Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

kalkmak ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

kalkmak, -ar anlamı
(nsz) 1. Gitmek üzere yerinden ayrılmak: Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız. 2. (-den) Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak: "Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı." -H. Z. Uşaklıgil. 3. (-den) Uyanarak yataktan ayrılmak: "İstemeye istemeye, altüst olmuş yataktan kalktım." -Ö. Seyfettin. 4. Yukarı doğru yükselmek: Terazinin bir gözü inince öbürü kalkar. 5. Taşıtlar yola çıkmak: Tren saat onda kalktı. 6. (-den) Uçmak, havalanmak: Uçak pistten kalktı. 7. Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak: "Çıkın arabaya, kalkacak şimdi, kalacaksınız buracıkta!" -O. C. Kaygılı. 8. (-e) Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak: At, art ayakları üzerine kalktı. 9. Kabarmak, ayrılmak: Masanın kaplaması kalktı. 10. Derlenip götürülmek: "Ne zaman kalkacağını, nereye gömüleceğini bilmek, bildirmek mümkün değil." -M. Ş. Esendal. 11. Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek: Hasta bir haftaya kadar kalkar. 12. Varlığı, hayatı son bulmak: Halifelik kalktı. 13. (-den) Yok olmak, artık bulunmamak: Ortalıktan kar kalkınca... 14. (-e) Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek: "Gözlüklerini takmadan okumaya kalktı." -N. Cumalı. 15. Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak: Yasanın bu maddesi kalktı. 16. Uygulanmaz olmak: Sıkıyönetim kalktı. 17. Güncelliğini yitirmek: Bu âdet çoktan kalktı. 18. (-e) Bir durumdan başka bir duruma geçmek: Dörtnala kalkmak. Tırısa kalkmak. 19. (-den, -e) Başka yere gitmek, taşınmak: "O yıl, çok geçmeden piyade taburu bizim ilçeden başka ilçeye kalktı." -N. Cumalı. 20. (-e) Ayakta beklemek: "Mektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun." -F. R. Atay.

Türkçe - İngilizce

kalkmak anlamı
fiil
1) get up
2) stand up
3) rise
4) leave
5) lift
6) arise
7) lift off
8) pull
9) take off
10) start
11) straighten up
12) straighten
13) pull away
14) stand upon
15) stand on
16) pull away from the kerb
isim
1) get a hard on
2) have a hard on

kalkmak eş anlamlısı

ayrılmak
(-e) 1. Ayırma işine konu olmak: "Geçen hafta, Akşehir'de Nasrettin Hoca törenine ayrılmıştı." -F. R. Atay. 2. (-den) Bir yerden, bir kimseden, bir şeyden uzaklaşmak: "Adamdan ayrılmak istediğini söyledi." -A. Ümit. 3. (-den) Boşanmak: "Artık senden saklamaya sebep kalmıyor. Ben, Remzi Bey'den ayrılıyorum." -R. N. Güntekin.
başlamak
(-e) 1. Bir işe girişmek, harekete geçmek: "Şairliğe on sekiz yaşında gazel ve rubailerle başlamıştı." -H. Taner. 2. (nsz) Çalışır, işler, yürür duruma girmek: "Bundan başka evlenme hayatı da oldukça başarılı başladı." -H. E. Adıvar. 3. Olmak, oluşmak, ortaya çıkmak, doğmak: "Şiirimiz milletimizin Anadolu'daki teşekkülü ile başlar." -Y. K. Beyatlı. 4. Görünmek: "Kasabanın kenar mahallelerinden sonra bir mezarlık başlardı." -S. F. Abasıyanık. 5. Etkisini göstermek: "Kış başlarken yapraklar döküldü." -C. Uçuk. 6. Hoş olmayan bir davranışa koyulmak: "Etraftaki çocuklar gene arsızlanmaya başladılar." -O. C. Kaygılı.
davranmak
(nsz) 1. Bir kimseye veya bir şeye karşı belli tavır takınmak: "Hiç gerekmezken dönüyor ve onu yeni görmüş gibi davranıyor." -T. Buğra. 2. (-e) Bir şeye el atmak, girişmek: "Onu örnek alan hamallar da camgöbeği takımın diğer parçalarına davrandılar." -E. Şafak. 3. (-e) Bir işi yapmaya hazır olmak, hazırlanmak: "Kalbine bu üzüntü düşünce duramadı, ayağa kalkıp gitmeye davrandı." -R. H. Karay.
doğrulmak
(nsz) 1. Eğik veya eğri bir şey, düz bir duruma gelmek. 2. Oturan veya yatan bir kimse toparlanmak, dik bir duruma gelmek: "Sırtı dönük orta yaşlı adam doğruldu." -Y. Atılgan. 3. (-e) Yönelmek: "Çocuk hızlı, paytak adımlarla parkın kapısına doğruldu." -S. F. Abasıyanık. 4. mec. Yeniden güçlenmek, kalkınmak. 5. hlk. Para sağlanmak, kazanılmak: Nasıl, gündelik doğruldu mu?
girişmek
(-e) 1. Bir işi ele almak, bir işe teşebbüs etmek: "Erkek arkadaşları ile sosyal nizam üzerinde sonu gelmeyen tartışmalara girişirdi." -H. Taner. 2. Kalkışmak. 3. Birbirine karışmak. 4. mec. Dövmek. 5. mec. Kavgaya tutuşmak.
kabarmak
(nsz) 1. Ağırlığı artmadan hacmi büyümek: Ekmek iyi kabardı. 2. Yağışlardan veya kaynamaktan taşmaya yüz tutmak: "Çay birdenbire kabararak şosenin rampalarını aşar ve epeyce zararlara sebep olur." -R. N. Güntekin. 3. Niceliği artmak, büyümek: Masraf kabardı. 4. Şişmek, genişlemek: "İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi." -P. Safa. 5. Hayvanların tüyleri dikilmek. 6. Kumaş üzerinde tüyler oluşmak, havlanmak: Bu kumaş çabuk kabardı. 7. Islanıp veya ısınıp yerinden kurtulmak: Masanın kaplaması kabardı. Dolabın boyası kabardı. 8. Deniz dalgalanmak, büyük dalgalar oluşmak. 9. mec. Bulanmak. 10. mec. Öfke, sevgi vb. duygular gittikçe güçlenmek: "Bu olayı duyunca delikanlının yüreği öç alma duygusuyla kabarır." -N. Cumalı. 11. (nsz, -e) mec. Kafa tutmak, öfkelenip üstüne yürüyecek gibi davranmak. 12. mec. Böbürlenmek, gururlanmak: "Kumandan, atını şahlandırarak hurra hurra diye kendisini alkışlayan keyifli halka boyun kırarak kabarıyordu." -Ö. Seyfettin.
taşınmak
(nsz) 1. Taşıma işi yapılmak. 2. (-e) Başka bir yere gitmek, göçmek: "Evi gezdim pek beğendim, ne yapıp yapıp oraya taşınmalıyız." -P. Safa. 3. (-e) Bir yere sık sık gitmek: Bir ay mahkemeye taşındı.
uçmak
(I) is. din b. esk. Cennet.
uçmak
(II) (nsz) 1. Kuş, kanatlı böcek vb. hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak: "Biraz havalanıp bir başka kayaya kadar uçtu." -S. F. Abasıyanık. 2. Uçak vb. araçlar özel mekanizma ile yerden yükselmek, havada yol almak. 3. Sıvı, gaz veya buhar durumuna geçmek. 4. Rengi solmak: "Rengi birdenbire uçtu." -P. Safa. 5. Rüzgâr veya başka bir itici güçle yerinden ayrılıp uzağa gitmek: Bu gece tahta perde uçmuş. 6. Yüksek yerden düşmek veya yuvarlanmak. 7. Belirmek: "Sakalı yeni çıkmış, yüzünde çocukça ifadeler uçuyordu." -S. F. Abasıyanık. 8. Patlayıcı madde ile parçalanmak. 9. Uçar gibi dalgalanmak: "Elleri trençkotunun cebinde, gözlerini karşı kıyıya dikmiş, saçları savrulurcasına geriye uçuyor." -A. İlhan. 10. Çok hızlı gitmek: "Hele bir asfalta çıkalım görürsünüz bey, derdi. Uçar bu bizim külüstür." -R. N. Güntekin. 11. Hava yolu ile gitmek: Yarın İstanbul'a uçuyorum. 12. mec. Yok olmak, ortadan kaybolmak: "Bütün kararları uçmuştu. Yüzünde iradesiz hatlar belirdi." -S. F. Abasıyanık. 13. mec. Çok sevinmek. 14. argo Keyif verici veya uyuşturucu madde aldıktan sonra hayal âlemine dalıp gitmek. 15. şaka Aşırılmak: Bizim kitaplar uçmuş. 16. din b. Dinî inanışa göre ruh ölümden sonra göğe yükselmek.
yeltenmek
(-e) Yapamayacağı bir işe girişmek, özenmek, heves etmek, meyletmek: "Bu cehaletinizi bilmeden muharrirliğe yelteniyorsunuz." -H. R. Gürpınar.

"kalkmak" için örnek kullanımlar

Yanmaktan korkan A.H. masadan kalkmak isterken başını duvara vurdu.
AH afraid of going bust his head hit the wall while trying to leave the table.
Kaynak: posta.com.tr
Dila henüz nikah kıyılamadan masadan kalkmak zorunda kalır.
Dila is forced to leave the table yet kıyılamadan wedding.
Kaynak: kadinhaberleri.com
diyerek kulüplere akıl vermeye kalkmak son derece yersiz.
extremely out of place to attempt to reason, saying clubs.
Kaynak: samanyoluhaber.com
Sadece bunu alkışlamak için bile ayağa kalkmak şart.
Just do it standing up to applaud, even essential.
Kaynak: radikal.com.tr
İntifada (okunuşu: intifadah), sözlük anlamı silkinmek, ayağa kalkmak, baş kaldırmak demektir. Genelde Filistinliler 'in İsrail işgaline
Kaynak: İntifada
şirketin tarihindeki en büyük hatalardan birini yapmış ve grup için, " Onların tarzını beğenmiyoruz, zaten 'gitar müziği' ortadan kalkmak üzere."
Kaynak: Decca
kalkmak.. | tangtung .. | adeg .. | yürümek.. | leumpang .. | papah .. | Kategori:Diller. ckb:زمانی سووندا. ext:Luenga sondanesa
Kaynak: Sundaca
Turna-g sınıfındaki diğer uçaklar gibi bir meydandan kalkmak yerine mancınık ya da katapult adı verilen bir fırlatma rampasından
Kaynak: Turna-g
Gece ve gündüz görev yapabilen tipleri mevcuttur.Gözcü sınıfındaki diğer uçaklar gibi bir meydandan kalkmak yerine mancınık ya da
Kaynak: Gözcü (uçak)
Ancak, varolan borcu zorla ödetmeye kalkmak zayıfların kuvvetlilerin etkisi altına girmesine yol açacaktır. Drago'nun bu görüşleri 1907 '
Kaynak: Drago Doktrini
Depara kalkmak : hıza kalkmak. Deparı atmak: hızlanış yapmak. Departman: bölüm. Deplase olmak : yer değiştirmek. Deplasman: yabancı saha
Kaynak: Türk diline geçmiş yabancı sözcükler
Yükseliş: Bu plana göre uzay gemisi doğrudan Ay'a fırlatılacaktı ve tüm uzay aracının yapacağı tek iş Ay'a önce inip sonra kalkmak olacaktı.
Kaynak: Apollo Projesi
Konuğunuzla beraber yemek yerken ondan önce sofradan kalkmak hatta oturduğu halde yeme işini kesmek haynapedir. Düğünlerde 'Xedze' (Düğün
Kaynak: Xabze
Ne kadar yumruk yerse yesin, ayağa kalkmak ve yaşamaya devam etmek zorundadır. Oyuncular : Haluk Piyes : Ali Pusat. Yasemin Balık : Hediye
Kaynak: Pusat(dizi)
Destiny nin kalkmak üzere olmasından dolayı ekip geri döner. Arkada ise Nicholas Rush ve Everett Young kalır. Young, Rush'a silahı odasına
Kaynak: Justice (Stargate Universe)
Onun gölgesinde oturan bir insan bir daha kalkmak istemeyecektir. Derin Dere: Resimde gürlevik dağından çekilmiş olan ve kırkgözün
Kaynak: İnköy, Hafik
Etimoloji ": Kal sözcüğü, kalkmak fiili ile bağlantılıdır. Örneğin kuşun kalkması, uçağın kalkması onun havalanması demektir ve bu sözcükle
Kaynak: Gök-Kal
Tek başınıza öğrenmeye kalkmak, yanlış ve engelleyici egzersizlere kayabilme düşüncesi ile, tavsiye edilmez. Otojenik Eğitim, ile yaklasık
Kaynak: Otojenik eğitim
Yaşanan değişmeler sonucu, bahsedilen faaliyetler ve bunlara ait tezgah ve aletler,ortadan kalkmak üzeredir. Geleneksel zanaatlara ait ürün
Kaynak: Taşköprü, Kastamonu
Hâlâ alfa taksonomi çalışmalarına ihtiyaç duyulan gruplarda bunu bir kenara bırakıp beta ve gamma taksonomisi ile çalışmaya kalkmak
Kaynak: Taksonomi
günümüzde hâlâ tartışılmaktadır. Nutuk 'ta bu toplantıda Vahdettin'le ilgili “Sevr Muahedesi'ni bizzat ayağa kalkmak suretiyle kabul etmiştir.”
Kaynak: Sevr Antlaşması
adı verilen yumuşak bir deri katmanının altında büyür. Yukarıdaki ren geyiğinin boynuzlarından biri üzerindeki kadife katmanı kalkmak üzere.
Kaynak: Ren geyiği

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.