Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

hafif ne demek?

 - 3 sözlük, 3 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

hafif anlamı
sf. 1. Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı. 2. Güç veya yorucu olmayan, kolay: Hafif bir iş. 3. Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa: Hafif bir kadın. 4. Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek): "Onlar da akşam yemeğini pek hafif yerlerdi." -S. F. Abasıyanık. 5. Kalınlığı veya yoğunluğu az olan: "Dışarıda yanan lambanın aydınlığıyla burası hafif bir karanlık içindeydi." -M. Ş. Esendal. 6. Etkisi az olan, sert karşıtı: Hafif bir içki. 7. Önemli olmayan: Hafif bir ceza. 8. Çok dik olmayan (sırt, yokuş): "Hafif bir meyilden indik." -H. R. Gürpınar. 9. Gücü az olan, belli belirsiz: "Kaskatı kesilmiş vücudu, suyun hafif akıntısına uyarak yavaş yavaş uzaklaştı." -R. N. Güntekin. 10. Sıkıntısız, ferah, rahat: Kendimi bugün çok hafif hissediyorum.

Türkçe - İngilizce

hafif anlamı
sıfat
1) light
2) mild
3) lightweight
4) slight
5) soft
6) small
7) weak
8) subdued
9) lenient
10) loose
11) unsound
12) digestible
13) airy
14) tenuous
15) frivolous
16) frail
17) feeble
18) distant
19) feint
20) blancmange
21) cushy
22) dulcet
23) piano
24) unsubstantial
25) wishy-washy
zarf
1) light
2) lightly
isim
1) easy of digestion

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

hafif anlamı
Hafif, bakınız» hefif

hafif eş anlamlısı

ferah
(I) is. Kalp, gönül, iç vb.nin sıkıntısız, tasasız olma durumu: "Bugün başım ne kadar dinç, gönlüm ne kadar ferah." -O. C. Kaygılı.
ferah
(II) sf. 1. Bol, geniş: Ferah bir ev. 2. Havadar, aydınlık, iç açıcı (yer): "Bu kahvenin ferah ve sevimli bir taraçası vardı." -Y. K. Karaosmanoğlu.
hoppa
sf. Yaşına uymayan davranışlarda bulunan, delişmen, serbest, koket, ağırbaşlı karşıtı: "Bu hoppa oğlan, karısına ne diller dökecek, ne potlar kıracak, ne çamlar devirecekti." -H. R. Gürpınar.
kolay
sf. 1. Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı: "Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı." -H. Z. Uşaklıgil. 2. is. Kolaylık: İşin kolayını buldum. 3. zf. Kolayca, sıkıntısız bir biçimde, basitçe: "Yolu bulmak kolay oldu." -Halikarnas Balıkçısı.
rahat
is. 1. İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur: "Eniştem de üşengen bir adamdır, rahatı kaçar diye üstüne düşmedi." -M. Ş. Esendal. 2. sf. Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan: "Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur ve mutluluk verici tatlı rüzgâr karşısındayım ki..." -R. H. Karay. 3. sf. Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen: "Ben sana güzel ve rahat bir oda hazırlattım." -P. Safa. 4. sf. Aldırmaz, gamsız: Rahat adam. 5. zf. Kolay bir biçimde, kolaylıkla: "İstersen beraber gidelim. Haydi al torbanı. Bir saatte rahat varırız." -M. Ş. Esendal. 6. ünl. "Hazır ol" durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut.
sıkıntısız
sf. 1. Sıkıntısı olmayan. 2. Sıkıntı vermeyen, meşakkatsiz.
yeğni
sf. 1. Ağır olmayan, hafif. 2. mec. Ciddi olmayan.

hafif zıt anlamlısı

ağır
sf. 1. Tartıda çok çeken, hafif karşıtı: Kurşun ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır. 2. Çapı, boyutları büyük: Ağır top. Ağır tank. 3. Yoğun: "Evin sofasına girer girmez kendisini ağır bir duman karşıladı." -A. Sayar. 4. Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak). 5. mec. Değeri çok olan, gösterişli: "Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan'ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi." -M. C. Kuntay. 6. mec. Çetin, güç: "Denizcilik tarihinin en ağır sorumluluklarından birini üzerine alıyordu." -F. F. Tülbentçi. 7. mec. Tehlikeli, korkulu, vahim. 8. mec. Sıkıntı veren, bunaltıcı. 9. mec. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı: "Kızmıştım, Keziban'a söylenecek şöyle ağır bir söz arıyordum." -N. Ataç. 10. mec. Ağırbaşlı, ciddi: "Bu, on dokuz yaşında ufak tefek bir kızdı. Fakat otuz yaşındaki bir insandan daha ağırdı." -H. E. Adıvar. 11. mec. Keskin, boğucu (koku): "Bu koku, en hafif rüzgârla burnu kuvvetli bir adama uzaktan kendini hissettirecek kadar ağırdır." -F. R. Atay. 12. Kısık, alçak: "Ağaya pek duyurmak istemeyen ağır bir sesle kulağıma eğildi." -O. C. Kaygılı. 13. mec. Davranışları yavaş olan. 14. mec. Sindirimi güç (yiyecek): Ağır bir yemek. 15. is. sp. Ağır sıklet: Yıllarca ağırda güreşti. 16. zf. Yavaş bir biçimde: "Cüneyt Bey sözlerini tartıyormuş gibi ağır söylüyordu." -E. İ. Benice.
sert
sf. 1. Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı: Sert tahta. 2. Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen: "Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor." -T. Buğra. 3. Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı: Sert iklim. Sert hava. 4. Güçlü kuvvetli: "Kapıyı kapadı, döndü, sert adımlarla ilerledi." -M. Ş. Esendal. 5. Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı: Sert şarap. Sert tütün. 6. Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan: "Birçokları beni dik ve sert olduğum için belki sevmiyorlardı." -M. Ş. Esendal. 7. Gönül kırıcı, katı, ters: "Hayatında kimseye sert muamele etmedi ve öfke yüzü göstermedi." -N. F. Kısakürek. 8. zf. Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde: "Ben de ona bile bile sert çıkıştım." -A. Kabaklı. 9. mec. Hırçın, öfkeli, hiddetli: Sert ses. "Zaten Atatürk'ün ne vakit öfkesine kapılarak herhangi bir kimseye karşı herhangi bir sert harekette bulunduğunu kim hatırlar?" -Y. K. Karaosmanoğlu. 10. mec. Titizlikle uygulanan, sıkı: Sert bir yönetim. 11. db. Ötümsüz.

"hafif" için örnek kullanımlar

Genç kızın göğsünde hafif derecede yanık olduğu öğrenildi.
Learned that the young girl's chest, mild burns.
Kaynak: magazin.haberturk.com
Göğsünde hafif derecede yanık olduğu öğrenilen A.H., Zehra Çilingiroğ
AH learned that mild burns on his chest, Zehra Çilingiroğ
Kaynak: takvim.com.tr
Dün öğlen başlayan kar yağışı hafif şekilde devam ediyor.
Yesterday afternoon, a light snow began to continue.
Kaynak: haber.stargazete.com
Hafif sakatlığı bulunan Arjen Robben ise yedek kulübesinde maça başlayacak.
If Arjen Robben on the bench to start the game with a slight injury.
Kaynak: habergazete.com
Birleşik Krallık hafif tankları, Birleşik Krallık tarafından üretilen ve kullanılan hafif sınıf tanklardan oluşan bir seriydi.
Kaynak: Birleşik Krallık hafif tankları
Abukuma, Japon İmparatorluk Donanması'nın Nagara sınıfı hafif kruvazörü. Adını Tohoku bölgesindeki Abukuma Nehrinden gelen Abukuma olarak
Kaynak: Abukuma (hafif kruvazör)
Norinco Type 63 Çin yapımı bir ambifi hafif tanktır. 1963'te görülmüştür. Sovyet PT-76 ambifi hafif tankının gövdesinden, Type 62'nin
Kaynak: Type 63 hafif tank
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.