesinden kaynaklandığı iddia etmektedir.
Kaynak: Tuncay Güney
bazı Berberi grupların da kendilerini Arap bir ecdada dayamak için aldatıcı ve abartılı bir çabaya girdiklerini ayrıntılı şekilde belgeler.
Kaynak: İbn-i Haldun
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.