Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

taşımak ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

taşımak anlamı
(-i) 1. Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek: "Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı." -S. F. Abasıyanık. 2. Üstünde bulundurmak: "Boynunda asılmış gümüş bir köstek taşırdı." -Y. K. Beyatlı. 3. Bir nesnenin ağırlığını yüklenmek: "Değirmenin üstünde ise değirmen koluyla birleşen çarkı taşıyan bir çanak bulunur." -S. Birsel. 4. Boru, kanal vb. ile sıvı maddeleri bir yerden başka bir yere aktarmak. 5. (nsz) Giymek: "Devlet üniforması taşıyordu." -H. Taner. 6. Sahip olmak, özellik olarak bulundurmak. 7. mec. Katlanmak, üstlenmek, yüklenmek, çekmek. 8. (nsz) mec. Duymak, hissetmek: "İçlerinde her şeye karşılık bir suçluluk duygusu taşırlar." -T. Dursun K.

Türkçe - İngilizce

taşımak anlamı
fiil
1) carry
2) transport
3) bear
4) tote
5) convey
6) relocate
7) wear
8) haul
9) carry away
10) remove
11) waft
12) sustain
13) run
14) walk
15) ride
16) wash
17) bear away
18) put across
19) stanchion

taşımak eş anlamlısı

çekmek
(-i, -e) 1. Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek: "Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." -R. N. Güntekin. 2. Taşıtı bir yere bırakmak, koymak. 3. Germek: İpi çekmek. 4. İçine almak, emmek. 5. Bir yerden başka bir yere taşımak: Ekini tarladan çekmek. 6. Bir amaçla ortadan kaldırmak: Piyasadaki parayı çekmek. 7. Solukla içine almak: "Beş defa yutkunup üç defa burnunu çektikten sonra anlattı." -B. R. Eyuboğlu. 8. Üzerinde bulunan bir silahla saldırmak için davranmak: "Elindeki tabancayı tetiğine basmak için yeni çekivermiş gibiydi." -T. Buğra. 9. Atmak, vurmak: Dayak çekmek. Şut çekmek. 10. Bir kimseyi veya bir şeyi geri almak. 11. Güç durumlara dayanmak, katlanmak: "Yalnız bende meçhul bir hastalık vardı. Sekiz yaşından beri çekiyordum." -P. Safa. 12. Tartıda ağırlığı olmak: "Tartsaydınız kırk, kırk beş kilodan fazla çekmezdi." -P. Safa. 13. Döşemek: Kablo çekmek. 14. Herhangi bir engel kurmak: "Derenin kış yaz kurumayan suları böğürtlen fidanlarını yükseltmiş, iki tarafa yemiş dolu bir koyu çit çekmiş." -R. H. Karay. 15. Şans denemek amacıyla hazırlanmış kâğıtlardan birini almak: "Birisi niyet çeksin de biz de bir lokma bir şey yiyelim, diye bekleşiyorlar." -S. F. Abasıyanık. 16. İmbik yardımı ile elde etmek: İspirto çekmek. Gül yağı çekmek. 17. Çizgi durumunda uzatmak: "Kirpiğine sürme çek / Kına yak parmağına" -F. N. Çamlıbel. 18. Aynısını yazmak veya çizmek: Yazıyı temize çekmek. Kopya çekmek. 19. Tedavi amacıyla şişe, vantuz, sülük vb.ni uygulamak: Bardak çekmek. 20. Bir yerden bir şeyi yukarı doğru almak. 21. Görüntüyü bir aletle özel bir nesne üzerine kaydetmek: Fotoğraf çekmek. Film çekmek. 22. Taşıma gücü olmak: Bu araba 500 kilodan çok yük çekmez. 23. Öğütmek: Kahve çekmek. 24. Protesto, poliçe, çek vb. düzenleyip yürürlüğe koymak. 25. Dikkat, ilgi vb.ni üzerine toplamak: "Bu kadın iyi terzi elinden çıkmış koyu renk elbiseleri içinde biçimli vücuduyla az sonra dikkati çeker." -R. H. Karay. 26. Hoşa gitmek, sarmak. 27. Kaçan ilmeği örmek: Çorap çekmek. 28. Masrafını karşılamak, ikramda bulunmak: "Beni lokantasına götürdü, âlâ bir öğle yemeği çekti." -H. E. Adıvar. 29. Bir duyguyu içinde yaşatmak: "Ona yanıyorum, onun hasretini çekiyorum." -R. H. Karay. 30. Yürütmek, sürmek: "Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın." -Y. K. Beyatlı. 31. (-e) Bir kimse ailesinden birine herhangi bir bakımdan benzemek: "Yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur." -T. Buğra. 32. Bir şeyin içyüzünü anlamak amacıyla bir kimseyi sıkıştırmak: Sorguya çekmek. 33. (-i, -e) Herhangi bir anlama almak: Bak, sözümü nereye çekti! 34. (-i, -e) Örtmek, giymek: "Yorganınızı başınıza çeker ve uykunuza devam edersiniz." -R. H. Karay. 35. (-i, -e) Dişi hayvanı çiftleşmek için erkeğin yanına götürmek. 36. Yol, ay sürmek: "Sevmediğim ayların çoğu otuz bir çeker, uzundur." -B. Felek. 37. (nsz) Daralıp kısalmak: Kumaşı yıkayınca çekti. 38. Söylemek: "Bir nutuk çekmeye başlarken birdenbire yutkunmuş susmuştu." -Y. K. Beyatlı. 39. Asmak: "Açıkta durduk. Demir attık. Kayığa tehlike bayrakları çektik." -Halikarnas Balıkçısı. 40. Boya, badana vb. sürmek. 41. Yollamak: "Çektikleri telgrafı babasıyla annesi, bakalım, alabilecekler mi?" -A. İlhan. 42. Bir şeyi emip dışarıya çıkarmak: Tulumba, suyu iyi çekiyor. Baca iyi çekiyor. 43. Hamur vb. iyice pişmiş duruma gelmek. 44. fiz. Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisine yaklaşmaya zorlamak, itmek karşıtı. 45. tek. Vericiden gelen dalgaları algılayarak televizyon, radyo, telefon vb. aygıtlarla bağlantı kurmak. 46. argo İçki içmek: "Çok kimse rakısını bağında çekiyordu." -F. R. Atay.
duymak
(-i) 1. Bilgi almak, öğrenmek, haber almak: Yaptıklarını duydum. 2. İşitmek, ses almak: "Çamaşırcı Fatma kadın annemin duymayan kulaklarına yalvarıyor." -Y. Z. Ortaç. 3. Dokunma, koklama vb. duyularla algılamak, hissetmek: "Yüzme denilen mucizeyi ancak beş altı sene sonra avuçlarımızın içinde duyabilecektik." -B. R. Eyuboğlu. 4. Nesnelere dokunmakla onların sıcaklık, soğukluk, sertlik, ağırlık, hareket vb. fizik durumlarından bilgi edinmek, hissetmek: Elimin üzerinde bir böceğin gezdiğini duydum. 5. (nsz) Bir ruh durumu içine girmek: "Hakiki bedbahtlar, sefaletlerini birdenbire açığa vurmaktan utanç duyarlar." -R. N. Güntekin. 6. (nsz) mec. Sezmek, fark etmek, hissetmek: "Güzel olmasın fakat ruhu olsun, bir şey duysun." -H. C. Yalçın.
hissetmek
(-i) (hi'ssetmek) 1. Fiziksel bir uyarıyı duymak: "Hançer saplanmış gibi keskin bir sızı hissetmişti kasıklarında" -A. Kulin. 2. Bir şeyden etkilenmek, duymak. 3. Sezmek, farkına varmak, anlamak: "Bu yıkılışın ona geldiğini hep hissediyorduk." -F. R. Atay. 4. mec. Saymak, addetmek: "Ömürleri boyunca hep kendilerini başkalarından sorumlu hissetmiş ve ancak böyle ayakta kalabilmiş insanlardan biriydi." -E. Şafak.
katlanmak
(nsz) 1. Katlama işi yapılmak: "Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu." -E. Şafak. 2. (-e) mec. Hoş olmayan bir duruma, güç şartlara dayanmak, tahammül etmek: "Böyle bir yolculuğa katlanabilecek hâlde değildir." -F. R. Atay.
üstlenmek
(-i) Üstüne almak, yüklenmek, deruhte etmek: "Babam üzerinde durmamış, onun papara payını da üstlenen annem ise bunu bir mesele hâline getirip küplere binmişti resmen." -E. Şafak.
yüklenmek
(-e) 1. Yükleme işi yapılmak veya yükleme işine konu olmak: "Daha şimdiden evin bütün işleri Peyker'in üstüne yüklenmiş." -M. Ş. Esendal. 2. Kendi ağırlığını başka bir şey üzerine vermek, bedeniyle abanmak: "Araba durdukça önümdekine, kalktıkça arkamdakine yükleniyorum." -B. Felek. 3. (-i) Bir yükü taşımayı üstüne almak: Bavulları yüklendi. 4. mec. Üstüne düşmek, zorlamak: "Hep birden yüklenmişlerdi o zaman Rahmi'ye; saygısızlık ettin, kırdın diye." -T. Buğra. 5. (-i) mec. Bir şeyi yapmayı kabul etmek, üstüne almak.

"taşımak" için örnek kullanımlar

Biz yüzde 80'lere taşımak için duyarlılıklarımızı göstereceğiz.
We will show our sensibilities to move 80 percent.
Kaynak: bugun.com.tr
yanında taşımak isteyenlerin her türlü ihtiyacına cevap veriyor.
meets all the needs of those who want to move to next.
Kaynak: cnnturk.com
Başarımızı daha da yukarılara taşımak için çalışıyoruz.
Our success is trying to move up further.
Kaynak: trtspor.com.tr
350 gram ağırlık yanınızda taşımak için uygun görünüyor.
350 grams weight seems appropriate to carry with you.
Kaynak: haber.gazetevatan.com
Bir yük varış yerine götürüldükten sonra konteynerin yeniden başka bir yükü taşımak üzere çevrime dahil olması planlanmıştır.
Kaynak: Konteyner taşımacılığı
Zırhlı personel taşıyıcı veya kısaca ZPT, piyadeleri cepheye taşımak için üretilen Zırhlı savaş aracı dır. Genellikle makineli tüfek ile
Kaynak: Zırhlı personel taşıyıcı
Kamyonet, İzin verilebilen azami yüklü ağırlığı 3500 kg'ı geçmeyen ve yük taşımak için imal edilmiş motorlu taşıt . Galeri: Resim:Albert
Kaynak: Kamyonet
Barut, enerji yi biriktirmek, taşımak ve harekete geçirmek için kullanılan ilk teknoloji lerden biridir. Tarihçe: 1800'lerin ikinci yarısı
Kaynak: Barut
Pompa ya da basaç, sıvı ları taşımak için kullanılan mekanik bir aygıttır. sıvıyı düşük basınçtan yüksek basınca hareket ettirir ve bundan
Kaynak: Pompa
Disket, (Floppy disk) bilgisayar daki bilgiyi taşımak için kullanılan, üzerine demir oksit kaplanmış bir plastik diskin yine plastik bir
Kaynak: Disket
Torpido bot, savaşta torpido taşımak için tasarlanmış nispeten küçük ve hızlı bir savaş gemisidir. İlk tasarımlar bomba yüklü bir
Kaynak: Torpido bot
Lastikler hareketsiz araba yı taşımak, kalkış ve fren anında ortaya çıkan büyük yük transferlerine mukavemet göstermek, fren yapıldığında
Kaynak: Otomobil lastikleri
Eskiden insan ların yük taşımak için kullandıkları araç. Genellikle öküz ler tarafından çekilmek suretiyle, bazen de at veya eşek le de
Kaynak: Kağnı
Büyük gövdeli uçakları (Airliner) yolcu ve kargo taşımak için üretilmiş geniş-sabit kanatlı uçaklardır. birden fazla yolcu taşımak için
Kaynak: Yolcu Uçağı
Kın, kılıç ya da diğer kesici silah ları tutmak, taşımak veya saklamak için kullanılan kılıftır. Kınlar yıllardır deri , tahta ve
Kaynak: Kın
Ayırma Taşıyıcısı (ya da Straddle Carrier) ISO standardında konteyner leri taşımak ve istiflemek üzere liman terminalleri ve ağır
Kaynak: Ayırma taşıyıcısı
Okul otobüsü , öğrenci servisi ya da okul servis aracı, okullara öğrenci taşımak için özel olarak bazı donanımlara sahip olan otobüs
Kaynak: Okul otobüsü
Konteyner gemisi, uluslararası standartlardaki konteyner kutularını taşımak için tasarlanmış, ağır yük taşımacılığında kullanılan gemidir
Kaynak: Konteyner gemisi
Arap Boru Hattı, Mısır doğalgazını Avrupa 'ya taşımak amacıyla kurulması planlanan boru hattı dır. Lübnan , Ürdün , Suriye ve Türkiye 'yi
Kaynak: Arap Boru Hattı
Alfhem 1, 1954 Mayıs'ında Guatemala 'daki Arbenz hükümetine Çekoslovak silah ve cephanesini taşımak için kullanılmasıyla tanınan İsveç
Kaynak: Alfhem
Derivasyon tesisleri su yapılarında, su yu bir yerden başka bir yere taşımak için kullanılan; tünel ya da açık kanal şeklindeki yapılardır.
Kaynak: Derivasyon
Yük taşımak ve istif yapmak amacıyla kullanılan araçlardır. Kullanıcının yaya olarak kullandığı insan gücüyle çalışan ve akülü tipleri
Kaynak: İstifleme makinesi

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.