Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

mahsus ne demek?

 - 3 sözlük, 5 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

mahsus anlamı
(I) sf. 1. Özgü: "Kanun, gizli eşyayı bulmaya mahsus bir fal kitabı değildir." -N. F. Kısakürek. 2. Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır: "Vatan bizim kılıcımızın ekmeğidir. Daima kendimize mahsus, kendimize münhasır biliriz." -N. Kemal. 3. Özel: "Kayseri'nin sayın valisine mahsus selam ederim." -B. R. Eyuboğlu. 4. zf. Özellikle: Buraya, mahsus bunun için geldim. 5. zf. Bilerek, isteyerek, kasten: "... kapıyı mahsus açık bırakmıştı." -A. İlhan. 6. zf. Şaka olarak, şakadan: Mahsus söylüyor, inanmayın.
mahsus anlamı
(II) sf. esk. 1. Duyulan, anlaşılan, hissedilen. 2. Belli, ortada, aşikâr.

Türkçe - İngilizce

mahsus anlamı
zarf
1) intentionally
2) on purpose
3) purposely
4) by design
5) wilfully
sıfat
1) intentional

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

mahsus anlamı
(< Ar. mahsûs) mahsus, şakadan
mahsus anlamı
< Ar. mahsûs: mahsus; bilhassa

mahsus eş anlamlısı

anlaşılan
zf. Anlaşıldığına göre, galiba, muhtemelen: "Anlaşılan sen İstanbul'un acemisi olmalısın." -O. C. Kaygılı.
belli
(I) sf. Beli olan: "Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin?" -N. Araz.
belli
(II) sf. 1. Bilinmedik bir yanı olmayan, malum: "Hâlimiz, vaktimiz sizce belli." -H. R. Gürpınar. 2. Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr: "Kıyafetinden söyleyeceği şeyin ciddiyeti belli." -Ö. Seyfettin. 3. Belirli, muayyen: "Bu oyun çok kısa, belli bir temsil süresi doldurmuyor." -A. Ağaoğlu.
bilerek
zf. İsteyerek, kasten.
kasten
zf. (ka'sten) Kasıtla, bile bile, isteyerek: "Fakülteye giderken kasten kaçırırdım otobüsü." -Ç. Altan.
münhasır
sf. 1. Bir kimse veya bir şey için ayrılmış, mahsus: "Onu yalnız ince hastalığa münhasır zanneder, başka hastalıklara aldırmadığı hâlde, veremliden son derece çekinirdi." -R. N. Güntekin. 2. Sınırlanmış, sınırlı: Harp yalnız Avrupa'ya münhasır kalmadı.
ortada
sf. 1. sp. Sonucu belli olmayan (karşılaşma). 2. zf. Topluluk içinde, arasında. 3. zf. Görünür yerde, göz önünde: "Moralinin, inadının, zaman zaman da aşırı ataklığının nedeni ortadadır." -H. Taner.
özel
sf. 1. Yalnız bir kişiye, bir şeye ait veya ilişkin olan. 2. Benzerlerinden ayrılmasını sağlayan bir özelliği olan, spesiyal. 3. Bir kişiyi ilgilendiren, hususi, zatî: "Özel bir diyeceği varmış gibi koluma girdi sokakta." -N. Cumalı. 4. Devlete değil, kişiye ait olan, hususi, resmî karşıtı. 5. Dikkate değer: Özel bir ilgi gösterdi. 6. Ayırt edici bir niteliği olan. 7. Her zaman görülenden, olağandan farklı: Özel durumları da göz önüne alalım.
özellikle
zf. (özelli'kle) Özel olarak, her şeyden önce, başta, hele, bilhassa, hususuyla, bahusus, mahsus: "Evde, özellikle yaz ve güz aylarında çeşit çeşit kadınlar çalışırdı." -A. Ağaoğlu.
özgü
sf. Birine, bir şeye ait olan, belli bir kimsede, şeyde veya türde bulunan, aynı cinsten başka hiçbir türde veya bireyde rastlanılmayan, öze, has, mahsus: "Bu, içinde doğduğu, geliştiği, biçim kazandığı topluma özgü dildir." -N. Uygur.
şakadan
zf. Şaka olarak, şaka diye, mahsus: "Rüstem abim şakadan ölü gibi yatarmış meğer sarılıvermiş kardeşine, öpmüş." -Y. Atılgan.

"mahsus" için örnek kullanımlar

haysiyetsizlik şerfsizlik sarı laciverte mahsus bir olgu.
dishonorable conduct a case şerfsizlik yellow navy blue off.
Kaynak: spor.mynet.com
Gerçekten de kurulumu bir kereye mahsus ve özenli olarak gerçekleştirmeniz gerekiyor.
Indeed, the need to perform the installation as a one-off and attentive.
Kaynak: posta.com.tr
Ancak bunun içinde bir defaya mahsus faktörler var.
However, there is in it a one-off factors.
Kaynak: haberimport.com
Mevlevîhâne, Mevlevi tarikatına mahsus tekkelere verilen addır. XIII. asırda Mevlânâ Celâleddin Rûmi 'nin oğlu Sultan Veled tarafından
Kaynak: Mevlevîhâne
Ad hoc (IPA : at hɔk); "amaca özel, niyete mahsus" anlamına gelen Latince ibaredir. Genelde bir soruna yönelik, geçici bir çözümü
Kaynak: Ad hoc
Ferace, Osmanlı 'ya mahsus uzun kollu, yakasız, bol ve siyah renkte pardüseyi hatırlatan üst elbise. Günümüzde, Türkiye 'nin batı
Kaynak: Ferace
Düğürcuk Çorbası, bulgurdan yapılan ve Halaç Türkleri ne mahsus bir çorbadır. Amasya Gümüşhacıköy yöresinde de yapılır. Etimoloji
Kaynak: Düğürcük çorbası
Bir elektrik Sigorta alternatif ve doğru akım devrelerinde kullanılan cihazları ve bu cihazlara mahsus iletkenleri, aşırı akımlardan
Kaynak: Sigorta (elektrik)
MTV Video Music Award for Best Artist Website ödülü bir kereye mahsus olarak 1999 yılında sahibini bulmuş ardından da bu kategori MTV Video
Kaynak: MTV Video Müzik Ödülleri En İyi Sanatçı Websitesi
Çam balı arıların çiçek polen inden değil, Akdeniz iklimine mahsus bazı çam ağacı türlerinin gövdesinde yaşayan bir aracı böceğin
Kaynak: Çam balı
Tahinli pide Konya 'da Kadınhanı 'na mahsus bir tatlı çeşididir. Ramazan ayında yaygın olarak yapılır ve yenir. Kadınhanı Tahinli Pidesi
Kaynak: Kadınhanı tahinli pidesi
Kölemez,koyun sütünden yapılan bir süt mamülü olup koyun sütü koyulaştığı zaman kaymak kıvamında yapılan ve yörük lere mahsus bir süt
Kaynak: Kölemez
Cıvıklı, Kayseri 'nin Develi ilçesine mahsus bir pidedir. Hamurun üzerine serilen ve özel olarak yapılan et malzemesinin fırında
Kaynak: Cıvıklı
Çığırtkanlar, İstanbul 'da özellikle çarşı pazarda kendilerine mahsus edebiyatı olan bir meslekti. Bir şey duyurulmak ya da bir yere
Kaynak: Çığırtkanlar
1902 tarihli Nizamname ile çıkarılan bu madalya­nın bir tarafında Hamidiye Hicaz Demiryoluna hizmet eden hamiyetmendana mahsus madalyadır
Kaynak: Hicaz Demiryolu Madalyaları
bu duaya mahsus ilahi; bir ölünün hatırasına yapılan merasim. ölüler için yazılan müzik. ölünün ruhu için okunan dua/ilahi. ölüler için
Kaynak: Requiem
Umuma Mahsus (Bordo) Pasaport: Umumi pasaport. Kanunu'nda belirtilen şartları taşımayan kişiler umuma mahsus pasaport başvurusunda bulunabilirler.
Kaynak: Türk pasaportu

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.